Michael Palmer’i ilk kez okudum. Açıkçası böyle bir yazarın varlığından haberdar değildim. Kitabın cep boyunun çıkması cep boyundan çok fiyatındaki indirim kitabı almama etkili oldu. Tabi konusu ve kitap arkası övgüleri de oldukça çok olunca alınana kitaplar içerisinden bu kitabı seçtim.
Michael Palmer tıp doktoruymuş. Tıp doktoru olması sebebiyle, tıbbi terimleri yerli yerinde kullanmış (öyle olduğunu düşünüyorum). Bu terimler ile ilgili açıklamaları da yerli yerindeydi. Konu olarakta organ mafyası, organ bağışı, verdiğimiz kanların nereye gittiği gibi, güzel bir konu seçilince, kitap ister istemez insanı kendine çekiyor. Kitabı okurken okuyucuyu rahatsız eden tek kısım verdiğimiz kanların nereye gittiği. Hikaye Platon’la ilişkilendirerek biraz da ütopik bir dünyanın üzerine hikayenin yayılması sağlanmış.
Tabi ütopik diye değerlendirdiğim bu dünya geçmişte ve günümüzde yok mu orası da ayrı bir konu. Platon’un sosyal sınıflarının güncellenmiş bir versiyonuna kitapta da karşılaşıyoruz. Bu da her bölümün başında okuduğumuz Platon cümlelerine anlam katıyor.
Hikaye sorgulayıcı ve sorgulatıcı olunca insanın ilgisini çekiyor ama kitap için en uzun okuduğum polisiye romandı diyebilirim. Çeviriden mi kaynaklıydı yoksa yazımdan mı bilemiyorum ama kitap bir türlü akmadı. Her polisiyede olduğu gibi son yüz sayfada gerilim artı ancak bu gerilim tatmin edici bir sona ulaşmadı. Şebekenin çökertilmesi son durumlar hakkında da açık kaldı her şey. İki kişi ile bir şebekeyi göçertiyorsunuz, yazar buna inandırmaya çalışıyor sizi ama dünya çapına yayılmış bir şebekenin bu kadar çabuk yok olmasına inanamıyorsunuz. Bu kısımlar sürekli soru işareti olarak aklınızda kalıyor.
Aslında polisiye meraklıları için okunabilir bir kitap. Fazla beyin fırtınası yapmıyor. Kitabın ortalarında aslında neyin ne olduğunu çözdüğünüz için sadece olayların nasıl olacağını görmek için okuyorsunuz kitabı. Açıkçası çok şaşırtan şeylerde çıkmıyor karşınıza.
Kitap Arkası:
New York Times çok satan kitaplarının vazgeçilmez yazarlarından Michael Palmer’ın yeni romanı şu huzursuz edici sorularla başlıyor: Laboratuarda verdiğiniz kan örnekleri nereye gidiyor? Hangi amaçlar için kullanılıyor? Ve bunu bizler neden bilmiyoruz?
DERİN BİR NEFES ALIN..Hayatı boyunca zorluklarla savaşmış, eski milli atlet, yeni Harvard Tıp Fakültesi öğrencisi Natalie Reyes gururunun kurbanı olup okuldan uzaklaştırılınca can dostu, akıl hocası tarafından Brezilya’da bir tıp konferansına gönderiliyor; burada kaçırılıp vuruluyor, bir çıkmaz sokakta ölüme terk ediliyor. Ve hayatta kaldığına sevinmeye fırsat bulamadan akciğerini kaybettiğini öğreniyor..
Dünyanın başka bir köşesindeki dahi doktor Joe Anson milyonlarca insanın hayatını kurtaracak bir serum üzerinde çalışıyor. Ancak milyonların hayatı Anson’ın gün geçtikçe kötüye giden sağlığına bağlı ve gizli kapıların ardındaki gölgelerin işlerini şansa bırakmaya niyeti yok…
Chicago’dan dedektif Ben Callahan, vücudunda esrarengiz izler bulunan ölü bir adamın kimliğini bulmak zorunda. Ben için sıradan bir kayıp vakası çok daha büyük bir komplo teorisine dönüşmek üzere…
Birbirinden habersiz bu üç kişinin hayatı, kökleri antik felsefeye inen, Rio de Janeiro’dan Boston’a, Türkiye’den Moldova’ya kadar uzanan gizli bir cemiyete doğru çekiliyor. Ve neye inanacaklarını bilemedikleri bir dünyada güç ve dehanın, sadakat ve ihanetin, doğruların ve yalanların gerçek anlamı tek bir tüp kanın – beşinci tüpün – içinde gizli.
“Dahiyane bir tıbbi macera. Gerilimi hiç bitmeyen zeki bir hikâye.” – Cross Bones’un yazarı Kathy Reichs.
“Kaçırmayı göze alamayacağınız nefes nefese bir gerilim.” – Point Blank’in yazarı Catherine Coulter.
“Bilgi gücü doğurur; güçse baştan çıkarılmaya hazırdır. Michael Palmer’ın Beşinci Tüp romanı tıbba karşı inancımızın sınırlarında dolaşıyor. Kahramanın yaşadığı trajedinin etkisinden hâlâ kurtulabilmiş değilim.” – Kan Gölü’nün yazarı Tess Gerritsen.
“Ürkütücü ve kışkırtıcı bir hikâye. Hem gerçekçi hem de dehşet verici. Bütün gece gözünüze uyku girmeyecek!” – On The Run’ın yazarı Iris Johansen.
“Bu son sürat macera kışkırtıcı bir gerçeğin etrafında dönüyor. Heyecan kasırgasıyla sürüklenirken Palmer’ın ortaya koyduğu soruları aklınızdan atamayacaksınız.” – Prior Bad Acts’in yazarı Tami Hoag.
“Beşinci Tüp muhteşem bir tıbbi macera olmakla kalmayıp hikâyesiyle ödümü patlatacak kadar da inandırıcı. Bütün bunlar gerçek olabilir mi? Palmer insanı şüpheye düşürüyor.” – Richocet’nin yazarı Sandra Brown.
“Tıbbi macera türünün belki de en usta kalemi olan Michael Palmer’ın bu heyecan yüklü son romanını okuduktan sonra organlarınız yerli yerinde mi diye bakma ihtiyacı duyacaksınız.” – Armageddon’s Children’ın yazarı Terry Brooks.
Yazar:Michael Palmer
Sayfa Sayısı: 473
Baskı Yılı: 2008
Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları
Siz ne düşünüyorsunuz?