Kısa bir hikaye…

Soğuğun sıkı sıkı sarındırdığı günlerdi. Kendimizi attığımız küçük kıraathaneden bozma kafede hatırladığım tek şey tost makinesinden çıkan aşırı yağlı tost kokusuydu. Tabi bide dudaklarının arasından sızan gülümsemen. Benim sana gösteremediğim.. Ketumluğum işte hep dert yandığın. Zamanın nasıl aktığını anlamamıştım. Nasıl bir göreceli kavramsa zaman, sen varken hep senin kontrolünde. Saat …

hiç bi şey mi?

bazı başlıklar atmıştık. birbirimiz hakkında söyleyeceklerimiz kısıtlıydı. eminim o da benim gibi, hakkımda nefret dolu sözcüklere sahipti. bunu birbirimize söyleyemiyorduk sadece. bir anlaşmaydı yaptığımız. şu şeytanla yapılan kimseye söylenmeyen türden. ama birbirmizin şeytanıydık biz. bunu bile bile be birbirimize ne de başkalarına bunu söyleyebiliyorduk. ikimizinde birbirimizden nefret ettiği aşikar. tüm …

Yalnızlık çoğuldur

Yalnızlık çoğuldur, dört duvar arasında yaşarsın mesela, yalnızlığın hep kalabalığın içindedir. Zıbarana kadar yalnız kalırsın. Bazen salya sümük kalana… Yalnızlık çoğul dedim ya, bölünüyorum, karyokinez geçirmiş gibi. İki iken dört, dört iken sekiz, sekiz iken on altı… Yüzlere, binlere, milyonlara ve hatta  milyarlara vardığımda her birinin yalnızlığını hissediyorum. Herbir benim …

Dönüşüm üzerine önsöz gibi bi’şi

Hikayeyi böyle parça parça bloga yazınca tam olarak hikaye olduğu anlaşılmıyor. Bu sebeplerden ki bende hepsini bir araya toplayacak bir yazı yazayım dedim, bu yazıda bir işsiz gibi bir şey oluyor şimdi sanırım. Tarihler kontrol edildiğinde yine uzun süreli bir hikaye oldu bu sanırım. Bu hikayenin en büyük özelliği tamamen …

Dön

Yaklaşık bir günü evde geçirdik. İlk defa evde fazla yiyecek dulundurmamamin acısını çekiyorum. Sıcak hava olmayan elektrikler sebebi ile vantilatorun calismamasi ikimizin de bol su kaybetmesine sebep oluyordu. Üstüne üstlük yerine koyacak suyumuz da kalmamıştı. On litrelik damacananin dibini tuketmistik. Normal şartlarda da çok su içen ben bu süre zarfında …

Dön

Cesaret nedir? Sözlük anlamı dışında yani. Cesaret, sevdiğiniz birini koruma güdüsü diyebilirim size. Ya da en belirgin olarak bu durumda ortaya çıktığını. Cesur biri değilim, küçükken bazılarına hava atmak dışında giriştiğim küçük eylemleri saymazsak. Peki ya büyüdükçe, yetiskinlik merdivenlerini tirmandikca? Hiç bir cesaret örneği göremiyorum kendimde. Tekdüze bir yaşam. Peki …

Dön

Eve vardığımda direkt aynanın karşısına geçtim. Nedense aynanın karşısına geçene kadar ellerimle vücudumu yoklama fikri aklıma gelmemişti. Hala elektrilerin olmaması sebebi ile aynanın karşısında da kendimi göremedim. Zaten evin içi zifiri karanlıktı ama garip bir şekilde nesnelerden renkleri cikardiginizda onları daha iyi görebiliyordunuz.  El yordamıyla bir çakmak buldum. Ev küçük …

Dön

Dışarıya çıktığımda beklediğim gibi bir serinlik karşıladı beni. Hatta bu mevsimden beklenmeyecek kadar serindi dışarısı. Güneş iyice batmış, elektriklerin de olmamasiyla birlikte sokak, sadece ilk dördünün cılız ışığı ile aydınlanıyordu. Etraftaki evlere baktığımda hiç bir ışık göremiyordum. Ne bir fener ne bir, mum ışığı. Sokak oldukça sessizdi. Duyabildigim tek ses, …

bir aşk nasıl anlatabilir ki bizi? nasıl ifade edebilir sevgimizi? uğruna şiirler mi yazılır, şarkılar mı söylenir, bir filmde yapay repliklere mi bulanır? hangisi anlatır? hangisi anlatır, bir filmin en duygusal sahnesindeki müziğin arasına sıkıştırılmış dizeler mi adım atarken saydığımız parke taşları ile yarışan belki hiç biri. belki hiç biri, …

Back to Top