Gayet başarısız buluğum filmlerden biri Drag Me to Hell. Korku, gerilim filminden çok komedi filmine kaydığı yönler oldukça fazla. Her zaman ki gibi sessizlik içinden çıkan ani ses patlamalarının dışında filmde ürkütücü bir sahne yok. Konu ise gayet klişeleşmiş. Bana filmi izlerken farklı hiçbir şey hissettirmedi. Yönetmen -ki bunu söylemek istemezdim- biraz daha Tayland filmi izlerse yada Taylandlılarla çalışırsa bu büyü olayını çözer sanırım…
Anlaşılan o ki yönetmen ve senaristin büyü ile ilgisi yok. Tek ilgileri hadi büyü filmi çekelim demelerinden kaynaklanıyor sanırım… Gerçi yenilik yok dedim ya yalan ben bir büyünün sağ ve sol kroşelerle adam dövdüğünü ilk bu filmde gördüm…
Film ne olduğunu bilmediğimiz bir tarihte ki sanıyorum 30 yıl önce bir büyücünün evinde başlar. Bir çocuk ona getirilmiştir. Büyücü onu kurtarmaya çalışır ancak çocuk ikinci kattan yere düşer. Düştüğü yerde birden açılır ateş topu onu içine çeker… Sanıyorum büyü şeytandır (ilginç bir cümle oldu.) Büyücü tekrar görüşeceğiz diyerek hikaye günümüze gelir…
Los Angeles’ta bankacı olan Christine Brown yükselme yakın zamanda müdürlük beklemektedir. Özel yaşantısı da iş yaşantısında oduğu gibi başarılı gitmektedir. Tek sorun erkek arkadaşının annesinin sıradan bir memur istememesidir. Tabi bu Christine’in fırsını daha da arttırır. Bir gün bankanın bir müşterisi kredi borcunu erteletmek için ona baş vurur. Christine önce müdürüne sorar ondan aslında iki kere uzatma verildiğini ve insafiyetin kendine kaldığını öğrenince tercihini krediyi uzatmamakta kullanır.
İsmi Ganush olan bu kadın isimli bu tuhaf yaşlı kadın, bunun üzerine önünde diz çöker ve uzatma ister. Christine bu durumdan kurtulmak için güvenliği kaldırır. Kaıdn onun ayaklarına sarılmışken birden geri çekilir Christine ve kadın düşer. Bayan Ganush beni rezil ettin diyerek Christine saldırır.
Tabi bankadaki olayla bitmez. Ganush onu otoparkta yakalar ve saldırır. Bu arada zaten Ganush’un şeklinden büyücü olduğunu anlarız. Tek gözü yoktur, tırnakları sivri ve kirlidir. Yani korkmamız gereken her şey var. Otoparktaki ilginç saldırı sırasında Ganush, Christine’in düğmesini alır ve kara büyü yapar. Bu arada otoparkta ikisinin kapışması izlenmeye değer… Sahneler oldukça komik ve etkileyici…
Büyülenen kızımız bir şeylerin ters gittiğini anlar. Bir medyuma uğrar ve medyum büyünün kuvvetli olduğunu söyler. Dediklerini yapar. Tam kurtulduk derken aslında büyünün çözülmediğini anlar. ve tekrar medyuma gider. Medyum kendini için zor bir büyü olduğunu ancak çözecek birini bildiğini söyler… Bu şekilde filmin başında genç halini gördüğümüz büyücüye giderler…
Tabi filmin yönetmenin den de bahsetmek lazım. The Evil Dead, The Grudge, Spider-Man gibi başarılı filmlere imza atmış bir yönetmen olan Sam Raimi‘nin böyle bir filmle karşımıza çıkması beni biraz şaşırttı. Gerçi filmi şöyle de özetleyebiliriz. Christine Brown karakteri aslında paraya ve mevkiye tapan bir kişiliktir. ve başına gelenler bir bakıma terfi hırsı yüzündendir. Christine ne kadar güzelde kardi istemeye gelen kadın onun tam tersi o kadar çirkindir. Burada Christine’in aşağılama özelliğini de görürüz. Belkide krediyi bu sebepten dolayı uzatmadı. Protez dişler ise cabası…
Film ilerledikçe başına gelen olaylardan dolayı Christine biraz daha yumuşuyor daha insancıl olduğunu ve hırsı bir kenara attığını gördüğümüzde zaten bu büyüden kendisini koparmışta oluyor. Hatta günah bile çıkarıyor kredi konusunda. Ancak sonunda mutlu mutlu sevgilisi ile buluşacağında aldığı pahalı kaban onun sonunu hazırlıyor… Kısaca film aç gözlülük nelere kadir dedirtiyor bize…
Ama bu filmi sevmemiz için etken değil. Yada sevmem için diyeyim. Bence olmamış bir film… Sam Raimi‘den beklemezdim. Hatta Sam Raimi‘nin olduğunu bilmiyordum. Ekranda okuyunca içerledim…
Oyuncular:
Alison Lohman | … | Christine Brown | |
Justin Long | … | Clay Dalton | |
Lorna Raver | … | Mrs. Ganush | |
Dileep Rao | … | Rham Jas | |
David Paymer | … | Mr. Jacks | |
Adriana Barraza | … | Shaun San Dena | |
Chelcie Ross | … | Leonard Dalton |
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?