Çürümeye müsait bir gün.

Sıcaklık otuz dereceyi geçmiş. Vücudumdan akan tuzlu su bedenimi tahriş etmeye başlamış bile. Hafif bir acı / yanma bacaklarım arasında hissettiğim. Yürümek zorunda olmasam bekli bunların hiç birini hissetmeyeceğim. Neden yürüyorum peki bu beton yığınlarının arasında… Gölgede olmak gibi bir lüksüm yok. Zaten gölge yapabilecek bir ağaçta yok. Serinlenecek tek yer içerisini doğutmak için sıcağı sokakta üstümüze boca eden kafeler. Sanıyorum ağaçları en çok onlar istemiyor bu hayatta…
Kötü değilim. Kötü düşünmüyorum. Ben yapsam ne olur yapmasam ne olur? Herkes yapıyor ya?
Bilmiyorum büyük bir kaşıntım var. Hele hele bu yaz aylarında. Kürek kemiğimin hemen alrında. Hafifçe çürümüş kaşımaktan. Karatı, kanla renkeniyor bezen. Üstünde kuruyan kan kürle birleşip yine kararıyor. Nasıl bir döngü bu? Ne kadar sürer? Kendimi yiyebilir miyim artık?