İnsanlar üzerlerinde yaşadıkları toprağı çirkinleştirmek için var güçleri ile çalışıyorlardı. Önce her yeri betonlaştırıyor, sonra bu beton yığınlarını güzel göstermek içinse ağaç, çiçek, ot dikerek güzelleştirmeye çalışıyorlardı. Aynı biliçsizlikteki insanlar ise, bu yapay güzelliklere on binlerce lira ödeyerek bu sahte güzellikler içerisinde mutlu bir yaşam sürmeye çalışıyorlardı. Oysa betonlar soğuktu. Kavuran güneş ışığında ısınsalar bile yine de soğuklardı. Bir canları yoktu. Onlar ile konuştuğunuzda hiç bir tepki alamazdınız. Evler insanlara geçici mutluluk tattırırdı. Hiç biri baki kalmayan mutluluklar. Bu mutluluklar bir süre sonra kendini içine hapsettiğimiz mutsuzluklara dönüşürdü. Dört duvar diye tabir ettiğimiz. Betonlar insanların hapishanesiydi, her ne kadar zaman zaman özgür olduğumuzu hissetsekte.*
*kendimden alıntı..
Siz ne düşünüyorsunuz?