Artık hafta sonlarının vazgeçilmezi haline gelen biber gazı festivaline bu kez ben de ucundan yakalandım. Önceden maruz kalmışlığım olmadığı için tabi ki gazın beni etkilemesi gayet kolay oldu. Ancak merak içinde daha da olay yerine sokulduğumda halkımın biber gazına karşı artık bağışıklık kazanmış olduğunu gördüm. Tamam ufak tefek etkileri var ama genel anlamda sarsılmıyor insanlarımız. Bu arada yetkililere bildirmek isterim ki bu biber gazının içeriğini değiştirin artık.
Malumunuz Beşiktaş dönemsel olarak sıkı yönetim alanı ilan ediliyor. Kadıköy İskelesindeki çay bahçelerinin kapanmasından sonra Akaretler durağının kalkması; hadi bunu da geçtim, şimdiye otele peşkeş çekilen eski Deniz Müzesi alanının önünün de trafiğe kapanıp trafiğin iyice piç edilmesi bunların arasında. Neyse sesimizi çıkarmıyoruz, çıkarmayalım diyoruz. Biz sonuçta ılımlı bir halkız. Hep provokasyona gelmemek için çabalıyoruz.
Bu günkü olay ise Beşiktaş taraftarlarını kapsıyor. Malumunuz İnönü Stadının son maçı esnasında stad kutlamaları vardı (kutlama mı demeli anma mı bilemedim). Her önemli günde olduğu gibi (bunlara Avrupa maçları, derbiler de dahil) Beşiktaşlılar yine yollara dökülmüştü. Biz çok gördük ve yaşadık Beşiktaş caddesinin tamda o Akaretler durağının orada trafiğin kesildiğini ve Beşiktaş taraftarının yürüyerek İnönü’ye gittiğini. Peki bu gün ne değişti? Aynı şekilde trafik kesildi, taraftarlar yürümek için yola koyuldu. Ama bu kez bir fark vardı. Biber gazları hazırdı, çünkü yine sıkı yönetim vardı.
Tabi on kişiden fazlasının bir araya geldiğinde potansiyel suçlu olarak görüldüğü ülkemde yüzlerce taraftarın bir araya gelmesi tam anlamıyla tehditti. Dağıtmak lazımdı.Tabi araya karışan silah sesleri olayı daha da alevlendirdi. Olayın ayrıntısını bilmiyorum okuduklarımdan ibaret.
Ben yalnızca soluduğum havayı benim aksi yönümde hareket eden halkı biliyorum. Halk dedim, tabi ki taraftarlarda halk ama halk deyince çocuğu çoluğu da hesaba katıyorum. Yani yolunda yürüyen de nasibini alıyor. Buna rağmen bir yerlerden kaçarım edasıyla ara sokaklara yollandım. Tabi taraftar bakı pazarı taraftaki meydanda toplanmış hakkıyla yetkililere sallıyordu. Derken bir gaz dalgası daha geldi. Bundan sonrasını hatırlamıyorum.
Hatırlamama sebebim kendimden geçmek değil, eve geri dönmemden. Ancak iyi geldi biber gazı kapalı olan burnum sayesinde açıldı. hala burnumdaki kılcal damarlarda gazı hissediyorum ve nefesim hala açık durumda.
Bu provokatörler -kimseler artık- hep aynı kişiler olduğunu düşünerek biber gazlarının içine böcek ilacı gibi bir ilaç koysak belli kez bu dozu alanlar ölse ya hükumette bu illetten kurtulsa. İyi olmaz mı? Baksanıza biber gazı ile artık bir şey olduğu yok. Tabi bunun şöyle de bir riski var, kafalarına estiği gibi sıkamayacaklar gazı. Ama maksat herkes bizim gibi düşünsün değil mi? Sıkalım gitsin o zaman.
Siz ne düşünüyorsunuz?