O kadar gezmenin üstüne birde akşamında Bangkok gecelerine akalım dedik. Orada meşhur olan bir diskoya gittik. Adını hatırlamıyorum şu an. O esnada daha hat almamıştık. Sanırım hızlı başladık gecelere. Neyse mekana gittik. Bir kaç bölüm var. Canlı müzik, DJ derken biraz takıldık. Girişte bizden ücret aldıklar ve üzerinde kupon olan bir kağıt verdiler sonra öğrendik ki bunlar ile içecek alabiliyormuşuz. Hesap yaptığımızda aslında giriş paralı sayılmaz sadece kulüp parayı garanti altına alıyor. Bu arada yerel halktan para almıyorlar.
Mekanda biraz takıldık. Biraz diyorum koskoca Bangkok’ta gariptir ki, saat ikide her yer kapanıyor. Fiyatlar iyi. Hemen hemen bizimle aynı sayılır standart bir yer için. Ancak buranın meşhur olduğunu düşünürsek düşük. Aynı mantıkta Türkiye’deki bir yerde muhtemelen soyulursunuz.
Ne zaman hava aydınlanıyor pek anlamıyorum. Sanıyorum yorgunluğu daha atamadım. Gece dışarı çıktık. Bir disko varmış, kop kop, kopmaya çabaladım bende çok becerikli olduğum söylenemez bu konuda. Ama ilginçtir ki bütün olayın burada ikide bitmesi. Herkes çil yavrusu gibi dağıldı. E sonra da uyku vakti.
Şehirde bir sürü adım başı, Seven Eleven var. Ucuzlar da. Bir çok malzemeyi buradan götürmeyip oradan aldım. Her akşam müptelası olduğum ufak sandviçlerden birer tane attım. Bir buçuk liraya, bilemedin üç liraya tekabül ediyor fiyatları markasına göre. Türkiye’de yiyemiyorum, burada stokladım.
Aksam birkaç sandviç attım balıklı ucuz ve güzel bizim dardaneller gibi olanlardan onların çeyrek fiyatına Birde yeşil çay yapraklı kek. Güzel ya…
Siz ne düşünüyorsunuz?