Filmin özelliklerine baktığımız zaman, bilim kurgu, fantastik olduğunu görüyoruz. Bu beklenti ile filmi izlemeye başladığımızda filmin gidişatı pek tatmin yaratmıyor izleyici üstünde. tamam ortalıkta dönen robotlar var ama, hikayenin nereye varacağı konusunda, ya da nasıl bir aksiyon ile karşılaşacağınız konusunda merakta kalıyorsunuz. Alışmışız ya bilim kurgularda bir aksiyon olmasına. Eva oldukça yavaş ilerliyor. Ve sanki bilim kurgudan çok dram olarak çıkıyor karşımıza.
Alex Garel robot teknolojisinin dahi çocuğudur. Ancak bazı sebeplerden dolayı işe ara vermiştir. Yıllar sonra doğup büyüdüğü yere ve üniversitesine geri döner. Burada giderken arkasında bıraktığı eski sevgilisi Lana’yı görür. Lana, Alex’in çekip gitmesi üzerine onun kardeşi David ile evlenmiştir. Alex araştırmalarına başladığında yeni, zeki ve eğlenceli bir robot üzerinde çalışmaya başlar ve bu özellere uygun çocukları gözlemlemeye başlar. Kendisine bu kalıpta Eva adında bir çocuk bulur. Eva’nın ise Lana ve David’in kızı olduğunu öğrenir.
Alex duygusal git geller arasında yeni projesi üzerinde çalışmalara devam eder ama Lana ile kardeşi David’in ilişkisini de kıskanmaktadır. Ancak ilerleyen zamanlarda öğrenir ki Eva düşündüğü gibi Lana ve David’in kızı değildir. Tarihleri karşılaştırdığında buna imkan yoktur. Eva’nın kendi çocuğu olma ihtimali vardır. Alexi Lana’yı sıkıştırdığında, aslında Eva’nın yıllar önce temelini attığı duygusal zekanın can bulmuş hali olduğunu öğrenir. Tabi Eva’da bu durumu öğrenir ve hayal kırıklığına uğrar.
Film görsel olarak bildiklerimizin dışında gelişiyor. Otuz yıl ileride geçmesine, robot teknolojisinin çok gelişmesine rağmen, kıyafetlerden tutun, kullanılan her şeyin günümüze ait olması, görsel olarak bizi pek tatmin etmiyor. Ancak bu yapının bilerek oluşturulduğunu düşünüyorum. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanlar eskiye bağlı yaşamdan kopmamış, bu da teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, duyguların ve insanın değişmeyeceği mesajını veriyor bize.
Filmin dramatik yapısı oldukça karışık. Hikaye geniş olunca yönetmen hikayenin hangi yönünü ele alsam diye bocalamış. Adadaki ilişkileri kestirip bir anlama oturtmak için filmin işleyişi süresince insanı sıkıyor. Bu sıkma esnasında insanda oluşan merak filmin izlenme şevkini de ayakta tutuyor. Aslında film için yönetmenin başarılı bir yönetim yaptığını söyleyemeyeceğim. Lana ve Alex’in ilişkilerinin, Lana’nın Alex’in kardeşiyle evlenmiş olması aslında ana hikayeyi bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Yani, burada film Yapay zekadan ya da bilim kurgudan biraz uzaklaşıyor. Zaman zamanda hikayenin de kitlendiğini görüyoruz. Ancak bu sanıyorum ki kurgu ve yönetimle alakalı bir durum.
Oyunculuklar başarılıydı diyebilirim. Karakterler derinliksiz ve oldukça basitti buna rağmen Daniel Brühl, Marta Etura hakkını vererek oynamışlar diyebilirim. Lluís Homar ise her zamanki gibi keyifli bir oyun sergilemişti. Eva karakterini canlandıran küçük oyuncu Claudia Vega’da rolün altından başarıyla kalkmıştı.
Özetle, iki arada bir derede kalmış, dram ve bilim kurgu bir arada tam olarak kurgulanamamış. Bunda yönetim ve kurgu faktörü önde. Hikaye aslında oldukça merak uyandırıcı ve ilgi çekici. Zaten bu sebepten dolayı filmi sıkılmadan izleyebiliyorsunuz. Gerçi film bu şekilde bile bir çok ödül almış. Filmin süresi anlatmak istenenler için çok kısa. Emsalleri ile karşılaştırılmayacak, izlendiğinde çok şey kaymayacak, ancak boş vakitte izlenebilir bir film Eva.
Yönetmen: Kike Maíllo
Senaryo: Sergi Belbel, Cristina Clemente, Martí Roca, Aintza Serra
Oyuncular:
Daniel Brühl | … |
Alex Garel
|
|
Marta Etura | … |
Lana Levi
|
|
Alberto Ammann | … |
David Garel
|
|
Claudia Vega | … |
Eva
|
|
Anne Canovas | … |
Julia
|
|
Lluís Homar | … |
Max
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?