Borgman / Bela

İlginç bir film deneyimiydi Borgman / Bela. Senaryo ve yönetim Holandalı yönetmen ‘a ait. Benim de izlediğim ilk  filmiydi bu ve yönetmen takip listeme girecek. Eski filmlerini de araştırmaya başladım şimdiden. Borgman ilginç bir filmdi. Film yaklaşık iki saat sürüyor ve iki saat boyunca izleyicinin ilgisini bir dakika olsun üstünden bıraktırmıyor.

Borgman, 38 yıl sonra Cannes Film Festivali’ne kabul edilen Hollanda yapımı bir film olma özelliğine sahip. Aynı şekilde 2014 Oscar içinde ‘En İyi Yabancı Film’ aday adayı olarak Hollanda’dan seçilmiş. Sonucu ne oldu bilmiyorum ama bence bu saçma bir fikirdi. Zaten böyle bir filmin Oscar’dan başarılı bir sonuç alması başarısız gibi.

Borgman ev istilası filmlerinin bir başka versiyonu. Ancak filmin garip bir türü var. Film gerilim gibi giderken aynı zamanda komediye de göz kırpıyor. Olay örgüsü o kadar başarılı ki filmi merak ederken olan bitene kendinizi kaptırıyorsunuz. Film gizemli bir şekilde yol alıyor ama sürekli olan biten gelişmelere cevap verecek beklentisi filmin ana heyecanını oluşturuyor. Filmin sonunda biraz olsun ne oldu manasında kalakalsakta aslında film süresi boyunca olan bitene belli açıklamalarda bulunuyor. Film boyunca verilen ince nüanslar aslında filmin hikayesinin ve kurgusunun  ne kadar başarılı olduğunu ve üzerinde ne kadar düşünüldüğünü ortaya koyuyor.

Film ilk dakikasında aslında neyle karşılaşacağımızın haberini veriyor bize. Benim hayal kırıklığım belkide filmin açılış cümlesinin beklentilerimi farklı yönünde etkilemesinden oldu. Filmin ismi baş aşağı başlıyor ve karşımıza “Ve onlar kendi saflarını yüceltmek için yeryüzüne indiler” cümlesi çıkıyor. Bu cümle ilk dakikadan itibaren ilahi doğa üstü varlıkların olacağını bize hissettiriyor. Akabinde gelen sahnede de peder ve adamlarının silahlarla birilerinin peşinden gidişine tanık oluyoruz. Bu dakikaya kadar her şey mükemmel ilerliyor. Yani beklentim doğrultusunda doğa üstü yaratıklar var ve peder onları kovalıyor. Filmin ilerleyen dakikalarında ise aslında benim doğa üstü güç diye düşündüğüm varlıklar aslında çok normal insan gibi çıkıyor karşımıza. Bu dakikadan sonra fazla ayrıntı vermiş olabilirim.

Peder ve adamları aradıklarını yer altında buluyorlar. Ter altında gizlenmiş / yaşayan kişi ise Camiel Borgman’dır. Borgman peder ve adamlarının elinden kaçar ve kedisi gibi yer altında saklanan arkadaşlarını kaçması için uyarır. Ekip peder ve adamlarının elinden kaçar. Bu dakikadan sonra biz Borgman’a odaklanırız.

Saçı sakalı birbirine karışmış pis Borgman bir kaç ev gezer ve banyolarını kullanmak için izin ister. Bu isteği üzerine kapılar direkt üzerine kapanır. Bir ara pencerede bir kadın görür ve onun evine gider. Kapıyı çaldığında, kapıyı kadının kocası açar. Borgman banyolarını kullanıp kullanamayacağını sorar. Tabi evin reisi Richard bunu kabul etmez ve kapıyı yüzüne kapatır. Ancak Borgman biraz daha üzerine gider ve karısını tanıdığını söyler. Karısının hemşire olduğunu adının da Maria olduğunu belirtir. Ancak kadının adı Marina’dır ve kadın kendisini Anton olarak tanıtan adamı tanımamaktadır. Anton biraz daha üsteleyerek kadın hakkına biraz konuşur. Bunun üzerine Richard, Borgman’a saldırır ve onu döver. Marina kocasına engel olur ancak bir yandan da evsiz Anton’a acımıştır. tabi tüm bunlar Borgman’ın olanı dahilindedir.

Akşam vakti Marina depoda ışığın yandığını görür ve kontrol etmeye gider eve geri döndüğünde ise Anton’u bir köşede görür ona yardım eder yiyecek bir şeyler ve banyo yapması için izin verir. Bir süre kalması için de misafir evini ona açar. Hizmetçisine de Richard’a bir şey söylememesini söyler. Anton evin içerisinde dolaşmakta çocuklara hikayeler anlatmaktadır. Gece yarısında ise Richard ve Marina’nın yatak odasına gider ve marinanın üzerinde çıplak şekilde oturur. Bu şekilde Marina, Richard hakkında kötü rüyalar görür.

Marina bir süre sonra Anton’a ilgi duymaya başlar. Evliliği kötü gitmektedir ve Rihcard artık ilgisini çekmemektedir. Bu durumu Anton’a da belli etmiştir. Anton’da evde sürekli kalmak istemektedir bunun üzerine bahçıvan olarak eve gelmeyi ister. Bunun için önce evin bahçıvanından kurtulurlar. Onu ve karısını öldürerek göle atarlar. Anton’a burada filmin başında uyardığı arkadaşları ve iki tane de kadın eşlik eder. Richard ve Marina çifti yeni bahçıvan için ilan verirler ve bahçıvanın değerlendirmesini Richard yaparlar ancak Anton ve ekibi adam tutarak onları seçme için Richard’a gönderirler. Bir tane kendi iradesiyle adam geldiğinde ise Anton’un adamları onu yaralarlar. Ancak adamı öldüren Marina’nın kızıdır.

Richard görüşemeye gelen garip adamlardan sonra traş olmuş bir şekilde karşısına çıkan Anton’u tanımaz ve onu işe alır. Anton kendini Camiel olarak tanıtır. Kalması için ona misafir evini verirler. Camiel yine eski alışkanlıklarından vazgeçmemiştir. Bir kaç gün içerisinde arkadaşları Ludwig ve Pascal’da yanına yerleşir ve bahçede büyük bir kazı yapmaya başlarlar.

Kimse onların ne yaptığını sorgulamaz. Camiel ve arkadaşları evden biri gibi olmuş her şekilde eve girip çıkmaktadırlar. Günün birinde Ludwig ve Pascal’da çiftin çocuklarını kaçırarak üzerindeler küçük bir operasyon yaparlar. Bir kaç gün sonra Camiel ve arkadaşları bir oyun hazırlar ve ev halkına bu gösteriyi sunarlar. Bu gösteri öncesi Marina, Camiel’e Richard’da kurtulmasını söyler. Yemek esnasında da karı koca bir kavgaya tutuşurlar. Filmin finalinde ise Camiel ve arkadaşları Richard ve Marina’yı öldürürler ve cesetleri gizlerler. Aynı zamanda çocukları ve bakıcıyı yanlarına alırlar.

Filmdeki göndermeler mükemmel. Tüm isimler bilinçli olarak seçilmiş. Her bir ismin anlamını karşılayan karakterlerle karşılaşıyoruz.  Çocuklara anlatılan hikayeler ve ana hikaye ile kurulan bağlantılar çok güzel. Finale doğru yenen yemek bir nevi Hz. İsa’nın veda yemeğine gönderme. Richard ve Marina arasındaki diyaloglar ve şarap yüzünden çıkan kavga Marina’nın aslında son zamanları oluyor. Richard ve Marina arasındaki çekime ve anlaşmazlıkta yasak elmanın peşinden koşmaya atıfta bulunuyor.

Aslında filmin başından beri garip olarak gördüğümüz Borgman ve arkadaşlarının melek olduğunu anlıyoruz. Ancak çok fazla doğa üstü işlere girişmeyen ve standart insan profili bu melekler iyi değil de kötü birer melek ve bunları her dakikada bize hissettiriyor.

Film hakkında aslında yazacak çok şey var biraz değinmeye çalıştım ama filmin her sahnesi bir olguya göndermede bulunuyor ve bunları ayrıntılı bir şekilde dile getirmek bu yazının bitmeyeceği anlamına gelir. Bence kesinlikle izlenmesi gereken bir film Borgman. Oyunculuklar başarılı ve müzikler yerli yerinde ve oldukça güzel. Festivalin en garip en ilginç en iyi filmlerinden biriydi.

Yönetmen – Senaryo: 

Oyuncular:

Camiel Borgman
Marina
Richard
Ludwig
Pascal
Stine
Isolde

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1954315/

http://www.ifistanbul.com/tr/filmler/borgman