Aşk Kırmızı

Osman Sınav‘ı son dönemlerde öyle vurdulu kırdılı devletli, düzenli filmlerde izledikten sonra kendisinden bu şekil bir aşk filmi gelmesini aslında beklemiyordum. Bu sebepten dolayı Osman Sınav ismi görünce filmde biraz duraksadım. Ancak  ve  gibi isimleri de görünce filmin izlenmesi için ayrı bir sebep oldu benim için. Tabi filmin reklamında yapılan bu iki ismin sahneleri de benim gibi hem cinslerimin ilgisini çekmiştir. Tabi karşı cinsinde bu iki ismi duyduğunda izlemek için can attıklarını düşünüyorum.

Bu filmle Osman Sınav içinde bulunduğu muhafazakar tutumdan biraz daha çıkmış şekilde karşımıza çıkıyor. Tabi filmi izlerken karakterlerin çoğuna hadi canım desekte bu tarz karakterlerin varlığını ve yeni nesilin de bu şekilde diziler ile birlikte yoğrulmaya başladığını düşünüyorum. Buna karşı değilim sonuçta birey ne olması, ne yapması gerektiğine kendisi karar verecektir. Lakin toplumun koyduğu ahlak kuralları içerisinde film için karşıt görüşler çıkabilir.

Hikaye olarak aslında karşımıza çok fazla bir şey çıkmıyor. Hep bildiğimiz gördüğümüz şeyler. Adam bir gün eski sevgilisini hayat kadını olarak görür ona hala aşıktır ve olumsuzluklar yüzünden ayrılmışlardır. Karısını da sevmektedir ama yaşanmamış eski aşkı da ağır basmaktadır. Karısını aldatmaya başlar. Kadın da bunu fark eder ve hikaye bu şekilde gelişir.

Filmin konusu tam anlamıyla böyle. Burada klasikten ayrılan bir yer varsa o da adamın karısının, adamın eski sevgilisi ile tanışması ve onunla bir şeyleri paylaşmasıdır. Tabi kadın kendi kimliğini gizler. Ancak gerek gelişme olsun gerekse sonuç tam anlamıyla klasik. Ferhat arkadaşlarıyla iş toplantısına gider ve burada her iş toplantısında olduğu gibi alem yaparlar(!). Kendilerine eskortluk yapacak kadınlar içerisinde de eski sevgilisi Nazlıgül’ü görür. Onunla o gece birlikte olur ama ikisinin de aklında kalan aşk yine peydahlanmıştır.

Burada yine esik klasik bir hikayeye döneriz. Nazlıgül ve Ferhat geç sevgililerdir. Nazlıgül’ün annesi zengin pavyon sahibi ile birliktedir ve gözü Nazlıgül’dedir. Kadın buna karşı çıkar ama adam Nazlıgül’e zorla sahip olur. pavyon sahibinin adamları Ferhat’ı alır ve ortaya çıkarsa Nazlıgül’ü öldüreceklerini söyler. Ferhat bunun üzerine bir kaç araştırma yapar ama Nazlıgül’e ulaşamaz ve vazgeçer.

Ferhat kalbini yeni aynı şekilde titreten Zeynep ile karşılaşır ve evlenir. Zeynep’te Ferhat’a deli gibi aşıktır. Kocasının eve geç gelmelerini eski isteksizliklerini görünce bir şeyler olduğunu anlar ve araştırmaya başlar. Kadını bulur ve gittiği kursa yazılır iyi arkadaş olurlar.

Şimdi filmin en aksiyonlu hikayesi olan Nazlıgül’ün hikayesinde doksan küsür yerinden bıçaklanan bir mafya, bu işten sonra hala yaşayan bir anne ve senede bir Nazlıgül’ü rahatsız eden mafya babası var. Yani aslında uyuşmayan ve eksik kalan noktalar bunlar. Bir diğer nokta Nazlıgül eskortluğa başladı başlamasına ama kendi kafasına göre mi yapıyor bu işi ayrı konu.

Tabi aynı zamanda filmin geneline yayılan saçmalıklarda mevcuttu. Bunların yanına klişeler de eklenmişti. Duşta giyinik ağlayan kadın / erkek, uçurumdan düşünce sebepsizce patlayan araba, içip içip kendini kaybedince kocasının arkadaşıyla beraber olma, hadi oldu diyelim o kadar sarhoş olduktan sonra bi duşa girip anında ayılma. Herkesinde gözüne çarpabilecek basit şeylerden biri.

Filmin bazı parçalarını aldığınızda gerçekten oldukça güzel sahnelerle karşılaşıyorsunuz. Ancak geneline bakınca olmamış kopuk bir film çıkıyor karşınıza. Mesela genç aşıklar iki karaktere de uzaktan yakından benzemiyordu. Ben hiç bir zaman bu iki karakterin onlar olabileceğini düşünmedim. Bölümlere baktığınızda çok güzel diyaloglar vardı. Ancak genele bakınca bu güzel diyalogların yanında zorlama çok fazla diyalogda karşımıza çıkıyordu.

Oyunculuklar iyiydi. Bence filmin en başarılısı da ‘ydu. Verilen görevi başarıyla yerine getirmişti. Benim en çok merak ettiğim kişiydi filmde. ‘un oyunculuğu biraz tiyatral olmuştu. Aslında ben kendisini daha şaşalı filmlerde görmeyi seviyorum. Burada biraz beklentim altında kaldı diyebilirim.  genel olarak beğendiğim ve takip ettiğim bir oyuncu değil. İzlediğim filmleri içerisinde çok performanslı bulduğumu da söyleyemeyeceğim. Bu filmde de aynı şekilde kendisinden büyük bir performans göremedim. Zaten  ve ‘ın arasına beni de koysan bende aynı performansı bu ikilinin yanında olmak amacıyla gösterirdim : ).

Özetlemek gerekirse genel olarak bakıldığında başarılı bir film olarak görmüyorum Aşk Kırmızı’yı. Çok fazla eksiği var. Bir kaç parça birleştirilmiş ve ortaya basit hikaye konarak film yapılmış. Final ise oldukça basitti. Bir yerde film iyice farklılaşacak diye düşünmeye başlarken birden klasik sonla kendi içinde oluşturduğu tabuları yıkıyordu. Şüphesiz filmin en güzel kısmı Mehmet Erdem’in müzikleriydi. Film tamamen müzikler için klip olmuş diyebilirim. Diğer kısımlar da tutturulmaya çalışılmış. Müzikler filmin daha önünde.

Müzikler için izlenebilir ancak ne anlatılan o derin aşkı geçirme ne de hikaye konusunda kesinlikle tatmin etmiyor. Bence sınıfta kalmış üzerine çok düşünülmemiş bir film.

Yönetmen – Senaryo: 

Oyuncular:

Nazligul
Ferhat
Zeynep
Necla
Sahin
Galip

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt2586682/

http://www.askkirmizi.com/

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?