yine olmadı. aşağıdaki yazının kısa ve konuya direk girmesi lazımdı. oysa ki dağınık birbirini tamamlayan cümlelerden uzak. düşündüklerimi yazıya dökmekte zorlanıyorum. bu ne zaman bitecek ya da bu artık düşünemediğim anlamına mı geliyor? uzaklardan bir ses ne zaman düşündün ki diye soruyla karşılık veriyor bana. aslında doğru söylüyor. varlığımı ispat edecek hiç birşey yok hayatta. başkalarının düşünceleri, başkalarının düşleri, başkalarının sesleri insanlığımdan fışkıran. artık sıkılmaya başladım. önüme sunulan deve, kapasitesizliğimin kırıntılarında ne kadar gezecek, yelkenlerimi başka limana açsamda içimdeki ben ben olduğıu sürece özgürlüğün vücuduma çarpan rüzgarını ne kadar hissedeceğim?
soru işaretleri. artık düz cümlelerim bile birer soru işaretlerine döndü. eski yazım gizemi insanların hoşgörüsü nereye kadar? kimseyle görüşmüyorum, hayatım bir oda ve sanal dünyanın penceresinden ibaret. izlediğim tüm amerikan filmleri, amerkin milliyetçiliği olarak geri dönüyor bana. masamın üstünde dğınıklığım ardında birikmiş her ay düzenli olarak alınan, okunmayı bekleyen kitaplarım..
bitecek mi?
ne zaman?


Yorumlar

“” için bir yanıt

  1. noreply@blogger.com (Okyanustaki Rüzgar) avatarı
    [email protected] (Okyanustaki Rüzgar)

    Aslında kendi içimizde sıkışıp kalıyoruz..

    Cümle kurmaktan bile cekiniyor insan ona bile üşeniyor.. Yapacak bir şeylerin yokmuscasına oflamakla geciyor koca bir günün. Kitaplar cazibesini coktan yitirmiş. Yanımdan gecen afet cocuğa bile sadece göz ucuyla bakmakla yetiniyorum. Hoşlantı belirtisi kolumu hafifce sıkan adamın suratına bir şey mi diyecektin dercesine bakıyorum.. Anlamımı yitiriyorum. Gün gectikce daha da mı bir sığılaşıyor hayat yoksa hep aynı senaryoları görmekten mi sıkılıyorum.. Bilmiyorum. Ne zaman bitecek ?

Siz ne düşünüyorsunuz?