Dönüşüm üzerine önsöz gibi bi’şi

Hikayeyi böyle parça parça bloga yazınca tam olarak hikaye olduğu anlaşılmıyor. Bu sebeplerden ki bende hepsini bir araya toplayacak bir yazı yazayım dedim, bu yazıda bir işsiz gibi bir şey oluyor şimdi sanırım. Tarihler kontrol edildiğinde yine uzun süreli bir hikaye oldu bu sanırım. Bu hikayenin en büyük özelliği tamamen …

Dön

Yaklaşık bir günü evde geçirdik. İlk defa evde fazla yiyecek dulundurmamamin acısını çekiyorum. Sıcak hava olmayan elektrikler sebebi ile vantilatorun calismamasi ikimizin de bol su kaybetmesine sebep oluyordu. Üstüne üstlük yerine koyacak suyumuz da kalmamıştı. On litrelik damacananin dibini tuketmistik. Normal şartlarda da çok su içen ben bu süre zarfında …

Dön

Cesaret nedir? Sözlük anlamı dışında yani. Cesaret, sevdiğiniz birini koruma güdüsü diyebilirim size. Ya da en belirgin olarak bu durumda ortaya çıktığını. Cesur biri değilim, küçükken bazılarına hava atmak dışında giriştiğim küçük eylemleri saymazsak. Peki ya büyüdükçe, yetiskinlik merdivenlerini tirmandikca? Hiç bir cesaret örneği göremiyorum kendimde. Tekdüze bir yaşam. Peki …

Dön

Eve vardığımda direkt aynanın karşısına geçtim. Nedense aynanın karşısına geçene kadar ellerimle vücudumu yoklama fikri aklıma gelmemişti. Hala elektrilerin olmaması sebebi ile aynanın karşısında da kendimi göremedim. Zaten evin içi zifiri karanlıktı ama garip bir şekilde nesnelerden renkleri cikardiginizda onları daha iyi görebiliyordunuz.  El yordamıyla bir çakmak buldum. Ev küçük …

Dön

Dışarıya çıktığımda beklediğim gibi bir serinlik karşıladı beni. Hatta bu mevsimden beklenmeyecek kadar serindi dışarısı. Güneş iyice batmış, elektriklerin de olmamasiyla birlikte sokak, sadece ilk dördünün cılız ışığı ile aydınlanıyordu. Etraftaki evlere baktığımda hiç bir ışık göremiyordum. Ne bir fener ne bir, mum ışığı. Sokak oldukça sessizdi. Duyabildigim tek ses, …

Dönüş

Lanet olsun. Dakikalardır bu şekildeyim. Pencereden yansıyan ışığın şiddetine bakarsam güneş eski şiddetini bırakmış gibi. Yani birazdan ezan okunur. Neden ezanın okunmasın a bu kadar taktım ki bilmiyorum. Muhtemelen açlıktan bu şekilde öleceğim. Vücudumun hareket etmeyip fazla enerji harcamadigini düşünürsek bekli bulunacak kadar hayatta kalabilirim. Neyse bu durumu kabukkenmekten başka …

Dönüşememek

Yarım saat oldu. Muhtemelen yarım saat. Belki de daha fazla olmuş olabilir. Saati bilmiyorum haliyle kipirdayamadigimdan bakamıyorum da. Eğer buradan kurtulursam tam karşıma bir saat koyacağım, tam tavana. Kim ne derse desin. Bir saati geçmedi bundan eminim ezan sesini duymadım henüz. Duysam belki… Bir saniye… Duyma yetim yerinde mi benim. …

Ahmet Bey

Soğuk gecelerin kovaladığı, yalnızlık yüklü bulutlar, gökyüzünde dolanırken; insanoğlundan şen şakrak, sıcak gülümsemeler bekleyemezsiniz. Nitekim, Ahmet Bey’de somurtkanlığını takındığı suratını, günün ilk ışıklarıyla birlikte keyfi bir şekilde yağmakta olan kara gösterdi. Kar taneleri Ahmet Bey’in bu suratını görünce, onu görmemezlikten gelerek aynı ahenkle yavaşça kapladıkları zemine düşmeye devam ettiler. Ahmet …

Cuma Gecesi Hikayeleri: Diken (Bölüm Üç)

Nasıl bir acı hissettiğimi anlatamam. Küçük bir çizik gibi görünen ama sanki kemiğe dayanmış bir bıçak gibi acı veren bu yaranın kanamasını da durduramıyordum. Kan içerisine hapsettiğim elimden süzülerek akmış parmaklarımın arasında yerle buluşmuştu. Bir an için başımın döndüğünü hissettim. Atladığım duvara omumla yaslandım. Bu sırada kulağıma gittikçe yaklaşan çan …

Cuma Gecesi Hikayeleri: Diken (Bölüm İki)

Ben, bana doğru baktığını ve göz olduğunu düşündüğüm iki yuvarlağa bakarken, sol tarafımdan ince bir çan sesi geldi. Köyde ineklerin boynuna asılan çanların seslerinden. “Çın, çın.” Başımı o yöne çevirdiğimde iki büklüm olmuş siyahlı birinin duvarın içinden geçerek sokağa geçtiğini gördüm. Beli iki büklüm elinde tuttuğu kalın dal parçasını bastonmuş …

Back to Top