Gökyüzü berrak. Bazen denizin dibini görürsün ya gök yüzüne bakınca bakincada sanki uzayı gidecekmişsin gibi berrak. Ancak tek sorun göz alan beyazlık. Oldum olası güneş olmasa bile gökyüzüne bakamamisimdir. Yapay ışıklarda bir sorun yok ama doğasına gelince bu gözler yan çizmeye başlıyor. Bu sebepten dolayı evim pek ışık almaz bende aydinlatmami genelde yapay ışıklarla yaparım. Şu beyaz ışıkları da sevmem. Aslında bütün çocukluğum da o beyaz florasanin soğuk ışığında geçti. Acaba bu yüzden mi soğuk nevalenin teki oldum? Bu konuda çeşitli fikirler uretebilirim.
Gökyüzü açık, sıcaklık yirmi üç derece. Hafif bir rüzgar edepsiz dokunuşlar la bütün vücutları yalayıp geçiyor. Verdiği zevki inkâr edemem. Hava bildiğin bir ağaç altında üstüne battaniyeyi çekip keyifle uyuyabilecegin kıvamda. Yani anlayacağınız standart olarak guzel bir hava. Şu televizyon hava durumcularinin çok arayacagimiz dediği cinsten.
Bu arada ben olaydan yüne koptum sanırım. Bu sıralar bu kopuslarla başım belada.
Arabam yavaşça yolun ortasında yığıldı. Yaklaşık on dakikadır trafiğin bir şeridi kapanmış üstüne üstlük olan biteni izlemeye çalışan diğer araçlar da karşı seritteki trafiği etkin olarak kullanılamaz hale getirmişlerdi. Zaten iki şeritli yok. 10 dakika kapalı kalan trafik 100 liradan 1000 lira. İki yol var çarp ikiye 2000. Fişeklerin tanesi 30 dört herif onar tane sıkmış olsa 1200 eder. Kamu düzenini bozma 5000. Tüm bunların kovdu derken bu iş bana 5000 e yakına patladı desenize. Gerçi Melis’in dirdirindan kurtuldugumu düşünürsek bu parayı telafi eder mi düşünmek lazım. Yok ya kız zaten kendi kendine konuşup duruyordu. Çok çok iki gün trip atar sonra da döner geri. Döner se senindir dönmezse ko gitsin.
Arabanın yere yigilmasiyla birlikte çekici tuttuğu gibi onu kaldırdı ve arkasına yükledi. Taksi bulup arkasından gitmek lazım ama bizimki form değiştirdiği için en az yirmi dört saat gözlerimde tutarlar. Arkadaş sen donusebilen araba yap sonra git dönüşmesini yasakla. Bu sadece insanoğlunun aklına gelir zaten. Kendi götünü korumak için. Asimov’un kuralları da ordan çıkmış ya. Korkun varsa yapma arkadaş.
“Bu araba sana masraflı olmaya başladı farkında mısın?” Melis dibime kadar girmiş konuşuyordu.
“Neden ki yanlış yere parkeden benim. Hem burada onlarca araba var neden benim ki?”
“Sen seninkinin rahat durduğunu mu düşünüyorsun.”
“Ne yapacak ki bildiğin araba işte.” Aslında doğru söylüyordu. Benimki rahat durmamış cekicilere laf atmış olabilirdi. Bu bu çok olası ve daha önce de karşılaştığımız bir durum. Neyse bunu açık açık konuşurum gelince.
“Neyse içeri geçelim.”
Siz ne düşünüyorsunuz?