Başlangıçta böyle bir metin yazmaya girişmek aklımda yoktu. Her ne kadar çok film, dizi izlesem de, yazmak için her filme, diziye zaman ayırmak oldukça zahmetli bir iş. Bu nedenle, haftada bir film/dizi seçip onun hakkında bir yazı yazmaya karar verdim. Tabii çok fazla film/dizi izleyince bunun hangi film olacağı konusu da bir muamma. Arada kaynayanlar unuttuklarım da çok oluyordu. Bu sebepten dolayı artık her şeyi değil de beğendiklerimi kısaca özetlediğim bir yazı yazacağım ve bunlar da bu başlık altında olacaklar. İzlediklerimi diyorum bunlar her şey olabilir.
Haftada bir bu yazıları paylaşmayı planlıyorum, bu sayede unutmadan beğendiğim ve bana ilginç gelenleri sizinle paylaşabilirim. Daha önce de oldu ama bu İlk yazı olduğu için bu açıklama kısmından sonra hemen önerilerime geçiyorum.
Daha önce bu yazıların ön girişleri dertleşme gibi olurdu. Bu sefer öyle olacak mı bunu zaman gösterecek. Ayrıca, bazı film/diziler için daha detaylı yazılar da yazmayı planlıyorum.
Bu haftanın filmleri buradalar:
1. Jules: Bir Uzaylıyla Yaşlanmak – Bilim Kurgu ve Sosyal Drama Harmanı
Yetmiş beş yaşındaki bir adamın bahçesine, hiç beklenmedik bir anda bir uzay gemisi düşer. Ancak bu uzay gemisinin içinden çıkan uzaylı, onun bir macera değil, bir arkadaşa ihtiyacı olduğunu hatırlatır.
Film, yaşlılık dönemindeki insanların beklentilerini ve hayatın içindeki anlamı sorgulayan güçlü bir sosyal drama öyküsü sunuyor. Filmde şaşırtacak ya da görsel olarak etkileyecek pek bir şey yok. Ama oldukça samimi.
2. Vyzov: Uzayın Derinliklerinde Bir Ameliyat – Uzayda Çekilen İlk Kurgu Film
“The Challenge,” dünyanın ilk uzayda çekilen filmi olarak tarihe geçti. Bu özelliğiyle bile izlenmeye değer bir yapıt. Film, uzayda geçen sahneleriyle gerçek bir kozmonot ekibini ve profesyonel oyuncuları bir araya getirerek etkileyici bir deneyim sunuyor.
Film izleyiciyi sadece teknik açıdan etkilemekle kalmıyor, uzayda çekilen sahneleri gördükçe kendi kendinize sorular sorup duruyorsunuz.
Uzay görevi esnasında bir kozmonot yaralanır ve ameliyata ihtiyacı vardır. Bunu yapabilmek için ise en iyi doktorlar toparlanır ama içlerinden birisi uzaya gidip bu zor işi yapabilecektir. İzleyin derim.
3. El Conde: Pablo Larraín’in Sıradışı Biyografi Yaklaşımı
Pablo Larraín, özellikle biyografi türündeki filmlerde getirdiği sıra dışı ve farklı yaklaşımını “El Conde” ile sürdürerek, Şili’nin yakın tarihinden esinlenen bir hikaye ile çıkmış karşımıza.
Film artık kendini ölüme hazırlayan bir vampirin hikayesini anlatıyor. Ama asıl hikaye bu değil. Kont bu duruma gelmeden önce faşist bir yönetim sergilemiş ve artık kötülüğe olan iştahı kapatmıştır.
Film diyaloglar ve monologlar ile bu karakterin çevresini, psikolojisini başarılı bir şekilde anlatırken, görsel olarak da tatmin sunuyor. Fantezi dünyası ile gerçek dünyayı başarılı bir şekilde kurgulamış.
4. no one will save you: İnsanlığımızı Geri Getiren Uzaylılar
Garip ve ilgin filmleri sevenler için bir öneri bu film Sıradan bir uzaylı istila hikayesi gibi başlasa da, anlatım dili ve yaklaşımıyla keyifli bir izlenim sunuyor.
Film boyunca hiçbir diyalog olmaması, merak uyandırıyor. İlk dakikaları, izleyiciyi hikayenin içine çekmek için oldukça etkileyici ve gizem dolu geçiyor. Ancak uzaylı tasvirlerini görünce biraz hayal kırıklığına kapıldım diyebilirim.
Sizi bir istila ve kaçış filmi izliyormuş gibi hissederken filmin sonuna doğru işin aslının, öyle olmadığını anlıyorsunuz. Uzaylılar dünya üzerindeki kaybolmaya yüz tutmuş sevgi, saygı, sempati gibi uyguları geri getirmeye çalışıyorlarmış.
Aslında filmin biraz daha psikolojik betimlemesi yapılabilir ama şimdilik burada kalsın.
5. Bonus
The Last Voyage of the Demeter: Gemideki Hayal Kırıklıklarım
Hikayenin Bram Stoker’ın “Drakula” kitabındaki “Kaptan’ın Günlüğü” bölümünden uyarlandığını öğrendiğimde büyük bir merak içindeydim. Ancak film, ne yazık ki bu beklentilerimi karşılayamadı.
Hikaye, durağan bir şekilde geçiyor ve göze batan kurgu eksikliğiyle dikkat çekiyor. Drakula’nın görsel tasviri de beni tam olarak tatmin etmedi. Ancak film devam edecekmiş gibi bitti.
Paradise: Bilim Kurgudan Çok Ahlaki Sorgulamalar
Filmin bilim kurgu olarak güzel bir hikayesi var. İnsanlar ömürlerinin belli yıllarını satarak para kazanır, cezalandırılır yada borçlarını öderler. Ama hikaye bunun nasıl olduğundan çok dozajı biraz daha arttırarak bunu ahlaki değerleri sorgulatacak bir hikaye haline getirmiş. Bu sorgulama işlemini de film boyunca başarıyla yaptırıyor size. Bu da genel olarak bilimkurgu kardan beklediğimiz o tatmin duygusunuz azaltmış.
Siz ne düşünüyorsunuz?