Beyoğlu Sineması Kapanıyor

beyazperde.com’un haberine göre “1989 yılında kurulan Beyoğlu Sineması, yaklaşık 20 yıl sonra, 1 Temmuz’da kapanıyor.”

Sinemanın sorumlusu Temel Kerimoğlu taviz vermeden düzeyli film gösterdikleri halde seyircinin sanat filmlerine eskisi kadar rağbet etmediğini belirtmiş.

Son yıllarda seyircinin ticari filmlere ve alışveriş merkezlerindeki sinemalara yönelmesi nedeniyle bağımsız sinemaların zor durumda kaldığını da belirten Kerimoğlu, merakla beklenen filmlerden dahi sinemanın masraflarını çıkaramadıklarını belirtiyor.

Şüphesiz tarihi caddede sadece 20 yıldır bulunmasına rağmen, sinefillerin kalbinde özel bir yeri olan “tarihi” Beyoğlu Sineması’nın kapanması çok üzücü.

“Beyoğlu Sineması, severek film izlediğim sinemalardan biridir. Çayı güzeldir. Film başlamadan önce, duvarlarında resimlere bakıp, dalmak hoşuma gider. Üzüldüm habere. Üzülmemin sebebi, sadece bir sinemanın kapanmasından öte bir şey.

En son, Sürgün filmini izledim orada. 2-3 kişi vardı salonda. “Akılsız” insanların böyle güzel bir filmi göstermeleri, garip bir çelişki. “Bilinçsiz” seyircinin bu kadar az olması da, sevgili yurdum için, bir o kadar “umut verici”. Sanırım; Beyoğlu Sineması’nın kapanma haberi, işletmecilerinin “akılsız” veya seyircilerin de “artık, bilinçli” olmasıyla açıklanamayacak kadar geniş kapsamlı.

Sorun, tâdilât ile çözülmeyecek kadar derinde. Zaten İstiklâl Caddesi’ndeki bütün sinemaların ses ve görüntü düzenleri, -görebildiğim kadarıyla- modern.

Türkiye’de, bazı filmlerin ABD ile aynı anda gösterilmeye başlanmasından, neredeyse her Hollywood filminin gösterilmesine geldik. Bir yıldaki hafta sayısı 52 ve Türkiye’deki salon sayısı fazla değişmez olduğu için; gösterilen Avrupa, Rusya, İran, Lâtin Amerika vb. ülke filmlerinin sayısı azaldı. Bu durum, ekonomi politikle açıklanabilir herhalde.

Sinemanın insanlara ifade ettiği şeylerin, sinemaya gidiş veya gitmeyiş gerekçelerinin, son 30 yılda kaç kere değiştiği, sosyolojik bir araştırma konusu olabilir.

Globalleşen dünyanın bir parçası olan Türkiye’de de sinema zincirleri oluşmaya başladı. Avrupa’da zaten vardı. Ama orada, bağımsız sinema salonları duruyor. Bizde kapanmaya başlıyor. İşte beni esas üzen bu.

Çoğunluk, Recep İvedik seyretsin. Ama ben de, “azınlık” olarak Kader’i izleyebileyim. Bu tek renkliliğe gidişin sonunda, izleyemeyeceğim korkusu kapladı içimi.

Bu haber; yaşantımdan bir rengin eksileceğinin, çocuklarıma bırakacağım dünyanın tek renkli olacağının habercisi. Çok kötü, çok…”

Beyazperde.com okuyucusunun yazdığı yorum…

Ne yazık ki AKM haberinden sonra bu haberi okumak üzdü beni… Ne denebilir ki? Yazık çok yazık…

http://www.beyoglusinemasi.com.tr/

http://beyazperde.mynet.com/haber.asp?id=10718
http://beyazperde.mynet.com/haber.asp?id=10711

Yeni bir İstanbullu sayılan ben Beyoğlu Sİnemasının kapatılması kararına gerçekten çok üzüldüm, Eğer İstanbul Beyoğlu ise Beyoğluyla özdeşleşmiş ise Beyoğlu da Beyoğlu Sinemasıyla özdeşleşmiştir. Beyoğlu Sinemasının kapanması demek İstanbul’dan parca götürmek demek, ne yazık ki yukarıdaki yazıda da belirtildiği nedenlerden ötürü kendini barındıramaz oldu. bir süre sonra eskilerde bir Beyoğlu sineması vardı insana aklı sanatı aşılardı dediğimizi duyar gibiyim… Ama varılsun amerikan sineması demekte yarar var, kendi aptalları için çektikleri filmler, bizede satıp bizide aptallaştırdıkları için…