Bedenimiz bizimdir!

Bedenimiz bizimdir!
Galata Köprüsü’nde, tayt ve tişörtüyle balık tutarken vücudunu teşhir ettiği iddiasıyla yargılanan Gülcan Köse’ye (28) geçen hafta mahkemenin “hayasızca hareket” suçundan 5 ay hapis ceza vermesi kadınlar tarafından protesto edildi.
Kadın kuruluşlarının oluşturduğu “Bedenimiz Bizimdir! İnsiyatifi” kadin bedenine yapılan müdahaleleri protesto için Galata Köprüsü’ndeydi.
Kadınlar basın açıklamasında, Köse’nin de ceza almasına neden olan TCK’nın kadınlara karşı ayrımcılık yapan 225. maddesi olarak ifade ettikleri ‘Hayasızca Hareketler’ ifadesinin kaldırılmasını istedi.
‘Devlet elini bedenimden çek’ sloganıyla yürüyen kadınlar devletin bu konudaki yasal düzenlemelerinin acilen yeniden yapılandırılmasını talep etti.
Devletin konuyla ilgili hafifletici yasalarının ‘tahrik edici unsur’ olduğunu öne süren grup, benzer şekilde yılbaşında Taksim’de yaşanan cinsel saldırının suçunun karşılığının ‘57 Lira’ olduğunu hatırlattı.
Bir metin hazırladıklarını ve meclise göndereceklerini belirten kadınlar, eylemlerinin yasa kalkmadığı sürece devam edeceğini açıkladılar. Kadınlar, yaşamlarını kendi tercih ettikleri biçimde kurma ve yaşama isteğinin kişinin en temel hak ve özgürlüğü olduğunu dile getirdiler.

Yukarıdaki haberi duymuşsunuzdur. Sonunda mahkeme sonuçlanıyor ve ceza 5 ay hapis. Bu haber bana Persepolis‘i hatırlattı. Ana karakterimiz Marjane okula yetişmek için koşmaktadır. İki polis arabayla yanına gelir ve onu durdur ve koşmamasını söylerler. Marjane neden diye sorar. Aldığı cevap imalı da olsa kalçalarının sallandığı ve insanları tahrik ettiği yönündedir. Marjane “bakmayın o zaman” diye bağırarak koşmasına devam eder.
Hal böyleyken bu balık tutma olyının da yukarıdakinden bir farkı yok. Bakmayın canım kardeşim. Bakacasanızda sesinizi çıkartmayın. Bir başka yönden bakarsak, sizin ahlakınız bozuluyor, günah işliyorsunuz diye biz göz zevkimizden mi mahrum kalalım yani?
Şimdi TCK’nın 225. maddesine bir göz atalım:

Hayasızca hareketler
Madde 225 – (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik
yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Tayt ile balık tutma eğer bu maddeye göre teşircilik ile algılanıyorsa ben bunu algılayana da, algılatana da (…) ne diyeyim? O zaman tayt denen giysi parçası komple yasaklansın. Baletlerimiz, balerinlerimizde içeri atılsın.
Yanlız benim bu mevzudan çıkardığım bu davayı açan kişiler bu balık tutma durumundan ne kadar çok etkilenmişler ki işin ucu buraya varmış. Sanıyorum bu herifler (!) ciddi cinsel problemi olan kişilerdi ki hemen Karaköydeki umumi yerleri ziyaret edebilirlerdi. Hatta olay üzerine ge güzel de taytlı balıkçıyla ilgili fantaziler de kurmuşlardır.
Bu zihniyet nereye gider bilinmez… aslında bilinir de söylenmez.
Haber linki şurada bir tıklayın bakın hatta ilk yorumu da okuyun artık ne alakaysa bilemeyeceğim neyse… sustum…