Araf / Somewhere In Between

Filmi uzun zamandır merak ediyordum ancak bir türkü aklıma getirip izleyememiştim. Hazır festival dolayısıyla fırsat bulmuşken kaçırmayayım dedim. Filmi izlemek isteme sebeplerimin başında filmde ‘ün olması. Kesinini çok sevdiğimden değil de bu film sebebi ile 19. Altın Koza Film Festivalinden ve de 2012 Moskova 2morrow Film Festivalinden ödülle dönmüş olması. Kendisini bir iki dizide görmüş mıy mıy oyunculuğu karşısında Araf’taki oyunculuğu ile nasıl ödül aldığını sorgulamaya başlamıştım. Filmi izlemem tüm merakımı giderdi. Tamam güzel kız ama bu gidişle çok gelecek vaat eden bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.

Filmin yönetmen ve senaristi . Bu kendisinin izlediğim ilk filmi. Pandora’nın Kutusu’na bir çok kez niyetlenmiş ancak izleyememiştim. Bu sebepten dolayı genel bir Yeşim Ustaoğlu film analizi yapamayacağım. Acak filmin en büyük özelliği hikayenin gerçeklik sularında gezmesi. Hikaye bizi çok fazla meraka sürüklememekle beraber, oldukça klasik bir final sunuyor. Filmi bitirip arkasından baktığımda ise aslında bildiğimiz bir şeyden fazlasını söylemediğini görüyoruz. Bu olay o kadar düz anlatılmış ki filmin etkileyici hiç bir yanı yok.

Nedense Fransız sinemasından etkilenen sinemamızdaki “Sanat Filmi” yapma kaygısı bu filmde de var. Uzun ve gereksiz görüntüler hikayenin yavaşlığını ve bilinen konusuna eklenince yer yer çok sıkıcı hal alıyor. Bir çok yerde gelsin şu karenin sonu dediğimi hatırlıyorum. Filmi yönetim olarak fevkalade bulmamakla birlikte filmi aslın götürenin görüntü yönetmeni olduğunu düşünüyorum. Tam anlamıyla olmasa da kısmen yakalanan kareler çok başarılıydı.

Film şehirler arası bir yol üzerindeki dinlenme tesisinde çalışan Zehra’nın hikayesini anlatıyor. Zehra genç ve güzel bir kızdır. Her genç kız gibi onunda hayalleri vardır. Hayallerinin başında bulunduğu bu hayattan kurtulmak vardır. Tesiste beraber çalıştığı Olgun ondan hoşlanmaktadır ancak aralarında resmileşmiş bir şey yoktur. Tesisteki en yakın arkadaşı ise kendinden yaşça büyük Derya’dır. Derya evlenmiş ayrılmış ve erkek arkadaşı ile yaşamaktadır. Günün birinde Derya ile bir düğüne gider. Zehra burada Derya’nın sevgilisinin arkadaşı Mahur’u görür ve ondan etkilenir. Ancak mahur ondan yaşça çok büyüktür.

Düğün akşamı Derya ve Mahur aynı odada kalmak zorunda kalır. Aralarında bir şey olmaz ama ikisi de birbirinden etkilenmiştir. Zehra ise ona sırılsıklam aşık olmuştur. Bir süre dinleme tesisinde süren bakışmaların ardından birlikte olurlar. Evlenecekler ve bulundukları şehirden gideceklerdir. Zehra bu hayaller içinde yaşar. Ancak bir gün Zehra hamile olduğunu öğrenir. Çocuğu aldırmak için de zaman geçmiştir. o da doğurmaya karar verir ancak Mahur ortalardan kaybolmuştur. Zehra tek başına kalmıştır.

Zehra bir süre ailesinde hamile olduğunu saklar. Bu sırada Olgun Zehra’nın başından geçenleri öğrenir Derya’ya saldırır Olgun’un evini yakar ve hapse girer. Zehra’nın da sancıları tutmuştur. Doktora gittiğinde ise düşük yapar. Tabi işler daha akrışık bir hal almıştır.

Filmi bata bir özetledim gibi. Zaten geriye başka bir şey gelmiyor. Neslihan Atagül, Zehra karakterine oturmuş olsa da ben oyunculuğu konusunda çok emin olamadım. Çok fazla karakter oyunculuğu sergileyebileceğini düşünmüyorum kendisinin. Ancak Olgun karakterini oynayan ‘ın oyunculuğunu başarılı buldum. Tabi yine bu filmle ödül alan ‘ın performansını da unutmamak lazım. Filmdeki en iyi oyunculuk ona aitti. Ağırlığı hissediliyordu. Özcan Deniz ise sadece isim olsun diye kadroya dahil edilmiş.

Özetlemek gerekirse, oturayım bir film izleyeyim vakit geçsin diye izlenecek bir film değil. Sadece meraklıları için izlenebilecek bir film çok şey beklemeden izlenmesi gerekli. Çok şey de vaat etmiyor. Süresi de bu film için oldukça uzun.

Senaryo – Yönetmen: 

Oyuncular:

Zehra
Olgun
Mahur
Derya
Meryem

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt2249712/

http://film.iksv.org/tr/film/2857