Artık nefes almakta zorluk çekiyorduk. İçimize çektiğimiz hava daha fazla boğuyordu bizi. Çoğu insan rahat nefes alma düşüncesi ile oksijen tüplerine yönelmişti. Bu konuda sektör iyiden iyiye gelişmeye başlamıştı. Artık soğutulmuş hava bile satan vardı. Sıcak insanları evine kapatmış enerji tüketimi hat safhadaydı. Bunu en etkin sebeplerinden biri ise yaramaz bir çocuk gibi rahat durmayan güneşti. Dönemsel yaşanan patlamalar dünyanın düzenini de bozmuştu. En şiddetlisinin ise 2013’te yaşanacağını söylüyordu bilim adamları. Elbette yeni doğumlar, yaşanılan bu değişimlere ayak uyduruyordu. Onların yapıları daha çabuk ayak uyduruyordu yeni dünyaya… Ancak kendim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim…
Henüz tüplerden kullanmaya başlamış değilim. Her ne kadar kafanın sürekli güzel olma duygusu beni dürtse de deneyeceğimi düşünmüyorum. Nedense kuru maddelerden kafayı bulmak bana biraz tuhaf geliyor. Bu sabah bana yataktan kalkmak zor geliyor. Gözümü her kapadığımdaysa rüyalar içerisinde boğuluyor buluyorum kendimi. Onlarca olay yaşamama rağmen, zaman bir türlü geçmiyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?