Gökten 3 Elma Düştü

Sabırla ne olacak diye izlediğim filmlerden biri de Gökten Üç Elma Düştü. Film sonuna kadar kendini izletmeye endekslenmiş. Aslında öyle ahım şahım konu da yok. Bilindik hikaye, bilindik, replikler bilindik oyunculuk. Filme baktığımızda bir “sanat filmi” olmayacak kadar boş ve yetersiz, bir gişe filmi olacak kadar da sıkıcı. Film iki platform arasında sıkışmış, o seksenlerde, doksanlarda videolarda izlediğimiz Türk filmleri kıvamına gelmiş.

İlk dakikalarda, filmin ismi ile olan biteni bağdaştırmaya çalışıyorsunuz. Aslında son başta verilmiş ancak hikaye ve kahramanlarla olan alakasızlığımız yüzünden bu konuda bir yorum yapamıyoruz. Filmin bundan sonrası için gelişeceğini düşünürken geçmişe dönüyoruz birden.

Ali karakterinin şehre gelişi ile başlarız. Ali kendi çapında hırsızdır. Ailesinden kaçmış soluğu büyük şehirde almıştır. Bu sırada otobüsteki herkesi soyar. Alinin film boyunca götürdüğü tüm paralar, tam anlamıyla amatörce çekilmiş, sanki hal Ali al paramızı çal dercesine davranmıştır.

Recep ise eski emekli askerdir. Askerlik hayatı bitmiş ancak askeri yaşamından vazgeçmemiştir. Her gün yaptığı işleri dakik bir şekilde yapmaktadır. Hayatta tek yakını olduğunu düşündüğümüz kızı ile de bilmediğimiz bir husumet yüzünden görüşmemektedir. Tek eğlencesi ise apartmana girip çıkan Nilgün’ü gözetlemektir. Gözetlemek dedimse girişini çıkışını kabul etmektedir. Sebebini Nilgün’ü anlatırken sanırım yazacağım.

Nilgün ise apartmanda yaşayan Bir hayat kadınıdır. Eve kesinlikle iş getirmez, paraları ise bankaya yatırtır elden almaz. Prensip sahibidir yani. Parasını çekmek için gittiği bankada ise banka müdürüne yanıktır. İlerleyen dakikalarda görürüz ki aslında bu adam Nilgün’ün üniversiteden beri aşık olduğu kişidir.

İki karakterimiz birbiri ile tanışır ve didişirken Ali olaya dahil olur. Ali bir gün Recep’in kapısını çalar ve torunu olduğunu söyler. Recep başta onu kabul etmek istemese de Ali’nin ısrarcı tavırlarına yenik düşer ve birlikte yaşamaya başlarlar. Ancak Ali’nin uyması gereken bazı şeyler vardır. Mesela belli saatten sonra giriş yasaktır eve. Recep, Ali’yi dersaneye yazdırır okusun diye.

Ali’nin ise okumaya niyeti yoktur. Küçük çapta hırsızlığa devam eder. Zengin bir arkadaş bulur kendine. Arkadaşı kokain kullanmaktadır. Tabi aldığı malın parasını ödemeyince, mafya onu köşeye çeker. Kurunun yanında yaşta yanmış Ali’de onunla birlikte çekilmiştir köşeye. Çocuğun babası telefonuna cevap vermeyince iyi bir dayak yerler. Ali parayı bulacağını söyler ve dedesinin evine gider. Recep’in saklamış olduğu parayı alır ve ödemeyi yapar.

Nilgün ise, hayatının aşkı ile birlikte olma fırsatını bulmuştur. Birlikte oldukça fazla vakit geçirmeye başlarlar. Nilgün adamı takip etmeye hayatını araştırmaya başlayınca iş çığırından çıkar. Adam Nilgün’e kızar ve görüşmemeye başlarlar. Nilgün bu durumu hazmedemez. Kendini eve kapatır. Bu arada Adamın evine bir telefon gelir. Karısı telefonu açar ve adamın bir ilişkisi olduğunu söyler. Adam Nilgün’den şüphelenir ancak telefonu açan kişi iş yerinde beraber çalıştığı sekreteri ve sevgilisidir. Adam kızı uzak bir şehre iş için gönderince kız bu intikam yolunu seçmiştir. Kabak Nilgün’ün başına patlamıştır. Adam Nilgün’ü bir temiz döver.

Recep ise Ali’yi beklemektedir. Bu sırada kızı ve torunu gelir. Öğrenir ki Ali, gerçek torunu değil, torununun arkadaşıdır. Mafyadan kurtulan ancak eve gidecek cesareti olmayan Ali tüm olan biteni apartmanın çatısından izler. Adam Nilgün’ün evini basıp ona şiddet uyguladığında Recep eski beylik tabancası ile olaya müdahale eder ve Nilgün’ü kurtarmaya çalışır. Patlamayan silah ise Recep’i de zor duruma sokar. Adam ona da saldırır. Bu esnada Ali içeriye girer ve bir taş ile adamın kafasına vurur. Adam ölmüştür.

Bu üçlü, bir süre ne yapacağını düşünür. Hiç birisi, geleceğinin mahfolmasını istemez. Bir plan yaparlar. Akıtan çatıyı onarmak için beton atarlarken adamı da içine gömerler. Üçü içinde yeni bir hayat başlamıştır. Birbirlerine destek olacakları. Herkes mutludur…

Durağan sahneleri, klasik ve yetersiz olan diyalogları ile birlikte film iki saati buluyor. Başarılı bir dram diyemeyiz. Filmin üzerimize bıraktığı etki bu yönde değil. Karakterlerin yalnızlıklarını bize hissettirememiş. Hissettiremeyince de Sadece anlamsızca izlenen bir film olmaktan kaçınamamış. Komedi değil, korku yada gerilim hiç değil. Ancak bu kadar durağan ilerleyen senaryoda izlerken ne olacak diye merak ettiğimi de belirtmeliyim. Ancak öyle pür dikkatte değil. Gönül rahatlığı ile filmi izlerken işlerinizi yapabilirsiniz. Bir kayıp olmaz…

Yönetmen – Senarist: Raşit Çelikezer

Oyuncular:

Köksal Engür
Recep
Bennu Yıldırımlar
Nilgün
İsmail Hacıoğlu
Ali
Kürsat Alnıaçık
Ali Hürol

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1385905/