başlığı siz atın

Bu gün yazı planında yine festivalden bir film vardı. Hani otomatikleşmiştim ya Pilim bitmişti ufak ufak şarj olmaya başlarken, hani olağan akışına bırakmaya başlamışken her şeyi olağan üstü hal sergileyen ülkemde aslında bir şeyleri rutine sokmanın çok ta kolay olmadığını anladım. Şimdi herkes gibi büyük bir ikilemin içerisinde ben de varım. Arık sıradanlaşmaya başlamış patlamalara (!) ne diyeceğimi bilemiyorum.

Görüyorsunuz ki neredeyse patlamadan önce patlamanın yayın yasağı geliyor. Bu demek ki istihbarat iyi çalışıyor. Korkuyu yönetmek daha kolay olur demiştim. Evet, cidden daha kolay, Lakin alınan kararların sıkılan yönetimin bu iş becerememesine ne demeli. İki ay içerisinde Ankara’da yaşanan iki patlamanın bir açıklaması olmalı. Biz toplumca yaşadıklarımızdan ders mi alamıyoruz? Yakın geçmişimizden hatta dünümüzden ders alamazken, bir devir öncesine gidip ondan paylar çıkarmaya çalışmak nasıl bir mantık?

Milletçe içinde kafa karışıklığının içinde bulunduğumuz ikilem, hatta dörtlemler beşlemler. Siz aptal insanları televizyonlara yorumlar yapmak için çıkarırsanız haliyle aptal bir tarihin parçası, karmaşa ve kaos içince bulunan bir toplumun ortasında olursunuz.

Evet tarih önemlidir ama asıl olan yani tarihtir. Amerika, Japonya, Güney Kore gibi. Bizim önümüze bakmamız gerekirken geçmişe, geçmişin getirdiği bazı kısıtlama ve dayatmalara odaklanmamız, başımızdaki yönetimin korku ve kısıtlama getirmeye çalışmasından başka bir mantığı yoktur. Televizyondaki insanlar da bir ses  sisteminin ayrı hoparlörleriyse, her birinden farklı sesler alsakta bir bütün yadsınamaz sesi. 5.1 ses sistemini düşünün. Hepsinden farklı sesler alıyorsunuz ama bütün belli.

Bu kadar karmaşaya neden girdim. Şu an olmayan bir tarihin çığırtkanlığı yapılıyor ve olmayan bir tarih yazılıyor maalesef. Ve bu tarihte ötekileştime yönünde adım atıyor. Belki de tarihin bu kadar karıştırılma sebebi dalgalı bir tarihin içinden çekilen korkunun asıl unsurlarından biri olan din olgusunu yönetim aşamasında baş tacı etmek. Din korkutur, din kısıtlar maalesef ve yönetimler dinin huzur veren yönünden çok bu kısmıyla ilgilenir. Din bir yönetim getirir ve dediği dedik bir lider (!) koyar başa. İşine gelmeyen fıtrattır, işine gelmeyen kanuni hükümler saygı duyulmazdır. Maalesef imam osurursa cemaat sıçarmış. Kraldan çok kralcılar da bu işlerin boka sarmasında başlıca neden.

Gelelim başa… Tüm bunların nedeni yönetim kaynaklı olabilir, kaynaklıdır da. Ancak hiç bir şey sivil halkın öldürdülmesini meşru gösteremez. Bu özgürlük veya bir yol arayışı değil kaosa meydan vermekten başka bir şey değildir. Yani tüm bunlar aslında bir oyunun parçasıdır. O yada bu ötekileştirilerek bu işten sıyrılınamaz. Ortada bir suçlu varsa bu herkesdir.

Yönetimin, teröristlerin, dış güçlerin, benim… Dış güçlerin dememeliyim biz içimizde işimizi halledemiyoruz. Benim diyorum çünkü birazdan bu yazı bittikten sonra bu olay üzerinde fazla düşünmemeye başlayacağım. Bunu benim gibi herkes yapacak. Zaten yapmamamız da elde değil. Bir süre sadece bir patlamanın olduğunu haberini alacağız. Ayrıntıları öğrenemeyeceğiz. Milletçe balık hafızalı olduğumuzdan, ikinci bir geçim sıkıntısı haberi ardından yayın yasağı kalkacak ve biz zaten derdine düştüğümüz yaşam sıkıntısı içinde kendi dertlerimizle baş başa kalacağız. Ta ki bir sonraki patlamaya kadar.

Maalesef, her ne kadar bu oyun içerisindeki bir piyonsak, aynı zamanda da birer izleyicisiyiz. Umudum daha fazla insan ölmesin. Ancak bu piyonların içinde olmakta var. Ne diyelim “Fıtrat!”

Son olarak. Tüm ölülerimizin mekanı cennet olsun. Geride kalanlarına Allah sabır versin.


Yorumlar

“başlığı siz atın” için bir yanıt

  1. bu yazının başlığı olmaz herkes bir isim koyar ama yazı toplumun genel düşüncesini yumşak olarak ifade ediyor. ortaya at birisi alır biraz çıkarma biraz ilave her kese yarar tebrikler

Siz ne düşünüyorsunuz?