1973 yılında yönetmen John Newland‘ın TV filminden uyarlanan Don’t Be Afraid of the Dark, filmin senaristi, Nigel McKeand‘ın senaryosuna bağlı kalarak yeniden çekilmiş. Filmin afişinde Guillermo del Toro ismini görünce ister istemez filme merak duyuyoruz öyle ki bu isim, yönetmenin isminden bile büyük yazılmış. Ancak Guillermo del Toro filmin sadece senaryo yazılımına eşlik etmiş.
Tabiki senaryo 1973 yılında ki haliyle önümüze sunulmamış. Elimizin altında klasik bir perili ev senaryosu mevcut. Günümüze uyarlanan ise sosyal statüler ve aile durumu. Keza eski filmde, bir aile evde otururken, bura versiyonda baba kız ve onun sevgilisi üçlemesinde olaylar ilerliyor.
Filmin bazı kısımlarda insanı sıkıyor. Bazen öyle sahneler geliyor ki sahnenin var olma sebebini sorguluyor ve bu sahneleye anlam veremiyorsunuz. Kısacası korku filmlerine özgü saçmalıkla bu filmde de mevcut. Mesela bile bile üzerine gitmek gibi. Amerika da tarihi evlere önem verilmiyor olsa gerek, evde ellerini kollarını sallaya sallaya yıkım yapabiliyorlar. Bunu da geçtim, renovasyon yapılıyor ancak neyin nerede olduğu da belli değil. Evin iki yana açılan merdivenlerinin altında bir oda olduğunun keşfi gayet saçma bir durum elbette ki burada bir oda olması olası.
Bunun gibi irili ufaklı canımı sıkan konular mevcut. Küçük sevimli yaratıkların karanlıkta ortaya çıktıkları izlenimini verilirken aslında aydınlık denebilecek ortamda da cirit atmaları da tabi ki ilginçti. Ben mi anlayamadım bilmiyorum ama bu küçük yaratıkların amacını çözemedim.
Alex ve sevgilisi Kim, kredi ile eski bir ev almıştır. Amaçları eve tadilat yapıp satmaktır. Alex’in eski eşinden olan kızı Sally ise, babasının yanına gelmiştir. Küçük kısın annesinden kaynaklı psikolojik sorunları vardır. Kim ise, Sally ile arasını iyi tutmaya çalışmaktadır. Küçük kız annesi tarafından babasına tamamen gönderildiğini duyunca da iyice üzülür. Bu arada geceleri de bazı sesler duymaktadır.
Bu arada Alex merdiven arkasında örülmüş gizli bir yer bulur. Burası eski bir bodruma açılmaktadır. Bodrumda ise şömine benzeri bir yerde büyük bir delik vardır. Sally bu delikten gelen seslerle konuşur. Durumu ebeveynlerinden de gizler. Ancak bir süre sonra bu seslerin dost sesler olmadığını anlar. Onlarla başı belaya girmiştir, bunu babasına anlatır ancak babası ona inanmaz. Kim, durumu araştırır ve ev hakkında bazı bilgilere ulaşır ancak Sally bu küçük yaratıklar tarafından yakalanmıştır. Onu kurtarmak için kendini feda eder.
Genel olarak bakıldığında oyunculuların da iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Film izleyiciyi kendine çekmekte zorlanıyor. Korku filmi diye sınıflandırılmasına rağmen korku unsuru filmde yok. Belki biraz gerilim mevcut ama o da tatmin etmiyor. Zaten hikayedeki boşluklar ve saçmalıklar izlerken izleyicinin yeterince canını sıkıyor. Özetlemek gerekirse, pek tatmin etmeyen izlenmese de olur.
Yönetmen: Troy Nixey
Senaryo: Guillermo del Toro, Matthew Robbins, Nigel McKeand (1973)
Oyuncular:
Bailee Madison | … |
Sally
|
|
Carolyn Shakespeare-Allen | … | ||
Katie Holmes | … |
Kim
|
|
Guy Pearce | … |
Alex
|
|
Jack Thompson | … |
Harris
|
|
Julia Blake | … |
Bayan Underhill
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?