GLOBAL BİR BAKIŞLA POLİTİK SOSYOLOJİ
Ali Yaşar SARIBAY
GİRİŞ
Neden Global Bakışla Politik Sosyoloji?
Sosyolojinin bu güne kadar ulus-devlet ve bir toplum merkezli çözümlemeleri, esasen Bıta-dışı toplumlara empoze edilen bir düşünme ve çözümleme tarzıdır. Bu düşünme tarzı son tahlilde, Doğu’nun durağan, irrasyonel ve geri olduğunu, kendini düzeltmenin yolu olarak değişirken, rasyonel ve ileri Batı’ya ayak uydurması iddiasını içerir ve formüle eder.
TEORİK ÇERÇEVE
Toplum Teorisi ve Politik Sosyoloji
Politik Sosyoloji’nin devlet-toplum ilişkisini.
S (Toplum) à P (Politika)
(S à P), (P à P), (P à S)
(S à P à S)
Sosyolojik Paradigma
Subjetkitivite: Paradigmanın dünyaya bakma tarzını, buna dayanarak ne tür bir bilimsel incelemenin yapılacağını ve hangi tür tercihin kabul edileceğini bilmeyi ifade ettiğini söyleyebiliriz.
Epistemolojik Arkaplan: Sembolik Toplum Kavramlaştırılması
Doğal Toplum, Sembolik toplum
Sembolik Toplum ve Politika
Kontrol iktidar ve otorite kavramlarıyla yakından bağlantılıdır. İktidar bir aktörün eylemi ile diğerinin rızası olmaksızın, onu kendi iradesine rağmen yönlendirmesidir. Otorite ise meşru iktidardır: iktidarın kurumsal çerçevesidir.
Topluluk insanın nasıl sosyal olunacağını öğrendiği ve bunu devamlı uyguladığı bir alandır. Politik topluluk bilincin bir ürünüdür.
POLİTİK KÜLTÜR
Semboller Sistemi Olarak Politik Kültür
Psikolojik Temel
Bir ulusun politik hayatına dair o ulus bireylerinin, tutum, inanç ve duygularının bütünü politik kültür olarak adlandırılmaktadır.
Sembolik Çatı
Semboller, insanları günlük hayatın dünyevi havasından alır, kollektive ile yeniden birleştirir ve politik topluluğa olan inancı yeniden onar.
Seçkin Politik Kültürü – Kitle Politik Kültürü
Sartori, seçkinlerin inanç sistemlerinin (dolayısıyla politik kültürlerinin) daha zengin kitleninkinin ise fakir olduğunu belirtmektedir.
Seçkinlerin topluluğun genel uyumu için kullandığı içsel sembolik çerçeveleme ise, devlet olmuştur.
YURTTAŞLI VE KATILIMCI DEMOKRASİ
Kavramsal İlişki
Yurttaşlık
Yurttaş kavramıyla kastedilen iki farklı anlayış; birincisi, yurttaşlığı bir görev, bir sorumluluk, gururla kabul edilmiş bir yük olarak tanırlar. Yurttaşlığı bir siyasi statü, bir yetki, bir hak veya pasif şekilde kullanılan haklar manzumesi…
Bir demokrasinin başarımını (performance) belirleyen, tüm yurttaşların politikaya katılmaları ve aktif olmaları; kısacası yurttaşlık kültürü, (civic culture)’ün o toplumda egemen olmasıdır.
Tarihsel Arkaplan: Ulus-Devlet Kurma Süreci ve Yurttaşlık
Batı Avrupa toplumlarında ulus-devlet kurma süreci dört aşamada tamamlanmıştır.
Birinci aşama, onbeşinci yüzyıldan Fransız Devriminin yapıldığı onsekizinci yüzyıla kadar çok uzun bir süreyi kapsar ve devletin oluşumunu içerir.
Seçkinler düzeyinde ekonomik politik, ve kültürel açıdan bütünleşmenin gerçekleşmesidir.
İkinci aşama, kitlelerin giderek artan oranda sisteme dahil olmasını. Yeni kimliğin egemen kimlikle çatışma içine girmesi.
Üçüncü aşama, toplum üyelerinin politik sistemin işleyişinde tebalıktan aktif yurttaş kavramına geçmelerini içeriri.
Genelde mülk sahipleri ve işverenlerle, kiracılar ve işçiler arasındaki bölünmelerden, değerlere dayanan yerel çatışmalardan, daha çok çıkarlara dayanan iş
levsel çatışmalara geçilmesi.
Dördüncü aşama, devletin idari, aygıtlarının genişletilmesine ilişkin süreci kapsar. Yeniden dağıtım araçlarının artması.
Batı Avrupa toplumlarında merkez (center) ile kenar (periphery) arasındaki hukuk, kültür ve ekonomi gibi dört kanal aracılığıyla ve üç boyutlu olarak gerçekleşmiştir.
Birinci boyutu, teba konumunda olan kenarın işlevsel farklılaşma düzeyi ve merkez bağlılığıyla ilintilidir.
İkinci boyut, içsel ve dışsal kaynaklarla iniltilidir.
Üçüncü boyut, farklılaşma türleri, sırasıyla dış çatışmaları kontrol örgütü olarak orduyu; iç çatışmaları çözücü bir kurum olarak yargıyı, yerel dinleri temsil eden bir yapı olarak kiliseleri ortaya çıkarmıştır.
Demokrasinin doğmasında ve gelişip pekişmesinde merkezin sahip olduğu üç önemli olanak;
Uzman bürokrasilerin ve hukuk kuramlarının gelişmiş olması,
Ticaretin gelişmesi yeni endüstriler
Ulusal alfabe
Yurttaşlığın Boyutları: Sivil, Politik ve Sosyal
Yurttaşlığın sivil, sosyal ve politik üç boyutu;
Sivil boyut, konuşma, düşünce ve inanç, mülk edinme hakkı gibi bireysel özgürlükler,
Politik boyut iktidarın kullanımına katılma hakı,
Sosyal boyut ise, ekonomik ferah ve güven hakkından toplumda geçerli standartlara göre yaşama hakkına kadar.
Tarihsel olarak, sivil haklar, 18. yy. politik haklar 19. yy. ve sosyal haklar 20. yy.’daki gelişmelerin ürünüdürler.ulusal kimlik, bireyin devletle değil, toplumla olan bağını ifade eder.
Katılımcı Demokrasi, Yurttaşlık ve Sosyal Hareketler
Sosyal hareketler sağladıkları (veya zorladıkları) katılım olanaklarıyla yurttaşlık kavramını genişleten “dalgalar” niteliğindedir.
Çağdaş sosyal hareketlerin beş genel tipi;
. Kentlerdeki azınlık gruplarının mücadeleleri
. Çevreci hareketler
. Kadın ve eşcinsel özgürlüğü hareketleri
. Barış hareketleri
. Gençlik ve öğrenci hareketleri
Dinsel hareketler
Globalleşme Bağlamında Ulus-Devlet ve Yurttaşlık
Ulusun devleti krize maruz bırakan olgunun globalleşme olduğunu.
Globalleşmenin etkileri şu üç nokta;
· Bireysel kimliklerin patlaması ve politikleşmesi
· Yerel kurum ve yapıların öneminin/etkisinin artması
· Bireyin davranış kalıplarını global bir perspektif ve kültüre göre ayarlamasına yönelik dayatmaların belirmesi
Globalleşme kültürel dünyayı simgeleyen ulus ile politik dünyayı simgeleyen devlet arasındaki bağı parçalamakta.
Held’e göre ulus-devletlerin globalleşme ilişkisi beş oluşumu.
Farklı politik topluluklara üyelik anlamında çoğul yurttaşlık, Avrupa Birliği.
DEVLET-SİVİL TOPLUM İLİŞKİSİ ve POLİTİK TOPLUM
Devlet-sivil toplum ilişkisini resmetmede farklı gelenekler vardır.
· Hegel ve Marx’ın başını çektiği Alman geleneği: Sivil toplum veya yurttaşlar toplumunu devlete dahil eden
· Tocquevillein temsil ettiği Fransız geleneği: Sivil toplum ile devlet arasında bir aracı olan temsil kurumları
· İtalyan geleneği: Gramsci politik d
evletle özdeş görülür.
Devletin Kökeni
Devlet Mezopotamya’da M.Ö. 3000 yıllarında tarımın keşfi ile neolitik devrimin, toplumsal karmaşanın (complexity) artması, giriftleşen sosyal ilişkilerin, problemleri nihai karara bağlayacak politik bir organizasyona. Devlet.
Liberalizm, devletin ortaya çıkışını işlevsel şeklide açıklar. Marksizm ise, tersine, devleti sınıfsal bir temele oturtur.
Oppenheimer: “Devlet zafer kazanmış bir insan gurubunun (bu gurubun) yendikleri üzerindeki egemenliğini bir düzene bağlamak, yendiği gruba zorla kabul ettirdiği bir toplumsal kurumdur. Yenilenlerin yenenler tarafından ekonomik alanda sömürülmesinden.
İnsanların neden aniden baskı unsuru sürekli bir örgüte tabi oldukları.
Birincisi tarımsal faaliyet, ikinci açıklama kutsal mabed ekonomisi.
Devlet –Sivil Toplum İlişkisi
Jean Bodin’in düşüncelerinde ifadesini bulan devletin egemenliği.
Devlet diğer sosyal organizasyonlar üzerinde kontrol tesis etmeyi üç yoldan sağlayabilir:
Rıza
Katılma
Meşruluk
Devleti, toplumda güç kullanması meşru addedilen tek organizasyondur. Devletin meşruiyetini sağlayan mekanizma ise, toplum kesimlerinin kolektif karar alma sürecine katılmasının gerçekleşmesidir.
Toplum yönetilmelidir, bunu yapacak olan devlettir, devleti temsi edende bürokrattır.
Farklı Devlet Kavramlaştırmaları
Rockman üç temel kategoriyi;
Karar alan devlet
Üretim yapan devlet
Aracı devlet
Devlet, Katılmacı Demokrasi ve Global Sivil Toplum
Özetle, bir formül şeklinde belirtirsek: Haklara sahip olma hakkı katılma ile elde edilir. Katılmanın herkese eşit olması hukukun güvencesini gerektirir. Hukuk güvencesinin varlığı, devleti toplum karşısında duyarlı kılar ve onun meşruluğunu pekiştirir. Meşruluğu pekişmiş bir devlet ise, toplumla yatay bir ilişki içinde olur. Yurttaşların kendilerini etkileyen tüm kararların alınmasına etkin olarak katılmaları ve bunun toplumun tüm sektörlerinde oldukça yüksek bir adem-i merkeziyetçi şeklinde gerçekleşmesi ancak böyle olur.
Sivil toplumu, Hegel’e dayanarak aile ile devlet arasında kalan özgür ve özerk bir olan.
POLİTİK TOPLUMUN ARACI OLARAK PARTİLER
Politik Parti Kavramı: Kapsam ve Tanım
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, gerek demokratik gerek totaliter/otoriter rejimlerde partiler politik katılmayı organize eden; parti sistemi de katılmanın genişliğini etkileyen faktörler olmuşlardır.
Roma İmparatorluğu döneminde, “parti” Senato tarafından kontrol edilen şeref payelerini, ücretleri ve terfileri tartışılmak üzere asillerin (Optimates) ve halkın (Pooulares) biraya gelmelerini. İngiltere’de Wrig’ler ve Tory’lerden…
Birlik, organizasyon.
Partinin ne olduğu;
Politik etiketle özdeşleştiren kişilerin biraya gelmesi
. Politik program
. Seçim yoluyla gerçekleştirme
. Bir topluluk
.. Sürekli bir örgütün
.. Yerel kuruluşlar
.. Halkın desteğini sağlamaya yönelik girişimlerin
Politik Partilerin Tarihsel ve Sosyal Temelleri
Tarihsel Temel: Partilerin Kökeni
Kuramsal Kuram
Politik partilerin parlamentolar içinden nasıl çıktıklarını açıklar.
Meşruluk, bütünleşme ve katılma krizleri.
Gelişmeci Kuram
Politik partilerin doğuşu ile modernleşme süreci arasındaki linti
Patronaj Aracı Olarak Partiler
Patronalı, aktörler arasında yüzyüze ve şahsi nitelikli; formel otorite bağına dayanmayan, mütekabiyet üzerine kurulan sosyal bir ilişki olarak tanımlamıştık.
Partilerin Örgütsel Yapıları ve Katılmacı Demokrasi
R. Michels, genel olarak örgütlerin yapılarında oligarşik bir eğilimin varlığını gözlemlemiş. Oligarşinin Tunç Kanunu.
Parti Özerkliği
Batı demokrasilerinde parti finansmanı açısı;
İç Finansman: Üye aidatları, par
ti yatırımlarından, yayınlardan, partinin düzenlediği çeşitli faaliyetlerden ede edilen gelirlerden.
Dış Finansman: Sınırlamalar söz konusu
Devlet Tarafından Sağlanan Mali Destek
Örgütlenme Derecesi
Parti içindeki ilişkilerin biçimsel ulus kurallarını ya da yazısız kural ve gelenekler yoluyla açık ve belirli davranış kalıplarına bağlanmış olup olmamasıdır.
Duverger’ye göre, Sosyalist, Katolik, Komünist ve Faşist Partiler kuvvetli bağlantıya sahip partilerdir.
Örgütün yoğunluğu kadro ve kitle partileri.
Örgütün Katılma Anlayışı
Duvaerger’in ayrımı Sınırlı ve Totaliter parti tiplerine dayanır.
Bireysel temsil partileri, parti üyelerinin bütün politik, sosyal ve bazen kişisel hayatlarını da kapsayan partilerdir.
Türkiye’de partilerin daha çok iç finansman kaynakları ile yaşamaları öngörülmektedir.
Türk partilerinin kuvvetli bağlantıya sahip ve kadro partisi olma niteliği ağır basan partiler olduğunu görüyoruz. Katılma anlayışı ölçütü açısından, Bireysel temsil Partileri.
Parti Sistemleri
Duverger’e göre, seçim sisteminin genel etkisi;
· orantılı temsil, sert bir çok-parti sistemini
· iki türlü çoğunluk usulü, bir çok partili sistemi
· tek türlü basit çoğunluk, iki partili sistemi
Sartori önce,
1. Tek partili sisteim
2. Hegemonyacı parti sistemi,
3. Hakim parti sistemi
4. İki parti sistemi
5. Sınırlı çoğulcu parti sistemi
6. Aşırı çoğulcu parti sistemi
7. Atomlaşmış parti sistemi
Satori ilk önce politik sistemler düzeyinde, yarışmacı ve yarışmacı
İngiltere, Amerika, Yeni Zelanda, Avusturya ve Kanada parti sistemine. İki parti arasındaki oy farkının bir diğeri aleyhine çok büyük oranlara ulaştığı durumlarda ise Hakim Parti.
İtalya’da Hristiyan Demokratlar, İsrail’de Mapai, Danimarka’da Sosyal Demokratlar birer hakim parti.
Hakim parti sistemine Türkiye’yi de (1950-1960; 1965-1973 dönemlerinde)
Totaliter
Otoriter
Pragmatik tek parti
Totaliter tip (Sovyetler), Otoriter tip (Portekiz, İspanya), Pragmatik (Türkiye)
İdeolojik-hegemonyacı
Pragmatik-hegemonyacı
GLOBALLEŞME ve POLİTİK DEĞİŞİM
Terimler ve Globalleşmenin
Mahiyeti
Globalleşme, esasen batı-dışı toplumları etkileyen bir sürece atıfta bulunmaktadır.
Beck, Globalism, neo-liberalizmin yln verdiği ideolojik bir kavramlaştırmayı ifade eder. Ekonomiye indirgenmiş tek boyutlu. Globalite, bir “dünya toplumu” anlayışı doğrultusunda ülkelerin birbirlerine çok boyutlu ilişkiler ağı içinde bağlı hale gelmelerini anlatır. Sosyal ilişkilerin bütünüdür.
Globalleşme ise, bir süreçtir.
Politik Değişim
Kavramlaştırma: Politik Gelişme mi, Değişim mi?
Yerleşik Kavram: Politik Gelişme
Davranışçılık akımı, “teorik sağlamlıkla amprik araştırmayı birleştirme” anlayışı.
Huntington ve Deutsch gibi politik gelişmenin eşitlik, kapasite ve farklılaşma gibi üç önemli belirtisi.
Seçenek Kavram: Politik Değişim
Politik evrim şu durumlarda vuku bulabilir.
Politik değişim dediğimizde, hem gelişmeden hem de bozulma veya gerilmeden söz etmemiz mümkün.
Politik değişim kavramı, genel olarak bir durum farklılaşmasını ifade eder.
Politik Değişimin Niteliği
Adapter sistem tiplerini dörde ayırmaktadır: hareketlendirici sistem, bürokratik sistemi teokratik sistemi uzlaştırıcı sistem.
Değişmenin iki yönünden;Değişim, hak ve faydaların daha geniş çapta dağılımına kitlelerin politikaya katılımı artar.
Statükonun rijid bir şekilde pekişmesini sağlayan, istikrar, faşizan örnektir.
Politik Değişim ve Kontrolün Kurumsallaşması
İdeolojik aracı, “politik din” olarak. Apter, seçkinlerin ideolojiyi sembolik bir güç olarak.
Yayın Yılı: 2000
2. Hm. Kağıt
212 sayfa
13,5×21 cm
Karton Kapak
ISBN:9753166001
Dili: Türkçe
Siz ne düşünüyorsunuz?