Pek vakit bulamıyorum. Zaten belirtmiştim, yazıların çoğunu da telefondan falan yazıyorum. İş sebebi ile sürekli bilgisayar başında olmam ondan arta kalan zamanlarımda yanına yaklaşmamı engelliyor. Yaklaştığımda da yaptığım işler belli. Bu gün müthiş bir tembelliğin içinde gezinirken bari uzun süredir ara verdiğim izlediklerimi yazma olayına geri döneyim dedim. Öyle ayrıntı beklemeyin bu sefer. Belki iki üç kelam.
Zaten kitaplara da bulaşmıyorum ne zamandır.
Lanet olsun dostum!
Snowden (2016) / Yönetmen: Oliver Stone. Edward Snowden’in hayatından esinlenerek yapılmış film. Zaten adamın yaşadıkları şaşırtıcı filmde ister istemez kendini izlettiriyor. ****
Siccin (2014) / Yönetmen: Alper Mestçi Filmi önceden izlememişim sanırım yada izledim de hatırlamıyordum. Neyse yine izlemiş oldum. Standart bir Cin vakası biri bir birilerine musallat ediyor cinleri. **
Sherlock (2010) Creators: Mark Gatiss, Steven Moffat Diziye daha önce neden başlamadım bilmiyorum. Günümüze uyarlanan Sherlock oldukça hoşuma gitti. İzleyin derim. *****
Rings (2017) Yönetmen: F. Javier Gutiérrez Ring’in sonuna “s” koyarak yeni nesil Ring’i oluşturan ekip benden geçer not almadı. Ama sanıyorum ki devamı gelecek. Lakin ben gereksiz buldum. **
Resident Evil: The Final Chapter (2016) Yönetmen: Paul W.S. Anderson Bu filmle birlikte seri son buldu ama benim kafamda o kadar şey karıştı ki. Neyse ki filmde Milla Jovovich vardı. Onun hatırına artık. ***
Passengers (2016) Yönetmen: Morten TyldumFilmden biraz aksiyon bekliyordum ancak oldukça durağan geçti. İşin felsefesine değinmeye çalışmışlar ama tam olarak oturduklarını söyleyemeyeceğimden. Yinede az buçuk görsellik için izlenir. ***
Olanlar Oldu (2017) Yönetmen: Hakan AlgülÇok sıcak eğlencelik bir filmdi. Zaten sıcak ve doğal olması filmi sevmemde büyük etkendi. Tabi orijinal bir hikaye yoktu filmde ama karakterler oldukça eğlenceli ve iyiydiler. Klasik Ata Demirer filmi diyebilirim. ****
Miss Peregrine’s Home for Peculiar Children (2016): Yönetmen: Tim Burton Zaten Tim Burton filmlerini severim. Bir de filmde Eva Green olunca benim için oldukça keyifli bir izlenim sağladı. Tabi Burton’un en iyi filmi değil ama buna da şükür. ****
Logan (2017) Yönetmen: James Mangold Sonunda Logan’ı da öldürdüler. Hemde ayyaş biri yaparak. Marvel ne diyeyim sana yazıklar olsun. Bütün X-Men’ler gitti. Ama şimdi Y Men’ler geliyor değil mi? ***
Lion (2016) Yönetmen: Garth Davis Gerçek bir hikayenin romanından esinlenmiş film. Zaman zaman kaçsa da çok fazla ajitasyon yapılmamış. Filmin en sevdiğim yönü buydu. Lakin biraz daha sadeleştirilebilirdi. ****
Kong: Skull Island (2017) Yönetmen: Jordan Vogt-RobertsBen filmi izlerken çok zevk aldım. Gizem, aksiyon,drama her şey dozundaydı. Zaten böyle yeni keşif filmlerini severim. Kong’a selam olsun. Devamını da bekleriz. ****
John Wick: Chapter 2 Yönetmen: Chad Stahelski Bu film bana çok gereksiz geldi. Hiç bir amacı yoktu. Vurdu, kırdı öldürdü, John abimiz lakin ilk filmdeki neden sonuç ilişkisi sıfırdı. **
Jack Reacher: Never Go Back (2016) Yönetmen: Edward Zwick Eski bir asker olan Jack asker arkadaşının birden bire içeri atıldığını öğrenir ve ona yardım etmeye başlar. Aksiyon falan işte. Tom Criuse bu yaşta yine yıkıp geçiyor. **
Inferno (2016) Yönetmen: Ron HowardDan Brown‘nın Roman uyarlaması olan film gerilimi kesmiyor. Fİnalin de İstanbul’da geçmesi keyif veriyor. ****
Hotarubi no mori e (2011) Yönetmen: Takahiro Ômori Başarılı bir dramdı. Akrabalarını ziyaret eden kız ormanın derinliklerinde masallarda anlatılan bir türle karşılaşır. Burada biri ile arkadaş olur ve iyi vakit geçirir. Yıllarca her yaz buraya gider ve onunla görüşür. Ama bu canlılar insana dokununca ölmektedir. Ve ne yazık ki… İzleyin derim. Kısa bölümlü bir anime. *****
Honeymoon (2014) Yönetmen: Leigh JaniakKahramanımız Bea evlendikten sonra eşi ile balayına memleketindeki bir orman evine gider. Burada da garip olaylar gelişir. Bae değişmiştir. Kocası ile ona ne olduğunu anlamaya çalışır. Çok özellikli bir film değil. **
Hidden Figures (2016) Yönetmen: Theodore MelfiGerçek bir olayı anlatan film oldukça başarılı. Bu şekilde bu günün özgürlükçü Amerikası’nın vakti zamanında ne olduğunu da anlamış oluyoruz. Kesinlikle izlenmesi gerekli. *****
Her Sey Asktan (2016) Vallahi ne yalan söyleyeyim sıkıntıdan film ararken sırf Hande Dogandemir hatrına filmi izlemeye başladım. İyi mi ettim bilemedim. *
Grave Encounters 2 (2012) Yönetmen: John Poliquin İlki çok mu iyiydi de ikincisi yapıldı anlamıyorum. Benim hatırladığım kadarıyla ilki de başarılı değildi. ilkinde belalı olan hastaneye ilk filmin gerçek olduğunu düşünen bir ekip gider ve olanlar olur. **
Black Mirror (2012) Creator: Charlie Brooker İlk üç sezonu çok başarılı buldum ama son sezonda dizi Netflix’e geçince sanki biraz değişikliğe uğradı eski kalitesi kalmadı gibi. Belki toparlar sonra. Bekliyorum *****
Azap (2015) Yönetmen: Ulas Gunes Kacargil, Dilek Keser Filmi korku filmi diye izledim ama hiçte korku değildi. Şimdi korku olmaması iyi olmadığı anlamına gelmiyor. İzlediğim Türk korku filmleri arasında ayrı bir yere koyarım. Farklı konu ve işlenişi vardı. Oyunculuklar biraz daha iyi olsaydı çok daha iyi olurdu bence. ****
Assassin’s Creed (2016) Yönetmen: Justin Kurzel Aksiyonu iyiydi. Zaten oyundan hikayesini biliyorduk. Boş zamanda keyif için izlenebilecek bir film. ***
Arrival (2016) Yönetmen: Denis Villeneuve Filmin konusunu çok beğendim. Bence oldukça başarılı bir şekilde gelişiyor. Finalde fena olmamakla birlikte gelecekten verilen haberler ve olayın bir kişi etrafında dönmesi biraz kafamı kurcalardı. Biraz daha üzerine düşünmek lazım. ****
Absolute Duo. Can sıkıntısında izlenecek bir anime. İnsanların ruhları bir silaha şeklini alır ve kötü güçlerle savaşırlar. Kahramanımızın ki de bir kalkandır ve bu ilktir. Tabi bizim kahramanımızın etrafında da kızlar vardır. Bir sınavdır tüm bunlar onun için. ***
xXx: Return of Xander Cage (2017) Yönetmen: D.J. Caruso İlk filmleri izledim mi hatırlamıyorum. Bunu da muhtelemeln unuturum kısa süre sonra Imax diye gitti. Aksiyonu bol. acayip bir ajan var karşımızda. **
Üç Harfliler 3: Karabüyü (2016) Yönetmen: Alper Mestçi Bir kadın eski evini kiraya verir. Bu esnada evinde garip şeyler olmaya başlar. Aynı zamanda kiracısının da başına garip şeyler gelmektedir. İki olay arasında bir bağ vardır. Filme ne diyeceğim konusunda kararsızım. **/*
The Sea of Trees (2015) Yönetmen: Gus Van Sant Gus Van Sant’tan yine etkileyici bir film. Hem felsefesi, hem hikayesi, hem oyunculuklar gerçekten başarılı. Kesinlikle izlenmesi gereken filmler arasında görüyorum bu filmi. Bir adam intihar etmek için Japonya’da herkesin intihar ettiği güzel bir ormana gider ve burada başına inanılmaz olaylar gelir. *****
The Monster (2016) Yönetmen: Bryan Bertino Bir anne kız gece yolda giderken arabaları bozulur. Durdukları yer ıssız bir yerdir. Bu esnada ortalıkta bir yaratığın dolaştığını fark ederler. Çok etkili olmamakla birlikte fena bir film değildi. ***
Maeul: Achiaraui Bimil (2015) Şöyle bir Kore korku dizisi izleyeyim diye başladım. Biraz doğa üstü biraz gerçekçi derken aslında çokta etkili olmayan bir diziydi. Ailesi bir kazada ölen kız bir gün hiç görüşmediği ve öldüğünü sandığı ablasından posta alır. Onu aramaya doğduğu yere gider ve ve bir sır perdesi onu karşılar. **
The Veil (2016) Yönetmen: Phil Joanou Film korku filmi değil. Bu taraftan bakarsak tatmin etmeyecektir. Dini bir tarikatın üyeleri toplu olarak intihar ederler. 30 yıl sonra içlerinden hayatta kalan biri ile birlikte bu yere bir belgesel ekibi çekim için gider. Bu esnada tarikatın gerçek amacı ortaya çıkar. ****
Talaash (2012) Yönetmen: Reema Kagti Bir Aamir Khan filmi karşımızda. Yine başarılı bir yapım. Bu kez polis rolünde izliyoruz Aamir Khan’ı. garip bir cinayeti araştıran polis Surjan Singh Shekhawat garip bir şekilde kendisine bir şeylerin yardım ettiğini fark eder. Bu durum bütün düşüncelerini değiştirecektir. *****
Suicide Squad (2016) Yönetmen: David Ayer Filmin kadrosu oldukça iyi. Ancak aksiyon ve karakterlerin derinliği bakımından çok fazla beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Buna rağmen kostümler oldukça başarılı. İzlenebilir bir aksiyon. ***
Split (2016) Yönetmen: M. Night Shyamalan Standart Shyamalan filmi karşımızda. Güzel bir hikaye tutturmuş ama bir şeyleri yine dengeleyememiş. Çok fazla mesaj vereyim derken hikayenin akıcılığı gitmiş. Oysa çoklu kişilik bozukluğu olan karakterimizin ve onun kaçırdığı kızların başından geçenler daha keyifliydi. Alt metinleri çıkarırsak. ****
Spectral (2016) Yönetmen : Nic MathieuBütçesine göre oldukça başarılı bir Netflix yapımı. İnsanlar kendilerine benzeyen ama ruh şeklinde yaratıklar tarafından tehdit içindedir. Bunu araştırması için bir mühendis gönderirler olayların görüldüğü yere. Bir birlikle onların ne olduğunu anlamaya çalışırlar. ****
The Huntsman: Winter’s War (2016) Yönetmen: Cedric Nicolas-Troyan İlk film Snow White and the Huntsma’ın devam filmi niteliğinde bu film. Kötülük devam etmekte. Buz kraliçesi ablasının da etkisinde kalarak dünyaya kök söktürmekte ve çocuklardan bir ordu toplayıp aşkı yasaklamaktadır ama istediği gibi gitmez işler. ***
Snowpiercer (2013) Yönetmen: Joon-ho Bong Ozon tabakasının delinmesinin ardından insanlar bunu onarmak için bir gaz geçiştirirler. Ancak bu gaz bir süre sonra buzul çağına yol açar. Trenlerle kafayı bozmuş olan bir mühendis bir tren yapar ve insanları buna doldurur. Tren hareket ettikçe insanlar yaşamaya devam edecektir. En son vagonda olan üçüncü sınıf insanlar trenin yönetimini ele geçirmek için harekete geçerler. Bence daha iyi olabilirdi film. ***
Siz ne düşünüyorsunuz?