Oscar Wilde ile Alfred Douglas’ın ilginç ilişkisininden haberiniz vardır. İlişki hakkında bir çok yorum var ve ben de ayrıntıları çok fazla bilmiyor(d)um ama Wilde’ın kaleminden olan biteni okuyunca ya “Alfred sen nasıl bir insanmışsın!” demekten alamıyorum kendimi. Gerçi olayları tek taraflı dinlememek lazım ama nereden bakarsanız bakın Alfred’i suçlu buluyorsunuz. Aslında Wilde’ın kaleminin kuvvetli olması da buna sebep olabilir.
Hikayeyi biraz anlatmak gerekirse, bu iki yakın dost, Wilde’ın anlattıklarına göre Alfred baya çıkarcı, Wilde’ı maddi manevi sömürmüş. Alfred’in babası da Oscar’a kıl, onu eşcinsellik ile itham edip tutuklatmış. Oscar inat edip ülkeyi terk etmeyince, iki yıl bu sebepten zindanda kalmış. Canım ciğerim dediği, kankam dediği Alfred ise ona yüz çevirmiş.
Oscar kendi sonunu hazırlayan ve iki sene kaldığı hapiste oturmuş, bu uzunca mektubu yazmış Alfred’e. Tabi başlarda kalem kağıt vermemişler ama, hapishane müdürü de Oscar’ın hayranı onun kağıt kalemden ayrı kalmasına izin vermemiş. Oscar’ın yazdığı bu mektubu Alfred okumamış ama sonrasında Oscar’ın arkadaşı Andre Gide bu mektubu De Profundis adıyla piyasaya sürmüş.
Kitap ise insanı okurken o kadar şişiriyor ki, sonunda bir Alfred Douglas düşmanı olup çıkıyorsunuz. Öyle böyle değil. Zaman zaman içim işte kitabı okurken, kahroldum resmen. Arada başka kitaplara göz attım ki üzerimdeki bu kasvet, bu sıkıntı kalksın diye.
Tabi sonuçta edebi bir eser var karşımızda. Ne kadar iç şişirirse şişirsin, okutuyor kendini ama öyle roman edasıyla okumayacaksınız. Göz atın derim.
Kitap Arkası
Fırtınalı yaşamı boyunca her davranışıyla ya bir skandal ya da bir akım yaratan, her sözü bir özdeyiş haline gelen Oscar Wilde’ın Alfred Douglas’la yakın dostluğu, Douglas’ın babası Queensberry Markisi’ni çok kızdırmıştı. Marki tarafından eşcinsellikle suçlanan Wilde, dostlarının Fransa’ya kaçması için yaptıkları uyarılara karşın kaçmamakta direnince, tutuklanarak mahkemeye çıkarılmış, parlak ifadesine karşın suçlu bulunarak iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezasının büyük bölümünü geçirdiği Reading Hapishanesi’nden Douglas’a yazdığı mektup, kendisini sefahate sürüklediği ve sonra da sahip çıkmadığı için genç adama yönelttiği suçlamalarla doluydu. Wilde’ın mektubu Douglas’ın eline geçmedi, ancak 1905’te De Profundis adıyla yayımlandıktan sonra gerçek okuruna ulaşabildi.
Edebiyat tarihinin bu ünlü mektubunu, yazarın yakın dostu ve hayranı André Gide’in anıları eşliğinde ve Roza Hakmen’in benzersiz çevirisiyle sunuyoruz.
Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları
Çeviri: Roza Hakmen
Sayfa Sayısı : 176
Siz ne düşünüyorsunuz?