2016
Bir yeni yıl yazısı yazma ihtiyacı duymadım. Sonra bir kaç gündür blog yazı girmediğimi gördüğümden bir yazı yazma ihtiyacı doğru içime. Eksik kaldım yani. Usuldendir yazan kişinin yeni yıl yazısı yazmaması olmaz. Temennilerimi yazmayacağım elbet. Muhtemel bir klişeyi aralamış olacağım ama 31 Aralık 2015’ten 01 Ocak 2016’ya geçişin gecesi hiç bir fark olmadı. Nitekim bu günde 2016’nın ilk pazartesisi de aynı sendromla geçti. Sendrom deyince Pazartesi Sendromu Kuşağına baya ara verdim. Yavaş yavaş geri dönmek lazım. Blogta ufak tefek değişiklikleri fark etmişsinizdir. Tasarımı biraz sadeleştirdim ve klasikleştirdim. Bu temaya karar verene kadar türlü türlü tema denedim. Öyle fonksiyonu olsun, böyle baksın, şu şekilde amuda kalksın diye… Sonuç olarak günlerce uğraşın sonu sade temiz bir tasarıma “lanet olsun dostum” deyip, klasiğe döndüm. Sonuçta Elliot Alderson gibi kod bilgim yok. Benimki olsa olsa 3 sql komutunun, 5 css satırıyla çarpılmasıyla eş değer. Gerçi şimdi rahmetli ilk okul öğretmenimin sesi çınladı kulaklarımda. Elmayla …