Bir tık ötesi

Yine cep telefonundan bir şeyler yazmaya karar verdim. Doğal olarak yazım ile ilgili hatalar çok olacak. Şöyle geriye dönüp yazıları düzenleyecek vaktim pek olmadı zaten. Aslında bir önceki yazıya atıf yaparak söyledim bunu.

Yazarken ya da yazdıktan sonra diyeyim en büyük sıkıntılarımdan biri de yazıya başlık koymak. Tabi yazının kesin bir konusu olmayınca böyle oluyor. Ama bir yerde de kompozisyon yazıyormuş gibi olmak istemiyorum. Ancak bu durum bir konuya değinmeyeceğim anlamına gelmiyor… Zaten konulara değinmeliyim, değinmeliyim ki yazının bir anlamı olsun.

Bir çok köşe açtım ve kapattım bu blogda. Değinmediğim konulardan biri de kişisel gelişim şeyleri oldu. Geçenlerde benim yıllar yıllar önce okuduğum ki o zamanlar bu işlere fena sarmışım “Düşünce Gücü İle Tedavi” kitabını ofisten bir arkadaşın elinde gördüm. Bendeki kitap ikinci baskı o da 95’te yapılmış siz düşünün. Kitap şu an ise 52. baskısını yapmış. Artık nasıl satıyorsa kitapevi sürümden kazanmak için fiyatı indirmişte indirmiş. Vakti zamanında ben bu fiyata almadım kitabı. Neyse durum böyleyken bir tespitimi paylaşmak istedim.

İnsanlar böyle kitaplara ne çok ilgi duyuyor. Hele son dönem kişisel gelişim olsun da bırak gelişime dair hiç bir şey olmasın peynir ekmek gibi satıyor. Buna sadece kitap değil söyleşiler de dahil. Çok mu ihtiyacımız var yoksa bu işler çok mu havalı insanlar bu işe merak sarıyor anlamadım. Anlamadığım bir hususta kimse bunları uygulamıyor uygulasa da bir işe yaramıyor.

Mesela bir başlık: “Başarılı olmak için kendinizin önünde durmayın.”

E durmayayım tamam. Ama nasıl? Üç yüz sayfa okuyorsun yine bir fikir edinemiyorsun. Bende mi bir salaklık var anlamadım. Gerçi ben burada büyü ile ilgili çok detay paylaştım onu da yapabilmiş değilim.

Şimdi bu kitapları yada bu kişileri yermiş olmayayım ama bu arkadaşların nitelikleri de önemli. İki kurs alan işin uzmanı olup çıkıyor karşımıza. Şimdi o kadar uzattım, o kadar uzattım ki sadede geliyorum. Bende o kadar eğitim aldım. Bundan sonra ben de başlayacağım böyle yazılar yazmaya. Mesela blog ismi ile alakalı olarak depresyona nasıl girerseniz başlığı olabilir. Bütün iyi algıları kapatma. Ya o kadar pozitif verdik ki dünyaya şu kitaplar sayesinde yürümüyor ve arkadaş işte.

İşte yeni bir isim geldi aklıma. Daha önce kullanılmış mı bilmiyorum. Kendi kendinin yöneticisi olmak. (araya Google araması girdi) bakın kullanılmamış. Bir ara bunun ile ilgili makale yayınlayacağım. Şimdi ise uyumam lazım. Gündüz okuyan okuyucu yine de uyumam lazım. Bu arada bir ara size polifazik uyku deneyimimden bahsedeyim.

Auf Wiedersehen.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?