Avatar

Arada yeni filmlere de değinmek lazım. Mesela bu yeni filmlerden birisi de bu senenin Oscar ödüllerinde bir çok ödülü kapacağına inandığım Avatar. He ne kadar Avatar deyince kafasında ve vücudunda mavi oklarla dolaşan küçk kahramanızmız gelse de aklımıza bu Avatar da akıllara yer edecektir.

Usta yönetmen James Cameron‘ın 16. filmi olması özelliğini taşımakta bu film. James Cameron yıllarca bu filmin üzeirnde çalıştıktan sonra teknolojinin tabiri caiz ise bokunu çıkararak bu filmi çekmiş. Öyle ki film baştan sona bilgisayardan yapılmasına rağmen en ufak noktada bile gerçek insanlar ile animasyonları birbirine karıştırmıyorsunuz. Eh tabi film birde 3D olunca tadı ayrı oluyor…

Öncelikle filmde sinemanın üst noktalarına erişiyorsunuz. Hani diyorlar ya bu filmde herşey değişecek diye evet doğru ve bu değişimin James Cameron tarafından yaşatılması beni ayrı bir mutlu etti. İşte sinema bu diyorsunuz ancak bir tarafımda eski klasik sinemacılardan olduğundan kendimle çelişkiye düşüyorum. Bu konuda dikkat etmem gereken öğe yeni ve yaratıcılık nerede?

 

James Cameron bunu görsel olarak yapmış. Aslında senaryoyu ayrıntılı bir şekilde masaya yatrıdığınızda klişeler karşımıza çıkıyor. Ancakartık dünyada herşeyin klişe olduğunu düşünürsek bu içlerinde övgiyi hak eden bir yapım. Hani kendi kendime de sormadım değil filmden çıkınca biraz daha ayrıntıya inilsemiydi diye. Ancak fazla ayrıntı da felsefenin biraz daha öze inerek yansıtılması da filmin hızını düşürür müydü? Sorular, sorular… cevapsız kalacak sorular…

 

Filmdeki görsellik sizi büyülüyor mavi renkli uzaylılara hayran kalıyorsunuz. Biz dünyalılar onları katlediyoruz. Aslında filmin felsefesi biraz düşük kalmış desek bile film bize anlatmak istediğini açık bir şekilde anlatmış. Mesela filmden çıkardığım bir replik şu bire bir hatırlayamasam bile… “Altlarında değerli şey bulunduranlar bizim düşmanımızdır.”

Filmin görselliği bu kadar iyiyken belirtmeliyim ki filmi kesinlikle 3d izlemek gerekli. Bu zamana kadar izlediğim tüm 3D filmlerden kat kat daha iyi bir etkiyi aldım. Ancak işin kötü tarafı alt yazılardı. Her ne kadar altyazıları görüntüleri etkilememek için sağa sola kaçırsalar da bazı yerlerde ister istemez görüntünün üzerine biniyordu.

James Cameron Pandora adlı gezegeni çok güzel bir şekilde tasarlamış. Bazı özellikleri bana Miyazaki’nin Prenses Mononoke sini hatırlatması dersem yalan olur. Ancak tabi çok farklı özellikleri de mevcut. Pandora o kadar güzel tasarlanmış ki, her insanın orda yaşamak için can vereceğini söylemek iddialı bir söz olmaz. Ancak orayı katledeceğimiz de bir kesin tabii…

Görsellik hakkında daha ne anlatabilirim ki… Yani anlatacak bir şey yok. En iyisi tasvir etmektir ki yazılacak kelimeler bir kitap halini alabilir. Sanıyorum ki Cameron kitabı da yakında piyasaya sürer. Çünkü bu dünya hakkında anlatılması gereken çok şey var…

Biraz da hikayeden bahsedelim…

Avatarlar Pandora gezegeninde yaşayan na’vi denilen yerkli halın dnaları ve insan dnaları ile oluşturulmuş yaratıklardır. Görünüşleri na’vilere benzemektedir. Gözle görülebilecek tek fark avatarların 5 parmağının olması na’vilerin ise 4 parmaklarının olmasıdır. Pandora gezegeninde tüm varlıklar birbirine bağlı  yaşamaktadır. Aslında bu da üzerinde durulması gereken bir konudur lakin es geçiyorum. Öyle ki ismini hatırlayamadığım at benzeri yaratıkların üzerine binerken saçlarının üzerlerinde bulunan şey ile birbirlerine bağlanırlar.

Bu mutlu yaşayan türün izerine insanlar maden bulmak amacı ile giderler. Tabi gittikleri yerede biyolojik çalışmalar da yaparlar. Dillerini öğreten okullar açar ve misyonarlik faliyetlerine başlarlar. Ancak na’viler insanlara istdiklerini vermeyince aralarında bir çatışma çıkar… İstedikleri ise na’vilerin yaşadığı dev ağacın altında bulunan madendir…

Tabi istedikleri alamayan insanlar herşeyi yakıp yıkmaya başlarlar. Seve seve olmasa söke söke mantığı işler burada. Tabi bu sırada değinmemiz gereken konu avatarların burada ne işe yaradığıdır. Jake Sully gazi olmuş eski bir askerdir. Aslın avatar projesinde abisi çalışmaktadır ancak o ölünce avatarı yönetebilmek için onun genlerine yakın genleri olan birini kullanmak gerekmektedir. Jake bunu kabul eder. Avatarına da tam anlamıyla uyum sağlamıştır. Daha ilk seferinde bir yaratığın saldırısına uğrayınca bu acımasız ve bilmediği bir dünyad akalır. Ana yardım eden ise Na’vi kabilesinin liderinin kızıdır. Jake ilk başta yadırgansa da Na’vilerin içine girer ve kandini kabul ettirir. Eski bir asker olan Jake komutayı elinde tutan albay ile (rütbesi doğrudur umarım) bir anlaşma imzalar. Jake ona istihbarat sağlayacaktır, o da onun tekrar yürümesi gereken ameliyatı yaptıracaktır. Anlaşma yapılır ancak Jake gerçeği görür ve kendi türüne ihanet eder…

İşte burada bir kurtuluş hikayesi başlar… Film anlatmakla birmez o kadar değinilmesi gerekn nokta var ki ancak film sinemada izlenmediği takdirde yazık edilecek bir film… BU arada sanki Cameron bu filmde kılızderililerin öcünü almış sanki Na’viler ile ne kadar çok ortak noktaları var…

Tabi filmi bir çok ırka, bir çok millete uyarlamak mümkün. Heh buradaki dünyalıların yediği boku bizim dünyamızda sadece Amerikalılar mı yiyor orası başka bir mesele…

Yoruldum… yazıyı çok dağıttım… ancak yazacaklarım ekleyeceklerim bitmedi… Ancak burada kesiyorum… izleyin aşağıda tartışalım…

Bu arada böyle bir filmin müzikleri mükemmel olmalı diye düşünmüşsünüzdir yazı esnasında evet gerçekten de mükemmel. Müzikeleirn arkasında ise James Horner gibi bir isim var… Şapka çıkartıyorum…

Oyuncular:

Sam Worthington Jake Sully
Zoe Saldana Neytiri
Sigourney Weaver Dr. Grace Augustine
Stephen Lang Colonel Miles Quaritch
Michelle Rodriguez Trudy Chacon
Giovanni Ribisi Parker Selfridge
Joel Moore Norm Spellman (as Joel David Moore)
CCH Pounder Moat
Wes Studi Eytukan
Laz Alonso Tsu’tey
Dileep Rao Dr. Max Patel
Matt Gerald Corporal Lyle Wainfleet
Sean Anthony Moran Private Fike

Linkler:

http://www.avatarmovie.com/

http://www.sinemalar.com/film/5359/Avatar/

http://www.imdb.com/title/tt0499549/

Yorumlar

“Avatar” için 2 yanıt

  1. […] var ancak 2009′a göz atalım… Öncelikle görsel efekt açısından Avatar‘ı es geçmemek lazım ardından, Mary and Max, Bakjwi ve Distric 9.  2010′a […]

  2. […] Sürekli karşılaştığımız artık aklımıza kazınan şeyleri biz çekmişiz. Hikaye Avatar‘ın bir başka versiyonu. Buna biraz da Narnia Günlükleri eklenmiş tam olmuş. Film […]

Siz ne düşünüyorsunuz?