İlginç bir film American Mary. Konusu işlenişi bakımından bana oldukça acayip geldi. Biraz gore’a kaçsa da tam anlamıyla karşılamıyor. Bunun yanı sıra filmde çok fazla kan ve şiddet sahnesi olmasına rağmen ben çok fazla rahatsız olmadım. Tabi alışkın olmayanlar için rahatsız edici olabilir. Lakin finale de neden pembe kan vardı onu da anlamış değilim. Filmin düşük bütçesi sebebi ile sanırım film sonunda kalan son damla kanı da açarak kullandılar.
Filmin senaryosu ve yönetmenliği, Jen Soska, Sylvia Soska ‘ya ait. Sanıyorum ki iki kardeş bunlar. Böyle bir filmde ilk defa bayan isimleri görmek beni şaşırttı (yönetmen ve senarist olarak). Filme şöyle bir baktığımda başarılı buldum diyebilirim. Bunun sebebi de bu tarz filmleri seviyor olmam. Ancak filmde çok fazla eksik ve saçmalık vardı. Ciddiyetle ilerleyen bir filmde böyle sahneler koyduğunuzda ister istemez kopukluğu hissediyorsunuz. Sanki filmin bir yarısı başka bir yönetmenin diğer bir yarısı başka bir yönetmenin elinden çıkmış gibi. İki kişi olduklarını düşünürsek böylede olmuş olabilir. Yani iki ayrı film gibi çıkıyor karşımıza American Mary. Yinede konusu oldukça ilginç oyunculuklar da iyi.
Mary Mason tıp fakültesinde okuyan başarılı ve güzel bir öğrencidir. Parasızlık çekmektedir. En sonunda striptizci olarak çalışmaya karar verir. İş için bir bara gider. Buraya cvsi ile gitmiştir. O esnada barın arka tarafında dövülen bir adam için iyi paraya dikiş atar. Mary bu işi yaparken zorlanmıştır ama iyi de para almıştır. Bir süre sora kapısı çalınır ve karşısına Barbi bebek görünümlü bir kadın kapısını çalar ve bir arkadaşını ameliyat etmesini ister. İstediği şey ise vücut modifikasyonudur. Mary bu işe yaklaşmaz ama verilen paraya da hayır diyemez. Ameliyat başarılı geçmiştir ve Mary parasal olarak rahatlamıştır.
Bu esnada hocalarından biri onu evinde partiye çağırır. Mary’nin içkisine burada ilaç atar, ona tacavüz eder ve kameraya alır. Mary sabah şok geçirmiş bir kalkar ve o öfkeyle bara gider. Barın sahibi Billy’den hocasını kaçırmasını ister. Adamı kaçırtır ve bir odaya hapsettirir. Vücut modifikasyonlarındaki başarısı da kulaktan kulağa duyulmaya başlamıştır. Mary hocasının üzerinde yaptığı değişiklikleri katalog olarak kullanır. İşleri açılmış, evini değiştirmiş, okulu bırakmış iyi para kazanmaktadır Mary.
Her şey yolunda giderken ameliyat ettiği bir kadının kocası Mary’i bulur ve olan bitenden onu sorumlu tutarak öldürür. Hikaye güzel bir şekilde giderken zaten suratını modifiye etmiş etmiş kadının kocası neden gelip Mary’i öldürdü bana biraz garip geldi. Göğüs uçlarını aldırması, vajinasını diktirmesi sebebiyle mi anlamış değilim.
Filmin farklı bir hikayesi var. Oyunculuklar iyi, kullanılan müzikler iyi. Tek sorun hikayenin ve sahne geçişlerinin sıkıntılı olması. Bunlar haricinde cerrahi müdahalelerde biraz daha dikkatli olsalarmış daha iyi olurmuş. Narkozsuz bir iğne ile insanları uyutup oksijen vermeden doğal solunumu ile ameliyat yapması bana biraz garip geldi. Tabi hijyeni hiç hesaba katmıyorum.
Film finale kadar fena değildi. Sanki yarıdan sonra yön değiştirdikten sonra biraz dikkat dağıttı yinede merakla izletti kendini. Çok iyi değil ama izlenebilir bir değişik bir film American Mary.
Senaryo – Yönetmen: Jen Soska, Sylvia Soska
Oyuncular:
Katharine Isabelle | … |
Mary Mason
|
|
Antonio Cupo | … |
Billy Barker
|
|
Tristan Risk | … |
Beatress Johnson
|
|
David Lovgren | … |
Dr. Grant
|
|
Paula Lindberg | … |
Ruby Realgirl
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?