Bugün umutlu muydum? Belki biraz. Sanki güneş daha sıcak doğmuştu. Sanki daha parlak. Ne kadar vurdum duymazlığa fırlatsam da kendimi, sanki iyiydim biraz daha. Bir başka akıyordu gün, bir başka gülümsüyordu sokak köpekleri, bir başka başka yansıyordu hayat gözlerimden. Ne kadar hayallerime yenik düşsem de zaman bir farklı akıyordu bu gün.
Hiç hissettirmeden kattığın hayat kırıntıları önüme, bulunması zor bir nimet gibi yol çiziyordu bana.
Aklımı toplamalıyım. Bir çırpıda gelip geçen bir his fırtınası biliyorum bu. Bir cinayetin eşiğinden bu kadar kolay dönülmemeli. Oysa nasıl öldüreceğimin provasını defalarca yapmıştım benliğimi. Ceketinin cebinden elime değen namlunun soğuk ucu, soğuk bir kadeh rakının verdiği cesaretle şakağıma dayanacaktı elbet. San dece bir kadeh.
Bunu kelimeler nasıl anlatır ki? Eminim dile gelmeye çalıştıklarında kanatlanıp uçacak her biri. Elimde kalan ise sadece ve sadece bir kelime olacak. İntikam.
En büyük kelime. Tek sorun kendimle. Ve eğer bu hayati yaşıyorsam, bu sürüngenliği kabul ettiysem, taşıdığını sanıp derin bir çukurda debeliyorsam burun suç benim. Ve en tabi hakkım bunun sebebini sormak kendimden. En acı yüzleşme kendinleymiş ve ben bu acıyla yüzleştim. Kabullendim, geçiştirdim demiyorum, sadece yüzleştim. Belki kanun uygulayıcıları gibi adaletli değilim, belki bir tarafım onlar gibi ama sonuç belli. Kabullenmek. Şeriatın kestiği parmak acımaz deyip, kendi kanunu mu uygulamak.
Kimseye nefretim yok, sadece öfkemi dışarı almalıyım, bastıramadığım öfkemi. Kimseden yardım istemiyorum, sadece bağırmak çağırmak bir kaç el ateş edip öfkemi dağıtmak. Cumali gibi. Belki sonrasında pişman olacağım, belki sonrasında kör bir kursunun kor alevine tanık olacağım. İçimdeki yangını o sökecek belki. İki uçlu çekicin arasına sıkışacak halim yok, elbet çivi çiviyi sökecek. Boş insanlarla karşılaşacağım ve hedeflerim onlar olacak. Gözlerinde benim gibi boşluğu hissettiğim. Biraz kana bulanacak ama, kırmızı güzeldir.
Sevdiğin gibi…
Görmediğin gibi belki yani başımdan geçersin gibi…
Bugün umutlu muydum?
—
yazar:
Siz ne düşünüyorsunuz?