şikayet etmiyorum. gözlerimin içine düşen karartı, ellerimde ki titremeler, dokunduğum her şeyde soğuyan bedenim… kifayetsizce aklıma saldıran saçma düşünceler.
hiç birşey olduğumu sanmıyorum.
iç gıdıklayıcı, yeşermiş gür çimlerin arasına adım atmaya çalıştıkça, ayağıma batan, paramparça eden dikenler… hayat benim için bu kadar mı zor? bu kadar mı kolay olumsuzluk kırıntılarını toplayıp erişebileceğim dağlar yapmak kendime? artık susmayı seçmiyorum. konuştukça kenetlendiğimi hissediyorum hayata. bir o kadar da nefret ettiğimi. küçük ölümler seçiyorum kendime, sonunu klozet kapaklarında ya da banyoya uzanmış yaşadığım. her gün aynı şey, her gün aynı umutsuzluk dalgalarınn sunni yağmuruyla yıkanıyorum. bir ışık bir, bir nefer için ellerimi uzatma amacım.
bıraktığın yerdeyim, aklımın alabildiğince düşündüğün yerde. bu yüzden hayatı tekrar ediyorum, bu yüzden hiç şikayet etmiyorum sonunu bildiğim günlerden. iki şey bekliyorum ölümsüzlüğe ulaşmak için…
yine susuyorum
yine konuşamıyorum
yine şikayet etmiyorum
ölüyorum…
Siz ne düşünüyorsunuz?