Filmi izlemeye başlayıncaya kadar aslında filmin bana ne getireceğini bilmiyordum. Tanıtımlarından filmin bir bira fabrikasında geçtiğini öğrenmiştim. Bu da tabi ister istemez filmin içinde bira olacağı anlamına geliyordu ancak bu kadar çok olacağını düşünmemiştim. Filmde sabah, öğle, akşam o kadar çok bira içiliyordu ki inanılmaz bir şekilde artık burnuma bira kokuları gelmeye başlamıştı. Öncelikle uyarmam lazım ki filmi izlerken biraz aşereceğiniz kesin bu sebeple stokta bulundurmakta fayda var.
Film için iki değerlendirme yapacağım. Aslında ikincisine değerlendirme demek olmaz sadece film hakkında öğrendiğim bir şeyden sonra “vay” dememe sebep olmuştur. Filmi izlerken sürekli bir aksiyon olacakmış hissine kapıldım. Burada aksiyon kelimesini kullandım ama bildiğiniz anlamda aksiyon değil. Zaten tür olarak romantik dram var karşımızda. Film ister istemez izlerken beklentilere sokuyor sizi. Karakterleri de göz önünde bulundurarak şöyle açayım konuyu.
Kate ve Luke aynı bira fabrikasında çalışan çok yakın iki arkadaştır. Her ikisininde iyi bir ilişkisi vardır. Ancak yakınlıkları o kadar ileri gitmiştir ki aralarında tarifi olmayan bir duygu yoğunluğu vardır. Kate bira fabrikasında çalışan tek kadındır. Hemi akıllı, hem güzel, hem de kafa dengidir. Yani tam kanka diyebileceğiniz cinsten bir kadındır.
Bir gün fabrikanın kutlama gecesinde Kate ve Luke beraber oldukları kişileri de birbirleri ile tanıştırırlar. Çiftler o kadar iyi anlaşmıştır ki hafta sonu tatili için bir yerlere gitmeye karar verirler. Çiftler konuşmaya başladığında Kete’in sevgilisi Chris ve Luke’un sevgilisi Jill’de iyi anlaşırlar. Chris ve Jill patikaya doğru yürüyüşe giderler. Konuştukça ortak yönlerinin çok fazla olduğunu görürler ve Jill, Chris’den hoşlanır ve öpüşürler. Aynı gece Chiris ve Luke’da geceyi beraber sahilde geçirirler.
Aslında bu durum Chris ve Jill’in ilişkilerini gözden geçirmelerine sebep olur. Chris tatil dönüşünde Kate’den ayrılır. Aynı şekilde Jill’de de Luke’a karşı bir mesafe koymuştur. İşte burada az önce bahsettiğim aksiyon beklentisi devreye girer. Yani Chris ve Jill arasında bir ilişki peydahlanacağını bekler dururuz. Tabi durum öyle olmaz.
Jill biraz da kafasını toplamak amacıyla şehirden bir süreliğine ayrılır. Yalnızlığını kutlayan Kate’in akşam eğlence çıkışı şirketten bir başkasıyla ayrılması da Luke’un herkese karşı tavır takınmasına sebep olur.
Olaylar bu şekilde gelişirken Kate ve Luke’un arası düzelir Luke, Kete’in yeni evine taşınmasına yardım eder ancak bu esnada taşındıkları evde de aralarında birbirlerine tarif edemedikleri duygular yüzünden tartışma çıkar.
Filmin hikayesi bu şekilde. Tabi fazla ayrıntıya girmek istemedim. Filmde ilişkiler iyi analiz edilmiş. Diyaloglar oldukça başarılı. Oyunculuklar oldukça iyi ve doğal. Ancak filmde havada kalan yerler var. Bu sebepten dolayı da hikayede bazı kısımları bağlamakta zorlanıyorsunuz. Filmin en büyük eksisi bu diyebilirim.
Tabi burada ikinci dediğim değerlendirmeye başlayacağım. Ben filmi izledikten sonra yaptığım araştırmalarda gördüm ki aslında filmin bir senaryosu yokmuş. Filmin yönetmeni ve aynı zamanda yazarı olan Joe Swanberg hikayeyi oyunculara anlatmış ve oyuncular bu hikaye doğrultusunda doğaçlama oyun sergilemişler. Tabi bu filmin havada kalan kısımlarını da bir şekilde açıklıyor. Bu hususu da göz önünde bulundurursak başarılı bir film diyebilirim.
Kadın erkek ilişkisine aslında bizim hep dediğimi ateşle barut hikayesine olduğu gibi başarılı ve doğal bir şekilde değinmiş film. Burada aslında bir noktadan sonra iki farklı cinsin çok iyi arkadaş olabilir mi sorunu yanıt arıyor. Yönetmen bunu finalde evet olarak cevaplandırmış ama gerçek hayatta en azından Türkiye’de bu iş biraz zor. Filimde göze batan bir nokta ise Luke’un alinin kesilmesinden sonra bütün gün kesik elle dolanan Luke’un elinin eve geziden erken dönen Lill’in pansuman yapıp onla ilgilenmesi. Tabi içine attığı patika gezisini itiraf etmek için. Burada insan ister istemez tekrar düşünüyor.
Bu arada yönetmen Joe Swanberg‘i oyuncu olarakta tanıyoruz. Kendisini genelde korku ve gerilim filmlerinin yönetimi ve oyunculuğunda gördüğümden bu tarz bir filmde adına rastlamak benim için şaşırtıcı oldu. Açıkçası başarılı da buldum. Bence izlenebilir bir film Drinking Buddies / Akşamdan Kalanlar. Ancak yazının başındaki uyarımı es geçmeyin.
Yönetmen ve Yazan: Joe Swanberg
Oyuncular:
Olivia Wilde | … |
Kate
|
|
Jake Johnson | … |
Luke
|
|
Anna Kendrick | … |
Jill
|
|
Ron Livingston | … |
Chris
|
|
Ti West | … |
Dave
|
|
Jason Sudeikis | … |
Gene Dentler
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?