Code Blue

Film 31. İstanbul Film Festivalinde Mayın Bölge bölümünde gösterilmiş an itibari ile dikkat mi çekmedi yoksa dijital kopyaları ortalıkta mu geziyordu bilmem ama filmi izlemeye gitmemiştim. Aslında filmi izledikten sonra filme gitmememi taktir ile karşıladım. Öyle söylendiği gibi pek mayınlı bir film değildi. Yönetmen, Urszula Antoniak‘ın ikinci filmi bu. İlk filmi Nothing Personal‘ı henüz izlememiş olsam da (şu an listede) ismini çok duyduğumu belirtmem lazım. Zaten bu film hatırı sayılır bir yer edindirmişti yönetmene.

Code Blue bana biraz zorlama bir film gibi geldi. Yönetmen ne anlatmak istediğini bir türlü kestirememiş. Ana karaktere dakikalarımızı harcarken onun hakkında kesin bir bilgiye sahip olamıyoruz. Ölüme yakın hastalara hemşirelik yapan ana karakterimiz bazen onların ölüm meleği rolünü üstleniyor. Tabi kendine bu rolü biçmişken o yaştaki insanların da yaşama isteklerine tanık oluyoruz. Bahsettiğim karakter Marian karakteri.

Marian tek başına yaşayan bir hemşire. Yaşlıların bakımının yapıldığı bir hastanede çalışmakta ve aslında halinden de memnun gözükmekte. Çalışmak onun için olabilecek yek şey. Şehirden uzak yeni aldığı evi manzaralı olmasına rağmen, pencereden dışarıya hiç bakmıyor. Tabi kendine de ara sıra şiddet uyguladığını düşünürsek baya sorunlu bir kişilik.

Günün birinde tesadüfen bir adamı görür ve onu bir video dükkanına kadar izler. Adam dikkatini çekmiştir. Onun kiraladığı filmleri kiralar. Filmlerden biri de porno filmdir. Marian daha sonra bu adamın komşusu olduğunu fark eder ve onu gizli gizli izlemeye başlar. Bu arada Penceresinden görülen çimlik alanda iki kişiyi bir kadına tecavüz ederken görür. Bu onu tahrik eder.

Daha sonra zorla gittiği bir arkadaşının partisinde, izlediği adamla tanışır. Tabi her ikisi de cinsel duygularını bastırmak için sabırsız davranır. Ancak Marian ne kadar psikopatsa adam da aynı şekildedir. Sanki tencere yuvarlanmış kapağını bulmuştur. Finaldeki uzun sahneyi de gereksiz bulduğumu söylemeliyim. Gereksiz değildi belki ama fazla uzundu.

Film oyunculuk açısından başarılıydı. Hikaye çok yavaş ilerlemekle beraber kurgu ve işleniş bize anlatmak isteneni vermiyordu. Filmin açılarını, renklerini, kamera kullanımını beğendiğimi söylemeliyim. Akılda kalmayan müzikler filmin üzerine çıkmamıştı. Hikaye biraz daha anlaşılabilir. Sıyırmış karakterlerin derinine biraz daha inilseydi daha iyi olurdu. Bu şekilde film altı boş dayanaksız bir haldeydi.

Kısacası zaman zaman filmi izlerken zorlandım. Gereksiz uzun sahneler, bizim kafa yormamız gereken karakterler, yönetmenin anlatmak istediğini anlatmaya çalışmamız, o durağanlıkla bu beyin fırtınaları bir araya gelince beni hem yordu hemde sıktı diyebilirim. Meraklısıysanız izleyin derim. Ancak hoş vakit geçirmek için iyi bir film değil.

Yönetmen – Senaryo: Urszula Antoniak

Oyuncular:

Bien de Moor
Marian
Lars Eidinger
Konrad
Annemarie Prins
Willie
Sophie van Winden
Anne
Christine Bijvanck
Hemşire
Hans Kesting
Doktor

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1843880/

http://film.iksv.org/tr/film/386

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?