Mum ışığının titrekliği altında dans eden gölgelere katılıyorum. İçimde soğuğun sarhoşluğu, kifayetsiz kelimelerin oluşturduğu melodiler eşliğinde sağa sola savruluyorum. Eminim aramızda olan tek bağ bu. Amaçsızlık hissi, kısa süreli vurdumduymazlık…
Bir başlangıç yaparız diye düşünüyorum. Mesela artık eski defterleri kanalizasyona gömer, yenilerine bembeyaz yağan karı doldurup yeni bir başlangıç yaparız. Gerçi ona da güven olmuyor ya, lapa lapa yağıp sevindirdikten sonra aniden çekip gidiyor. Ne farkı kaldı?
Yeni bir başlangıç… Umutların üç kuruşluk cips paketinden çıktığı, fakirleşmeye birer ikişer o umutlar eşliğinde başladığımız. Olsun diyorum. Olduramadığımıza inat ve her şey biraz daha boka sarıyor. Kader mi bu kadercilik mı? Kader sadece kötüyü getirirken kapılara, bu kadar ona bağlanmanın amacı sadece başkalarının hatalarını sırtlanmak, onlara göz yummak mı?
Hayatta bir şey gerçek ki o da soru işaretleri. Bu yüzden de az kullanılıyor belki.
Yeniden başlıyoruz ya şimdi, öyle sanıyoruz, hani tarih tekerrürden ibaretti, sanki başlamıyoruz.
Siz ne düşünüyorsunuz?