Dance Of The Dead

“Ellerinizi birleştirip sanki umursadığınızı gösterin onlara. Sanki, küçük ve çaresiz bir şeyi eziyormuşsunuz gibi. Bu gecenin ana yemeği tabaklara kondu ve neredeyse yenmeye hazır, pisicikler. Acıktık mı? Yükselmekte olan aktif bir şirket olduğumuz için yönetimin sizden ricası; silah getirmemeniz, ayin düzenlememeniz ve gösteri sırasında kendinizi kesmemeniz yönünde. Madem istiyorsunuz, yasal deyatları bir kenara atıp sadede gelelim, olur mu? 2008 yılında Savaş Sonrası Kanunu’ndaki bir maddede bilimsel bir sunum olduğu kanıtlandığı sürece LUP performansına izin verildi. Bundan dolayıdır ki başlangıcı ben yapıyorum. Bir daha yapayım, ister misiniz? Evet, istersiniz! Evet, istersiniz!”

“Bu acayip yaratığın fiziksel anormalliği ilk olarak savaş sırasında kimyasal saldırıların olduğu sırada keşfedildi. Ölmüş birliklerden birçoğu ayakta durmuş mucizevi bir şekilde kasılma nöbetleri geçirirken bulundu. Bu nöbetler, sonradan çok seveceğimiz ve adına “LUPPİ’lerin Dansı” diyeceğimiz kasılmalardı. Kimisi hâlâ savaşmaya devam ediyor ve bu, dostlarım, siktiğimin vatanseverliğidir! Kimyasal tepkime sonradan anlaşıldı ve şimdilerde tehlikeli bilimsel deneylerde dikkatlice kullanılmaktadır. Otoriter yasal denetim altında. Eh, hemen hemen denetim altında. Bayanlar ve baylar size, Ölünün Dansı’nı takdim ediyorum.”

bu cümleler robert englund‘ın dudaklarından dökülüyor “dance of the dead*”de. 2008, 3. dünya savaşı sonrasında nükleer bir bombanın ardında bıraktığı az sayıda şehirin karanlık eğlence merkezlerinden birinde. Adı “The M.C.”. artık kötü insanlar vardır dünya üzerinde yada kötü olmaya sevk edilmişlik. olası bir savaştan sonra gruplaşmalarinsanı ayakta tutan ya da yok oluşlar…

bu cümleler neden hoşuma gitti bilinmez ama bir soru işaretide uyanmıyor değil aklımda, gelecek bu mu ya da benim hayallerim. agrafi öncesi cümlelerimin akışına bakıyorum ne kadar da italik yazılmış yazıları destekleyici. dünyayı globalleştirirken öne sürdüğümüz sevgi, barış, birlik, beraberlik vs. olgular görünen köyün küçük bir yalanı gibi. oysa kişiler, birey sandığımız insani mahlukatların yetiştirilme erkinde bireysel menfaat ve şiddet ön saflarda. cümleleri uzatmayacağım Marshall McLuhan‘dan iki alıntı ile susacağım…

Okul sisteminde, sağlam birey için yer yoktur. Okul bütünsel küçükleri işlenmek üzere atılan türdeşleştrici beslenme hunisidir. Buralarda basılı kültüre uygun olarak tek tip insan yetiştirilmektedir ve bu kurumlarda özgün düşünceye yer yoktur.

İnsanlar okumayı öğrenmenin insan oğlunun ilerlemesine kanıt teşkil ettiğini düşünmeye alıştırıldı. Okuma-yazma bilmeyenlerin oranın düşmesini hala büyük bir zafer olarak kutluyorlar; okur yazarlık oranı düşük olan ülkeleri lanetliyorlar, okumanın özgürlüğe giden yol olduğunu düşünüyorlar. Bütün bunlar tartışmaya açıktır, çünkü önemli olan okumayı başarmak değil, kişinin okuduğunu anlaması, anladığını aktarması ve okuduğunu yargılayabilmesidir. Bunun dışında okumanın bir anlamı yoktur.

*Masters Of Horror’da ilk sezonunun üçüncü bölümünde yer alan Tobe Hooper’ın çektiği film.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

“Dance Of The Dead” için bir yanıt

  1. noreply@blogger.com (Okyanu∫takί rüzgaſ ~) avatarı
    noreply@blogger.com (Okyanu∫takί rüzgaſ ~)

    Girişteki sözler beni öyle bir etkiledi ki..

    Blog yazarımız pek yaman dedim içimden. Meğersem öyle değilmiş, bir aktarma cümlesi imiş kendisi ancak olsun yine de teşekkür ederiz 🙂

    Kesitlerle dolu gibi duruyor film.

    Eğer ki bir gün rastlarsam aklımda olacak 🙂

Siz ne düşünüyorsunuz?