Aradaki boşlukları doldurmak – 2

Nerede kalmıştık. Aslıda ben hatırlıyorum sadece sizi denemek için sordum. Ben yazıya sadece 22 saat sonra devam ediyorum ancak bunu 160 saatten önce yayımlamam diye düşünüyorum. Bu da bana kıyak olsun. Gerçi bazı yazacağım filmlerin zamanı geçiyor insanlar zaten çoktan bir ton yorum okumuş oluyor ama olsun ya bana arşiv olur.

Ama her akşam böyle rutin bir yazma planı tutturursam keyfimden geçilmez benim. Aslında bunu yapabilirim ama biraz daha az izlemem gerekecek o zaman. Varsın izlemeyeyim ne olacak ki? Bir şey kaybetmem herhalde. İzleyince de kazandığımı iddia etmiyorum son dönemlerde. Siz de benim gibi çok sıkılıyor musunuz bir şey izlerken? Ben bazen 1.5 X ile bitiriyorum her şeyi. Şimdi hep Netflix’den gidiyorum ama o da iyice baydı. Hepsi birbirinin aynı. Netflix yapımlarının öyle bir derdi var maalesef.

Gittiğim gördüğüm ülkelerin filmlerini izlemeyi seviyorum. Gürcistan’da bunlardan biriydi. Şimdi hemen Batum demeyin ben Tiflis’den bahsediyorum. Yani düşündüğünüz gibi değil. Gerçi artık olmazda. Benim gittiğim zamanlarda bir Lari 1,4 lira falanken şimdi olmuş 5,2 lira. Bir de o dönem bize göre her şey ucuzdu öyle düşünün. Neyse daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Şimdi aklıma geldi yazının birinci bölümünde Tayland’dan bahsetmiştim ama onun ekonomisine girmemiştim. İlginç bakın mesai başladı ya pazartesi itibariyle algım değişti. (Önceki yazıyı pazar akşamı yazmıştım)

Comets için aslında resmin altındaki yorumum devam ediyor. Hikaye bir şey anlatmıyor. Güya bir lezbiyen ilişki var ama sanki o da yok gibi. Böyle sürekli 72 dakika boyunca bakıp duruyoruz. Sonuç sıfır. Hala böyle filmler kaldı mı diye sormadan duramıyorum kendime. 2019’da hala oluyormuş demek. Boş verin derim.

Pieces of Her gizemliymiş gibi başlayan bir kitap uyarlaması. Fena başlamıyor ama sonradan kendi içinde çelişkiye düşüp kendinden uzaklaştırıyor izleyiciyi.

Feria: The Darkest Light iki kız kardeşin anne ve babasının ortadan birden kaybolmasının ve ailelerinin de bir tarikata bulaşmasını anlatıyor. Aslında ergen tripleri olmasa fena bir dizi olmayacakmış ama o tripler çekilmiyor.

Kıyamet Deneyi ve Kabir Azabı filmlerini yandaki resimlerden okuyabilirsiniz. Daha fazlasını yazamam muhtemelen.

Yakamoz S-245 hakkında ne yazsam kenara afişini koysam mı bilemedim. Yazarken keşke bir iki denizciye sorsalarmış Abi koca basınçlı denizaltıyı elinizde tahta ile çekiç kullanarak nasıl yamarsınız. Askerlerin yaklaşımı falan. Arkadaş hepsini seçme mi topladınız. Vallahi ne diyeceğim bilmiyorum. Kıvanç falan hak getire. Evet kadro iyi ama senaryo cacık.

Into the Night Yakamoz S-245’den sonra izlediğim dizi. Bunun sebebi aslında Yakamoz S-245’in ön dizisi niteliğinde ve bir yerde de buluşuyor. Evet bu dizinin senaryosunda da saçmalıklar var ama bir yakamoz değil. Belçika yapımı olması biraz daha esnek hale gelip karakterlerin geçmişine romantik hikayelerine de yer vermişler. İzletti kendini ama devamı gelse ne olur şüpheliyim.

Seni Bulacam Oğlum! aman bulmasın bana uzak olsun hala bu filmler çekiliyor ya yazık ne diyeyim. How It Ends saçma sapan bir kıyamet sonrası mı felaket filmi mi ne bilemedim. October Faction değişik vampirler, kurt adamlar envai çeşit yaratıkları avlayan gizli teşkilatın bir aile çevresindeki hikayesi. Bilemedim. Şahane Hayaller aman boş ver tadında bir film boş verin izlemeyelim.

The Bubble kovid döneminde film çekmeye gelen oyuncuların o esnada yaşadıklarını belgeselmiş gibi anlatan aynı zamanda film endüstrisine de inceden giydiren bir film. Ben filmi David Duchovny oynuyor diye izledim ama siz izlemeseniz de olur.

Yaksha: Ruthless Operations Koreli aksiyon filmi. Aksiyon var olay yok. Aksiyon da tatmin etmedi. Sanıyorum devamı da gelir. Nerede o eski hayran kalarak izlediğimiz Kore aksiyon filmleri?

Marmaduke ilk animasyon filmi bu oldu sanırım listedeki. Çocuklar için ama büyükler içinde izlenebilir. Eğlenceli kafa yormayan bir film.

The Pentaverate izlemesinden çok anlaması zor bir dizi. Bazı espriler bizim toprakları aşıyor. Genel anlamda hoşnut kaldım diyebilirim. Kanada, Amerika ayrımı güzeldi. Aykut Enişte 2 üçüncüsü olmaz inşallah.

Bundan sonrası için galeri oluşturup resimlerin altına yazıyorum yorumlarımı. Üstündeki yorumları beğenirsem belki altına yazmam.

Kalanını da haftaya diye düşünüyorum ancak yine yakalayamadım gündemi. İşte nerde çokluk orada bokluk boşuna dememişler.

Şimdi herkes o kadar beklemiş etmiş şapmış da tamam bu da olmasa iyiymiş. Artık niyetlenmezler sanırım bir yenisine.
Bakalım devamı gelecek mi? Bir kitap değil elbet ama yine de izlemek fena değil.
İzleme sebebim anlaşılıyordur. Onun haricinde gayet düz bir aksiyon. Artık şiştik bunlardan.
Festival filmleri içerisinde en sevdiğim.
Unutmuşum bunun ne olduğunu
Günümüz ev fiyatları derken neden İstanbul’da yaşanmadın dediğim olaydır. Film rahatsız edici ama tam benlik. Av lazımsa siz de izleyin derim
İşte size B-Movie ama biraz erotik. E bilim kurgu aksiyon dersen o da var. Ama detaylar devam edersem b-gore serisinde gelir muhtemelen.
Bir diğer sanatsal filmimiz de Undine. Berlin’de bir ilişkiyi baz alan film de sanıyorum ben bir şeyler kaçırdım. Tarih falan filan diyorlar ama ben çok bişi göremedim. E bir de işin mitolojik boyutu var gibisine. İşte anlayamazsınız.
Heh işte film gibi film. Festivallik dersen var. Anlatım dersen var. Sıkıcılık dersen yok. Eğlenceli, ibret verici. Hayatı çok da şey etmemeceli. Kesin izleyin derim.
Müziklerinin ödüllü olduğunu bir film. Blogda Taner Yücel röportajına ulaşabilirsiniz zaten. Film dersen sanki kısası daha iyiydi ama uzun versiyonu da o gerçek dünyaya girmemizi sağlamış.
King uyarlaması bütçesi iyi eh kendini izletiyor. Daha fazla yorum yok.
Fantastik bir cinayet hikayesi. Oldukça başarılı bir şekilde kurgulanmış ve oynanmış. Zaten görsellik de iyi. Genç bir kız okumak için geldiği şehirde bir otel odasında garip bir kişiye bürünür. Bu kişi ise onu cinayetlerin ortasında bırakacaktır.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?