Haneul jeongwon tamamıyla kararsız kaldığım filmler arasında yer almakta. Yani bilindik Kore dramanlarından farklı sanki biraz daha Avrupa sinemasına yakın anlatımı var. Hikaye basitçe işlenmiş. Allanıp pullanmaktansa hikaye direkt sanki el kamerasıyla çekiyormuş edasıyla görüntüye alınmış. Filmi Lee Dong-hyeon (이동현) yönetmiş. Baş rollerinde ise, Ahn Jae-wook ve Lee Eun-joo‘u görüyoruz.
Küçük bir dip not düşersek, Lee Eun-joo filmden bir sene sonra bileklerini keserek intihar etmiş. Tabi bu intiharın bu filmle bir alakası yok. Dankook Üniversitesinden mezun olduktan bir kaç gün sonra 24 yaşında kendi canına kıymış. Bıraktığı notta “Özür dilerim anne, seni seviyorum” yazmış. Ölümünün sebebini depresyon, ruh sağlığı bozukluğu diye belirtilmiş. Bulunan bir başka notta The Scarlet Letter filmindeki çıplak sahneleri için vicdan azabı çektiğini yazmış. Yapmak istediği sadece daha fazla para kazanmakmış, kimseyi hayal kırıklığı uğratmak istememiş, şu halde zaten canlı bile değilmiş…

Choi Oh-sung’un babası ölürken, oğluna bir Kanser hastalarının tedavi edildiği bir hastane bırakmıştır. Ancak Choi Oh-sung bu hastaneyi ve doktorluğu bir türlü benimseyemez. İçine kapanık,karamsan birisidir. Ancak Kim Young-ju ile tanışması onun hayatını değiştirmiştir. Ayak üstü tedavisinde Kim Young-ju’a hastanesine gelmesini söyler. Kim Young-ju bu teklifi geri çevirmez. Kendisi de kanser hastasıdır. Ancak kurtulmayı beklememektedir: Tek istediği şey, Choi Oh-sung’un onu ölümün kollarına acısız bırakması ve yanında olmasıdır. Bu arada aralarındaki ilişki de alevlenmiştir.
Siz ne düşünüyorsunuz?