Bir garip karantina

Uzunca bir süredir gündemi takip etmiyorum. Ne haber, ne de haber paylaşan sosyal medya siteleri. Hal böyle olunca cahillik mutluluktur olgusuyla ben de mutlu mutlu yaşıyorum dermişim. “Dermişim” deyince de birden geçmişe gittim. Nereden öğrenmiştik bu “dermişim”i birde “deeer” diye “e”yi uzatırdık. Ne gariptir ki şimdi saçma geliyor. Ancak genel olarak baktığımızda zaten gençlik aptallık değil mi? En büyük mutlulukların, özlemlerin bu aptallıklara tekabül etmesi de ayrı bir manidar.

Tabi insan ne kadar uzak durursa dursun bir türlü gündemden kendini koparamıyor. Son dönemin meşhur tabiri ile bu duruma açıklama getirmek gerekirse aklıma “coğrafya kaderindir” demekten başka bir şey gelmiyor. Maalesef öyle. Sessiz, sakin bir kaplumbağa hızında yaşayan ben gündemin bu süratine yetişemiyorum. Bir film jeneriği gibi hızla akan bu olayları takip etmek ne mümkün. Gerçi jeneriklerde genelde emekçi isimleri olur ve izlemek gerekir. En azından onurlandırmak açısından. Her ne kadar onları da online şu tüketim mecraları sabote etmeye başlasa da göz ucuyla bakmak bile ayrı bir onurlandırma şekli. Tabii burada jenerikleri bile izleyen ben neden bu gündemi takip etmiyorum sorusuyla karşı karşıya buluyorum kendimi. Sonuçta onlar da yememiş içmemiş vakitlerini ve emeklerini harcayarak gündem üretmişler. Sanıyorum bu hususa bir önceki yazımda da değinmiştim. Tabii bu kadar gündem yoksunu olunca tekerrürlerden bahsetmemek ne mümkün. Bu konuda affınıza sığınırım.

Ancak geçip gitmeyen ve muhtemelen geçip gidemeyecek bir gündem var ki o da Covid. Şimdi bunu da mazı mecralar Türkçeleştirmeye çalışıp Kovid olarak yazmaya başlamışlar. Yani “C”, “K” olunca iş bitmiş. Yani biz İngilizcesinin, okunuşunu Türkçe yazınca Kovid Türkçeleşmiş olmuş. Bu dili zenginleştirmek adına atılmış büyük bir adım bence.

Gündem Kovid ile akıp giderken bizim de bir türlü bitmeyen gündemimiz karantina. Tabi bu neye göre kime göre karantina. Tam tutulma gibi, tam kapanmaya girdiğimiz şu dönemlerde mevcut bir ölçek bulmak zor. Tam tutulmanın ne olacağını, nasıl olacağını, ne zaman olacağını biliyoruz ama bizim bu tam kapanma dediğimiz olayın ne olacağından pek haberimiz yok. Biz kapanma konularında çok başarılı değiliz. Kapanma esnasında artan trafik, kapanma esnasında insanların halı sahalarda maç yapması ve insanların hiçbir şey olmamış gibi işlerine devam etmeleri. Ediyorlar etmesine de birde özel izin alacak diye e-devlet önünde sıraya girmeleri. Arkadaş zaten herkesi çalıştırıyoruz bir daha neden izin almalarıyla uğraştırıyoruz ki? Hadi kapanıyoruz kapanmasına da neden hala turist geliyor ya da onlar neden kapanmıyor? Tamam varsa “gavur bunlar ölsünler” mantığı o ayrı ama yani bu insanlar da bulaştırıyor haliyle. Demem o ki ben bu kapatmalardan, karantinadan iyiden iyiye hiçbir şey anlamamaya başladım. Zaten anlamıyordum ya artık hepten Fransız oldum.

Yazının bundan sonraki kısmı ise bir öncekinden 24 saat sonra geliyor. Bir önceki paragrafta nerede kalmıştım başladığım yazının konusu neydi ya da nasıl bir psikoloji ile yazmaya başladım bilmiyorum. Biliyorum aslında ama bilmiyorum diyeyim de bu dakikadan sonra yazılacakların birden değişmesinin sebebi sorgulanmasın. Aman boş ver gerçi. Neyse sanırım bu yazının devamı gelmeyecek. Evde kalın da sonrasında biz de dışarı çıkalım. Hepimiz yani. Bu arada kapandık diye mi bir gün dişim bir gün midem ağrıyor bilemedim. Of ya…