Captain Phillips

Yönetmen Paul Greengrass‘ın elinden çıkmış 2013 yapımı film 6 Dalda Oscar adayı olmuş ve bu adaylıklardan hiç birini alamamış. En iyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adaylıklarının en başında yer alıyor. Diğerlerini saymıyorum teknik açıdan daha iyi filmler vardı. Aslında bana kalırsa Oscar konusunda beni tereddütte bırakan bir film oldu Captain Phillips.

Öncelikle belirtmeliyim ki bu sene 12 Years a Slave gibi bir film olmamış olsaydı Ödüllerin bir çoğunu bu film toplayacaktı. O kapasiteye sahip bir film. Ancak benim kesinlikle ödül almasını uygun gördüğüm bir dal varsa o da En İyi Uyarlama Senaryo dalıydı bence bu sene oscarı alan 12 Years A Slave’den daha başarılı bir uyarlama karşımızdaydı. Buna ek olarak alamayacağını düşünsem de Tom Hanks‘ın bu performansla kesinlikle En İyi Erkek Oyuncu aday listesinde olması gerekliydi.

Filmin genel olarak oyunculuk performansı iyi olmakla bilikte Barkhad Abdi‘nin performansı oldukça başarılıydı. Oyunculuk yönünden beni oldukça tatmin etti. Hikayenin kurgusu oldukça başarılı. Filmi izlerken bir dakika bile sıkılmıyor gözünüzü kırpmıyorsunuz. Filmin ilk yarısında sizi ekrana aksiyon bağlarken ikinci yarısında da oyunculuklar bağlıyor. Tabi filmin Amerikan filmi olmasından kaynaklı alıştığımız o Amerikan milliyetçiliği, övme övünme durumu da var. Tabi buna alıştığımız için pek takıldığım bir konu sayılmaz bu.

Film aynı zamanda biraz da objektif olayım diyerek Somalililerin nasıl korsan olmak zorunda olduklarına da biraz değinmiş. Ancak kendilerini balıkçı olarak gösteren halka siz balıkçıda değilsiniz diyerek aslında film potansiyel bir korsansınız etiketi de yapıştırıyor. Tabi durumu çok iyi bilmiyorum ama dört kişilik korsan gurubuna da mürettabatın pek müdahale edememesi garip geldi. Tabi burada iş paylaşımı, sigorta biraz da kapitalizm eleştirisi gezindi filmde ama o da herkesin gönlü olsun denen bir esinti gibiydi. Yani filmde her şeyden bir parça vardı. Ama aslolan mesaj bir Amerikalı dünyaya bedel mesajıydı.

Tabi filmde bir noktada Korsanların Amerikan gemisi para vardır diye sevinmeleri ancak geminin yardım gemisi çıkması. Tabi bu da büyük bir ironi. Muse karakteri bu konuyla ilgili de eleştiride bulunuyor elbet ancak belirttiğim gibi film eleştirel düzeyde ortada giden hatta biraz daha büyük Amerika kahramanlığına çalan bir hikaye.

Kaptan Richard Phillips evinden yeni bir sefer için ayrılır. Mürettebatın bir çoğu ile yeni çalışmaktadır. Her şey güzel gitmektedir. Maillerine bakarken korsan saldırısı olma ihtimalini içeren bir mail alır. Bu sırada tatbikat yapmaya karar verir. Ancak tam tatbikatın ortasında gerçekten de saldırıya uğrarlar. Bir şekilde bu saldırıyı geri püskürtürler. Ancak korsanlar vazgeçmez. ve tekrar saldırır.

Bu kez gemidekiler direnemez ve korsanlar gemiyi ele geçirir. Kaptan Phillips gemi mürettebatına saklanmalarını söyler. Kendisi bir kaç arkadaşı da köprü üstünde kalır. Korsanlar elektronik eşya olduğunu düşündükleri gemide yardım malzemesi olduğunu görünce para isterler. Kaptan Phillips onlara kasayı açar ve para verir. Ancak bu paranın miktarı yetersizdir. Korsanlardan Muse, gemiyi gezerken mürettebat tarafından rehin alınır. Kaptanla değiş tokuş karşılığında Muse’yi bırakacaklarını söylerler. Değil tokuş olur ama korsanlar kaptanı bırakmaz. Filika ile kaçarlar.

Amaçları kaptanı göstererek sigortadan istedikleri parayı almaktır. Tabi bu dakikadan sonra olaya Amerikan Ordusu dahil olur. Kaptan’ı kurtarmak için tüm yetkileri almışlardır. Deniz üstünde bir aksiyon başlar bu şekilde.

Gerek yönetim, gerek kurgu, gerekse oyunculuk açısından film beni tatmin etti. Aksiyonu yerinde ve bağlayıcı. Rahatlıkla karakterlerin yerine kendinizi koyabiliyor ve aksiyona dahil olabiliyorsunuz. Ben filmi beğendim klasik Amerikan filmi evet ama izlenilebilir.

Yönetmen: Paul Greengrass

Senaryo: Billy Ray, Richard Phillips (Roman), Stephan Talty (Roman)

Oyuncular:

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1535109/