
Uzun zaman olmuş. Aslında birkaç aylık boşluklara alışkınım ama bir seneyi aşan bir ara şöyle bir baktığımda bana da garip geldi. Yine de, hızlanan zamanın etkisiyle geriye dönüp baktığımda, son yazının ağırlığı bana her şeyi yeniden hatırlatıyor.
Evet, zaman geçiyor ve biz çoğu zaman bunun farkına bile varmıyoruz. Bu hızlı akış içinde birçok şeyi unutuyoruz. Unutan, bilmeyen, hızla yok olup giden varlıklar haline geliyoruz yavaşça Peki, bu hâlâ bizi diğer canlılardan daha kıymetli kılan bir özellik mi?
27’den sonra zaman daha hızlı akmaya başladı, 37 ise çok daha hızlı. Şimdi birçok kuşağa hitap etmeye çalışırken, içimdeki karmaşa ve kaosun bataklığında boğuluyormuş gibi hissediyorum. Belki de bizi bu hızla geçen zamanın kollarına atan şey tam olarak budur: Olduğumuz yerde yaşayamamak, geçmişi ve geleceği, dünü ve bugünü aynı anda yakalamaya çalışmak…
Siteye girdiğimde dikkatimi çeken ilk şey, kendi yarım oldu ve bu beni rahatsız etti. Sürekli değişen biriyim—geliştiğimi iddia etmiyorum ama—bir, belki de üç yıl önceki halimi görmek beni huzursuz etti. Kaldırmaya karar verdim.
Kendi fotoğrafını çekip paylaşmaya meraklı biri olmasam, muhtemelen internette hiç izim bile olmazdı. Ama olsun, zaten çok da varım diyemem. Bende bir tuhaflık var; mesela eski fotoğraflara bakmamayı tercih ediyorum. Belki de bunun sebebi, geçmişimin özlem dolu olmaması.
Şimdi herkes gibi tutup sorunlarıma bir isim yapıştırarak kendimi kısmen de olsa temize çıkaramayacağım.
Sonuçta zaman geçiyor ve günün sonunda başladığımız yere geri dönüyoruz. Bu döngü içinde yaşadığımız tek şey kaos ve ona hizmet etmek.
Kendi içimde sürekli bir şeyleri değiştirme iddiasına giriyorum. Başlangıçta kısmen başarılı olan bu çabalar, bir süre sonra kendini yine alışılmış bir akışa bırakıyor. Sanırım insan, doğası gereği rutinlere bağlı bir varlık ve bu sınırların dışına pek çıkamıyor. Sonuçta, doğum ile ölüm arasındaki çizgiden nasıl sapamıyorsak, hayatta bize dayatılan sınırların da pek dışına çıkamıyoruz.
Aklımdakiler yoğun ve dağınık. Muhtemelen bir yere varamayacaklar. Eskiden burada kendimi deşarj ederdim, ama şimdi bu duygularımı nereye koyduğumdan, onlarla ne yaptığımdan emin değilim. Yine de sanki biraz daha burada var olmalılar.
Bir yerde, yazmak, benim için hep amatörce kalmalıydı diye düşünüyorum. Sürekli devam edemiyorum; bir şeye uzmanlaşmak, dikkatimi tamamen vermek bana zor geliyor. Belki de bu yüzden hep amatör kalmak en iyisi.
Belki de mikro blog olarak kullanmaya dönmeliyim burayı. Bir yandan da şuranın parasını ödemezsem iki güne kanacağı geliyor aklıma.
O zaman ne bu tasa?
Siz ne düşünüyorsunuz?