Bana Bir Soygun Yaz

‘ın 2012 yılında çektiği komedi filmi Bana Bir Soygun Yaz. Gerçi Biraz Dalkıran’ın neden komediye daldığını pek anlamış değilim korku ile başladı, fantastik süsü verilen romantik komedilerle devam etti, sonra korkuya döndü, derken polisiye bir dizi çekti ve birden komediye döndü. Neyse sanıyorum kendini her türde deniyor. Bu filmde de komedi olarak karşımıza çıktı.

Bu kez senaryo da Biray Dalkıran ismini göremiyoruz. Senaryo İnci Uluçay‘a ait. Açıkçası filmin yönetimini ve görselliğini beğendiğimi söyleyebilirim ancak senaryo hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Aslında ortada bir senaryo yok sadece bildiğimiz sürekli izlediğimiz son dönem komedi filmlerinden de bildiğimiz mafyalı, başa belalı filmlerin ve dizilerin karakterlerinin araklanıp bir araya toplanmış hali var karşımızda. Filmi izleyenler bilirler tam anlamıyla film bu şekilde tanımlanabilir.

Hikaye kötü olmakla birlikte bir yerden sonra tekrara düşüyor. Evet hikaye böyle gelişiyor ama bunu bize aynı şekilde, sunması sahnelerin tekrarı gibi algılandığından filmin en sıkıcı bölümleri oluyor. Neden mi bahsediyorum? Şu soygun sahnelerinden. Her biri birbirini aynıydı. Karakterler de yukarıda belirttim ya, sanki filme ait olmayan farklı karakterler gibiydi. Dizideki en farklı ve en sağlam karakter ise Hacamat karakteriydi. Zaten filmi izlenilebilir kılan da tak bu karakterdi.

Filmin tüm sahnelerini toplasanız sadece Hacamat karakterinin sahneleri işe yarar bu da yaklaşık yüz dakika süren filmin on beş dakikasına tekabül etmekte. Geri kalan sahnelerden de bir beş dakika kolaj yapsanız filmin aslında elle tutulur tarafı yirmi dakikayı geçmez. Tabi bunun başlıca sebeplerinden biri hikayenin çok boş olması. Hikaye hikaye dedikte birde hikayeyi özetleyelim.

Onur bir iş için Ankara’ya gidecektir. Hacamat adı verilen dinci mafya Ankara’da bir arkadaşına götürmesi için Onur’a ünlü bir pastahanenin şekerleme kutusunu teslim eder. Aynı gün eve uğradığında sevgilisi Leyla ile kavga eder ve Leyla, Onur’u evden atar. Kızgınlıkla Onur’un getirdiği eşyaları ateşe verir ve yakar. Sokakta kalan Onur her sefeirnd olduğu gibi soluğu çocukluk arkadaşları olan Fiko ile Süleyman’nın birlikte yaşadıkları evde alır. Aradan bir kaç gün geçer ve Hacamat onların kapısını çalar hepsini bir depoya taşır. Onara temiz bir dayak atarlar. Dayağın sebebi ise çikolata kutusunun içinde 50 bin avro olmasıdır. Hacamat bizimkilere parayı bulmaları için bir ay süre verir.

Ekip parayı nereden bulacağını düşünürken, Onur, mahallede sürekli soygun senaryoları yazan bir çocuktan soygun senaryosu alır ve bunu uygulamaya koyulurlar. Tabi başarısız olurlar. Bir iki derken film bu şekilde gider.

Belirttiğim gibi filmin en iyi tarafı Hacamat gibi bir karakteri barındırması. Oyunculuk açısından da en iyi işi Hacamat karakterini canlandıran Mehmet Özgür yapmış. Bu karakter üzerinden de bolca sisteme şu anki duruma gönderme yapılmaya çalışılmış. Aslında film sadece Hacamat karakteri üzerine olsaymış daha iyi olurmuş. Özetlemek gerekirse ben filmin yönetimini başarılı buldum, renklerini beğendim ama senaryo sınıfta kaldı. Çok boş vaktiniz varsa, zaman geçirmek için isteyin derim.

Yönetmen: Biray Dalkıran

Senaryo: İnci Uluçay

Oyuncular:

Çetin Altay
Çeto
Umut Oğuz
Süleyman
Sera Tokdemir
Papatya
Hakan Yılmaz
Onur
Mehmet Özgür
Hacamat

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt2561140/

http://www.sinematurk.com/film/47956-bana-bir-soygun-yaz/


Yorumlar

“Bana Bir Soygun Yaz” için bir yanıt

  1. […] ait. Yani bu kez karşımızda her şeyiyle bir Biray Dalkıran yapımı çıkıyor. Bir önceki Bana Bir Soygun Yaz yazımda söylemiştim ya bu hikaye nedir diye, şimdi Peri Masalı ile birlikte tam bir […]

Siz ne düşünüyorsunuz?