00:10

on dakika önce. sokakta karlar daha erimemiş, düz olan tabanlarım kaymakta zorluk çekmiyor. şair nedim gündüz vaktinden daha işlek ki karşıdan karşıya geçmek için baya bir zorlanıyorum. arabaların farları gözümü alıyor arada. adımımı hızlıca atıyorum karşıya geçmek için. her nekadar ayağımı birikmiş karın içine sokuşturmaya çalışsamda bir diğeri kayıyor ve elimle kaputuna vurabildiğim beyaz megane ayağımın bir santim yanından geçiyor. bihayet karşıya geçiyorum. sert, kesin ve emin adımlarla. aklımda onlarca kelime neyi anlatmak istedikelrinden habersiz. sırtımdan süzülen ter. aslında şimdi, şu anda tam da evimin kapısına uzanan sokaktan inetken kendimle gurur duymalıyım üç derecede alev alev yanan vücudum ve sırtımdan süzülen terle. uzaktan bir ses az iç artık diyor. yoo artık içmiyorum diye savunuyorum kendimi. -onlar eskide kalmıştı.
kar kütleler oluşturmuş karanlıkta, belliki insan kürekleri ruh vermeye çalışmış kendineden kaçarak. odamın önunde sadece burnunu gördüğüm bir kardan adam. çöpler sokaklarda hafif rüzgarla gezintiye çıkmış.
şimdi uyuya bıraktırğım herşey güzel, uykuya bıraktığım herşey narin soğuk uzanırken üzerime. şair nedim şimdi sessiz. ara sokaklarında ruhları, korktuğumu bile bile eve sokana dek beni izlemekte…


Yorumlar

“00:10” için 2 yanıt

  1. noreply@blogger.com (Okyanu∫takί rüzgaſ ~) avatarı
    noreply@blogger.com (Okyanu∫takί rüzgaſ ~)

    üni tatiIiydi 2 gün önce ve ben bileğimin üzerine yapışmayı becerdim..

    Tek el ile yazıyorum. Düşmeyeli de epeyce zaman olmuştu.Kardanadamlar falan yapıyorduk o zamanlar.

    Kardanadam yapmayalı cok oldu.

  2. noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları) avatarı
    noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları)

    o zamanlardan kalan sadece ilk beyazın yarattığı gülümseme. hoş o da eskisi gibi değil ya varlığıyla mesudum. katopları, kardan adamlar, şimdi hepsi birer anlamsız gülümseme…

    geçmiş olsun…

Siz ne düşünüyorsunuz?