Talaş Kebabı’nın sıcak kokusu uzaklardan gelirken, Tanzer kokuyu almasıyla birlikte cümlesine son verdi. Bu ani susuş, gözeleri ile takip ettiği garsonun masasına gelip, tabağı önüne koymasıyla son buldu. Konuşmadı. Hemen çatal ve bıçağa sarıldı yufkanın üzerinden tüten dumanı içine çekerken, bir teslim olma ayininin içinde gibiydi. Çatalıyla sabitlediği kısımın yanından bıçağıyla küçük bir parça kesti. Çıkan duman; et, domates, soğan, maydanoz ve türlü baharatlarının karışımının kokusu eşliğinde ciğerlerini dolaşarak midesine ulaşmıştı. Tanzer, talaş Kebabı’nın görselliği ve kokusu sayesinde doymuştu sanki. Kestiği parçayı ağzına attı. Yufka ve et karışımı ağzında erirken aldığı tat bir an olsun başının dönmesine sebep oldu. Ağzındaki lokmayı yavaş yavaş çiğnedi ve yuttu. Az önce midesini dolduran kebabın kokusuydu. Kebabın kendisi ise, kalbine ulaşmıştı. Konuşup Talaş Kebabı ile arasındaki bağı zedelemek istemiyordu. Gerçi bu bağ zedelenmeyecek kadar kuvvetliydi.
—
yazar:
Siz ne düşünüyorsunuz?