Yazılanları düzenleyip döndükten sonra biraz yorum yapabilirim demiştim. Yavaştan başlayayım diyorum. Bu şekilde farklı renkler ile yazacağım ki neyin ne olduğu ortaya çıksın.
Bu benim ikinci Tayland gezim. Sanıyorum daha önce yazmıştım. İlki iş için olduğundan dolayı pek fazla dolandım diyemeyeceğim ama bu sefer tatilin dibine vurdum diyebilirim. Ben öyle gezi yazısı yazamam pek ama aklımda kalanları ne yapıp ne yapmadığımızı neler hissettiğimi paylaşmaya çalışacağım. Bakalım nasıl olacak.
Ilk gün biraz uyuduktan sonra kendimizi yola attık. Fit’in yalancısıyım 17.3 km yürümüşüz. Yorgunluğu ve pişmeye başlayan bacak aranı düşünürsem bu sıcak ve nemli havada bu kadar yürümüş olmam olası.
Daha sakin bir zamanda gittik bu kez Taylan’a. Sakin dediysem turist bakımından değil tabi hava bakımından. Geçen sefer Mayıs ayında gitmiş ve tepemizdeki güneş sebebi ile ne yapacağımızı şaşırmıştık. Ancak bu kez Bangkok’a indiğimizde güneşsiz, kapalı bir hava karşıladı bizi. Kapalı dediysem yine sıcak, ancak güneşin tepede olmaması büyük oranda rahat olmanızı sağlıyordu. Her ne kadar hava durumları yağmurdan bahsetse de tatilimiz boyunca bu hava fevkaladeydi bizim için.
Şehirde biraz deşiklikler olmuş. Biraz da pahalanmis sanırım ortalık. Söyle bir kolaçan ettik.
Bangkok’ta Sukhumvid Road üzerindeydi. Bu uzun geniş bir yol ve Bangkok’un merkez ulaşımını sağlıyor. Yol boyunca büyük AVM’ler size eşlik ediyor. Yalnız öyle böyle değil. Buradaki AVM’ler yanlarında yavruları gibi. Şöyle anlatayım; bizde en yoğun avm bölgesi Büyükdere Caddesi diyebiliriz. Ondan daha geniş ve uzun bir yol düşünün. Yolun ortasında bir yükselti. Bunun üzerinde tren var ve sağlı sollu da onlarca kocaman avm düşünün. Hiç avmden çıkmadan yolun sonuna kadar gidebiliyorsunuz. İlginçtir ki bir avmden bir diğerine direkt geçebiliyorsunuz. Google maps bile yol tariflerini bazen avmlerin içinden yapabiliyor.
Bu avmler çok ama ben hiç bir yerde görmediğim markaları buralarda gördüm. Fiyatlar avmsine göre değişiyor. Tabi markasına göre de, Lakin kıyaslarsak evet Türkiye’den biraz daha ucuz. Yüzde on ile yüzde otuz arası diyebilirim.
Biz aç karnımızı Central World’de doyurduk. Biraz içindeki marketleri dolandık. Manav reyonunu göreceksiniz. Her ne kadar bizim gibi kilo ile alınmasa da bizden çok çok ucuz ve marketteki çeşitler çok çok fazla.
Yemeği burada yedik. Bir buffet restoranı bulup ilk açılışı suşi ile yapalım dedik. Sanırım mekanın adı SAKURA YAKINIKU & SHABU BUFFET idi. 350 baht idi yani yaklaşık 30 lira.
Aç karnımızı dilediğin kadar ye de doyurduk. Ben suşi falan yerken bu kadar doyacagimi düşünmemiştim. Bildiğin kebap etkisi yarattı artık ne kadar yemissek. Babaannem derdi ‘bulunca lokum bulamayınca bokum’ diye bizde bulunca bokunu çıkardık. Türk lirası ile de az bi para verdik. Resmi aşağıda.
Peki ne olacak bu trafiğin hali? Sıcak nem falan…
Yemeği yedikten sonra yola devam ettik. Asıl varmak istediğimiz yer MBK Center idi. Burayı hızlıca bir dolandık. Bu avmde yok yok. Bangkok’ta en çok vakit geçirdiğimiz yerlerden biri burasıydı. Çünkü istediğiniz her şey var. Ne yazık ki sürekli aynı kapıdan girmiyorsanız belirlediğiniz bir mekanın yerini bulmak çok zor. Biz bir yerler belirleyip yük olmasın dönerken alırız dedik ama bu yerleri bulamadık mesela. AVM içinde kaybolmanız olası ve ne kadar gezerseniz gezin yapısından mıdır nedir sürekli gezmediğiniz bir yerler çıkıyor karşınıza. Anime dükkanı da buradaydı. geçen sene yoktu yeni açılmış. Yine alamadım tabi. Oyun salonu çok büyüktü deli gibi oynayasımız geldi ama gezecek çok yer vardı.
Ileride gidilecek bir kaç yer keşfetti biri oyun salonu, diğeri de anime karakterleri dükkanı. Bişeyler almak lazım. Evet…
Siz ne düşünüyorsunuz?