Geçtiğimiz sene sayılı olarak vizyona giren Bilim Kurgu filmlerinden biri de Ender’s Game’di. Film Orson Scott Card‘ın aynı isimli roman serisinden uyarlanmış. Oldukça büyük bir bütçesi var filmin. Yönetmen koltuğunda ise X-Men Origins Wolverine‘den tanıdığımız aktör yönetmen Gavin Hood var. Filmin bütçesi büyük dedik ama film sadece çocuklara hitap ediyor gibi geldi bana. Yani son dönem fantastik çocuk filmlerinden birde bilim kurgusunu yapalım demişler.
Bütün hikaye çocuklar içinde geçiyor. Başarılı bir şekilde başlarken filmin finali sanki biraz sökün kalıyormuş gibi. Ancak final de bir sonraki filmin başlangıcı oluyor. Bütçesinin fazla olması Harrison Ford gibi bir ismin baş rolde olması beklentiyi yükseltse de aslında çok fazla umut bağlanmaması gereken bir film. Görsel olarak tatmin ediyor, hikayesi fena değil. Tabi roman uyarlaması olduğunu düşünürsek bu film nasıl bir uyarlamadır kitabı okumadığım için bir şey diyemeyeceğim. Ancak sanki filmde doldurulması gereken yerler vardı.
Hikaye bundan yıllar sonrasında geçiyor. Dünya istila edilmeye çalışılmış ancak insanlar tarafından işgalci kuvvetler uzaklaştırılmıştır. Bundan sonra dünyalılar diğer bir işgal durumuna karşılık hazırlık yapmaya başlamışlardır. Bu hazırlık öyle büyümüştür ki onlar bizi vurmadan biz onları vuralım seviyesine gelmiştir. Bu iş içinde Yetişkinlerden daha hızlı düşünebilen çocuklar kullanılmıştır.
Bu çocuklar küçük yaşta video oyunlarıyla eğitilerek olası bir savaş için hazırlanmaktadırlar. Bunların içinde en başarılı ve zekileri ise Ender adında bir çocuktur. Ender bir çok eğitimden başarıyla geçer. Üst seviyeye kadar gelir. Kendisi gibi çocuk olan ordusu ile bilgisayar oyunlarını yönetir. Yeni eğitim üstündeyken garip rüyalar görür ve bu riyalara anlam veremez. Son eğitimine de çıkar ve düşman gezegenini yok eder. Tabi daha sonra öğrenir ki bu bir oyun değil gerçek savaştır. Ender bilmeden bir türün sonunu getirmiştir.
Dünyadan uzak bulunduğu mekanda rüyalarındaki yeri görür ve oraya gider. Burada yok ettiği ırkın son temsilcisi kraliçeyi görür. Sonraki görevi ise bu ırk için yeni bir dünya bulmaktır. Tabi film burada biter biz de ikinci filmin çekilmesini bekleriz.
Hızlı düşünme konusunda çocukların kullanılmasını anlıyorum bana mantıklı geldi ama bütün orduyu çocuklara vermek nasıl bir mantıktı pek anlayamadım. En azından içeride Ender’in dediklerini uygulayabilecek yetişkinler olabilirdi. Gerçi yetişkinlerin yaptıkları işin bilincinde olduğunu düşünürsek işe köstek olabilme ihtimalleri de var tabi. Bu arada kendi fikirlerimi de çürütüyorum.
Filmde aklıma takılan en büyük nokta ise uzaylılar oldu. Yine yaratık yapmışız uzaylıları. Üstelik bu sefer de karıncalara benzetmişiz. Karıncalar gibi çok çalışkanlar ancak o teknolojiyi nasıl elde ettiklerine dair filmde hiç bir şey yok. Adamlar yüzlerce binlerce uzay için savaş makinesi yapmışlar. Üstelik konuşamıyorlar bile ancak düşünce ile anlaştıklarını film bize veriyor. Yine de daha düzgün uzaylı seçebilirlermiş.
Bir de aklıma takılan nokta uzaylılar barış için mi vardı? Burası muallakta. Saldırıda bulunmuyorlardı ama eskiden bize saldırdıkları için sanki pekte masum değillerdi. Bu arada bize saldırmak için mi geldiler zamanında yoksa biz gaza geldik mi saldırdık, şimdi de aynısını mı yaptık bilmiyoruz. Film bu konuda pek bir şey anlatmıyor.
Özetlemek gerekirse film olarak iyi diyebiliriz ama bir bilim kurgu olarak iyi diyemeyeceğim. Yinede uzat gemileri efektler tatmin edici. Oyunculuklar çoğunun çocuk olduğunu düşünürsek fena değil. Filmin ağır topu Harrison Ford’da pek bel bağlamayın derim ben. Sona doğru gördüğümüz Ben Kingsley‘de de pek merak edecek bir oyunculuk yok. Boş vakitte izlenebilecek bir film Ender’s Game.
Yönetmen: Gavin Hood
Senaryo: Gavin Hood, Orson Scott Card (Roman)
Oyuncular:
Asa Butterfield | … |
Ender Wiggin
|
|
Harrison Ford | … |
Colonel Graff
|
|
Hailee Steinfeld | … |
Petra Arkanian
|
|
Abigail Breslin | … |
Valentine Wiggin
|
|
Ben Kingsley | … |
Mazer Rackham
|
|
Viola Davis | … |
Major Gwen Anderson
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?