cuma

Sabah pencereden baktığımda, bir kaç çalı parçasının, çöplerle birlikte daireler çizdiğini gördüm. Ardından esen rüzgar üzerine binen tozlarla birlikte suratımı yalayarak içeri girdi. Siyah mobilyaların üstü bembeyaz olmuştu. Tabi bu şimdi esen rüzgardan kaynaklanan bir şey değildi. Dört haftalık temizlik tembelliğinden sonra karşılaştığım sonuç buydu. Sehpanın üzerine büyük harflerle “BENİ YIKA” yazdım. Ardından sehpayı yıkayamayacağımı düşününce “YIKA” kelimesinin üzerini çizerek “SİL” yazdım. Emindim ki bu yazıyı gördükçe beni rahatsız edecek ve bende evi temizlemeye başlayacaktım.

Aslında ev derli topluydu. İlk olarak bakıldığında tek sorun direkt göze çarpan şu tozlardı. Aslında eve gelenim gidenim olmadığı için silmemin hiç bir anlamı yoktu. Pis biri olarak gözükmek istemem, sadece son dönemlerde fazla isteksiz ve yorgunum.

Tekrar kendimi yatağa attım. Gözlerim hiç uyumamışçasına kapanıyor, yaşlar yanağımdan yatağa süzülüyordu. Ayaklarımla birlikte tüm vücudum ağrıyor, şiddetli bir hastalığın arifesinde olduğumu hissediyordum… Bu gün küçük ölümlerle geçecekti anlaşılan…

2 Comments

  1. uyandığımda o duruyordu yanımda..uzun boyluydu..sıcak gözlerini gördüm ilk başta..kimsin sen dedim..kimsin..
    şşş dedi usulca dudaklarıma dokunup beni susturdu..hadi yat uyu şimdi;elleri saçlarımda dolanıyordu..
    hadi yat..uyandığında herşeyi düzeltmiş olacağım…

Siz ne düşünüyorsunuz?

Back to Top
%d blogcu bunu beğendi: