Filmin kitabını okumaya başlamıştım. Ancak yarısına zor geldim. O kadar kesin anlatım dili vardı ki hayal gücünüze hiç bir şey bırakmıyordu. Hikaye de istediğim gibi işlemeyince devam ederim düşüncesiyle kitabı bir yere bırakıp bir daha yüzüne bakmadım. Sonra geçtiğimiz günlerde filminin yapıldığını gördüm. Dedim kitabı okuyamadım bari filmini izleyeyim bakayım belki çok şey kaçırmışımdır. Filmin başrolünde de Shailene Woodley var. Severim de kendisini. Miles Teller, Ashley Judd ve Kate Winslet‘ı da görünce tamamdır dedim ve izlemeye başladım.
Film distoppik bir dünyaynın tanıtımını yaparak başladı. Zaten son dönem ergen edebiyatında (başka bir adı var mıdır bilmem ama bu tanımı seviyorum) sürekli karşılaştığımız bir durum bu. Neyse hikaye anlatılmaya başladı ve taraf çekmek zorunda kalan bir grup gençle karşılaştık. Baş karakterimiz Tris bu testten uyumsuz olarak çıkar ancak kendisi ile aynı durumdaki bir şeçimci tarafından bunu örtbas etmesi isteniz. Çünkü uyumsuzlar bir şekilde ortadan kaldırılmaktadır.
Tris’te gün gelir seçimini ailesininin grubundand eğilde Korkusuzlar tarafından yapar. Yani savunma işlerini yürütenler. Onlarla eğitime karılır. Tam yapamayacağı anda inadı yardımına koşar. Yapılan testler sonrasında da testlerden başarılı ve kısa bir şekilde geçer. Bu sorada grupta kendiyle kendi gibi olan Four ile yakınlaşır. Four onun yakalanmaması için uğraşır ve ona nasıl davranacağını söyler. Ancak yaptığı her işi izleyenler vardır.
Tris eğitimlerine devam ederken yönetim kurulundan Jeanine isimli babasının da arkadaşı olan kadının bir başka grupla birleşerek Tris’in anne ve babasının grubunu katletmeyi planladığını öğrenir. Bunu da kendi grubunun bir serum ile onalrın benliklerini yöneterek yapacaklardır. Ancak Four ve Tris gibi uyumsuzlar, bunu fark eder ve önlerler. Sonrasında bir ayaklanma çıkar.
Hikaye özetle bu şimdi gelelim ufak ayrıntılara. Film de çok fazla mantık hatası vardı. Karakterlerin hiç birisi tam anlamıyla oturmuş değildi. Film bir fikri öne sürerken arada bir başkasına kayıyor ve bir kaç fikir arasında bocalıyordu. Diyaloglar oldukça basit, hareketlerin çocu mantıksızdı. Bu sebeptendir mi bilmiyorum oyunculukları beğenmedim. Bence az önce saydığım isimlerin en kötü filmi bu film.
Film sorgulanması gereken hiç bir şeyi sorgulamıyor sorgulamaması gerken ne varsa onun etrafında dönüyor. Ufak tefek olaylar dağ gibi mesele olmuş. Tabi iş ergen işi olunca bir de gereksiz uzunluktaki aşk sahneleri vaar karşımıza çıkan. Film de 139 dakkika az da değil yani. Ama 45 dakiakaya indirirsiniz rahatlıkla. Aksiyon tatmin etmedi onunla birlikte müziklerde. Bilmiyorum ama film bana biraz boş geldi.
Aslında kitaba başlayınca da aynı şeyi hissetmiştim. Bazen bu kitaplar nasıl çok satıyor diye düşünüyorum, kitaplardan soğuyorum. Zaten bana bahane olsun. Neyse, özetlemek gerekirse olmamış bir film Divergent. Çok boş vaktiniz yoksa bulaşmayın derim.
Yönetmen: Neil Burger
Senaryo: Evan Daugherty, Vanessa Taylor, Veronica Roth (roman)
Oyuncular:
Shailene Woodley | … |
Tris
|
|
Theo James | … |
Four
|
|
Ashley Judd | … |
Natalie
|
|
Jai Courtney | … |
Eric
|
|
Ray Stevenson | … |
Marcus
|
|
Kate Winslet | … |
Jeanine
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?