Caníbal

Son dönem İspanyol korku filmleri ile haşır neşir olup iyi farklı işler çıktığını görüp film izleme seçimleri esnasında, tercihimi İspanyol sineması lehinde kullanır oldum. Bu filmde her ne kadar korku olmasa da konu itibari ile dikkatimi çekti. Filmin yönetmeni Manuel Martín Cuenca ve filmin senaryosu da Humberto Arenal‘ın romanından uyarlanmış. Filmin süresi 116 dakika ama izlerken sanki bana daha uzunmuş gibi geldi.

Aslında film psikolojik gerilim. Korkunun yanından bile geçmiyor. Yani film bir katili anlatmasına rağmen doğru dürüst kan bile görmüyorsunuz. Filmin hikayesi ilginç ilginç olmasına da bir çok yönden eksikleri mevcut. Görsel olarak izleyiciyi tatmin etse de gerek kurgu, gerek oyunculuklar, gerekse anlatım pek başarılı değil. Bir çok sahnede aklınıza takılan soru işaretleri ile baş başa kalıyorsunuz.

Carlos işinde başarılı bir terzidir. Yalnız yaşamaktadır. Evinin karşısında ise terzi dükkanı vardır. Ancak Carlos bir seri katildir. Kadınları öldürmektedir. Bu öldürme işini ise beslenme amaçlı yapmaktadır. Carlos öldürdüğü kadınların etini yemektedir. Bunların haricinde Carlos kimseye bulaşmayan sessiz sakin, sıradan bir hayat süren insan profili çizmektedir. Günün birinde üst katına Alexandra adında Romen bir kadın taşınır. Alexandra şehre yeni gelmiş ve para kazanmak zorundadır. Bunun içinde evinde masaj yapar.

Carlos başlarda onun bir hayat kadını olduğunu düşünür ama öyle olmadığını anlar. Alexandra ise garip bir şekilde Carlos’a yaklaşmaktadır. Carlos ise onu sürekli izlemektedir. Aralarında bir bağ olmuştur. Carlos, Alexandra’ya bir çok konuda yardım eder. Bir gece Alexandra eski biri ile tartışır ve soluğu Carlos’un yanında alır. Carlos ona yardımcı olur ancak akabinde onu öldürür.

Aradan bir süre geçer. Alexandra’dan ses çıkmayınca eski erkek arkadaşı ve kardeşi Nina onu merak eder ve yaşadığı yere gelir. Carlos’a bilgisi olup olmadığını sorar. Carlos herhangi bir şey bilmediğini söyler. Bu sırada Alexandra’nın erkek arkadaşı, Nina’yı Alexandra’yı öldürmekle suçlar. Alexandra yüklü bir miktar para almış kaçmıştır o parayı almak için Nina da kardeşini öldürmüştür.

Tabi Nina bunu kabul etmez. Geri döner diye bir süre Alexandra’nın evinde kalır. Para meselesini Carlos’a açar. Carlos kendini suçlu hissederek Nina’ya para verir ve ona yardımcı olur. Carlos ile Nina yakınlaşır. Hatta Carlos ilk defa bir kadına bu kadar yakınlaşmıştır. Bir süre sonra onu cinayetleri işlediği uzak dağ evine götürür. Amacı Nina’yı da öldürmektir. Onu bayıltır. Masaya yatırır ancak öldüremez. Nina’ya aşık olmuştur. Yolda geri dönerken ise kaza yaparlar ve Nina ölür.

Filmin aksiyonu düşük, hatta hiç yok diyebiliriz. Bu da izlenmesini zorlaştırıyor. Karakterlerin psikolojileri, karakter hakkındaki ilgiler tam olarak verilmemiş. Filmde bir neden sonuç ilişkisi yok, ayrıntılara girilmemiş. Karakterleri izlerken her birinin içi boş geliyor ve empati kuramıyorsunuz. Bir aşk hikayesi var ama ne olduğu belli değil. Bu sebeple içi boş bir film olmuş. En çok merak ettiğim ise Carlos’un annesinin de onun gibi olup olmadığıydı.

Özetlemek gerekirse, eksik kalmış, olmamış bir film Caníbal. eminim ki kitap bu basit konu üzerinde daha ayrıntılı betimlemeler yapmıştır ama film bunu pek verememiş. Kitabı okumadım ama başarılı bir uyarlama olduğunu düşünmüyorum. İzlenmese de olur.

Yönetmen: Manuel Martín Cuenca

Senaryo: Humberto Arenal (Roman), Alejandro HernándezRafael de la Uz

Oyuncular:

Olimpia Melinte
Alexandra / Nina
Antonio de la Torre
Carlos
Delphine Tempels
Manolo Solo
Vecino
María Alfonsa Rosso
Aurora
Joaquín Núñez

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1718747/

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?