Bazı durumlarla başa çıkmak lazım. Nedir bunlar diye soru sorabilirsiniz ama ben net bir cevap veremem. Bazı soruların cevapları ise kişiye özeldir. Yani bu soru da kişiye özel sorulardan. Özel soru sınıflandırmasını da soru sorulan kişi belirler. Aslında tüm sorular özeldir. Bazıları ise daha özeldir ama onlar özel olarak nitelendirilirler. Şimdi durumlarla başa çıkmaktan bahsederken özel şeylere girmek, pek kafa karıştırıcı oldu. Zaten şu an şuursuzlaşmaya başlayan beynimin sanıyorum ki son saçmalıkları bunlar. Az sonra pekala saatlerce sürebilecek bir uykunun kollarına kendimi atabilirim. Hem de bu saatte yani bu yazının yazıldığı saatte. Göz kapaklarım o kadar ağır. Beni uyaran tek şey sanıyorum ki, kazınan midem. Sıkıcı ve gürültülü bir ortam. İnsanların cidden çalışmaya çalıştıkları belli.
Hareketsiz yerleri sevmiyorum. Aslında hareketli yerleri de sevmiyorum. Evet aslında insanlar benim zevkime oynasın istiyorum. Benim dediklerimi yapsın. Ne büyük ve olmayacak bir zevktir.
Göz kapaklarım son günlerde biraz daha fazla düşeye başladı. Nedenini bilmiyorum, yorgunluk, uykusuzluk, isteksizlik olabilir altında. Düşen göz kapaklarımı kaldırmak için Disney çizgilerinde gördüğüm uyumama taktiğini uygulamak için bu gün yanımda iki mandal getirdim. Birini sağ birini sol gözüme yerleştirdim. Öncelikle benim mandallarımdan mıdır nedir göz kapağımı üst tarafa tutturmak biraz zor oldu, zor ve acı verici. Gerçekten de uykum kaçtı ama. Demek ki bir bildikleri varmış.
İnsan bir süre sonra acıya alışıyor, ancak göz sulanmanın bokunu çıkardığında elinizle de silemediğinizden, sık sık mandalları gevşetmeniz gerekiyor. Ben buna da bir çözüm buldum. Masa zerindeki küçük vantilatörü kendime çevirdim. Bu şekilde sulanan gözlerim vantilatör tarafından hemen kurutulacaktı… Sanıyorum bu tezim beş dakika kadar idare etti beni, sonra daha fazla sulanmaya başladılar ve bu vantilatör tozları da harekete geçirdiğinden tozlar önce gözlerime doldu. Neyse ki gözlerim çok sulanıyor, vantilatör kurutuyor da, sonra kapan toz… Sulansın kurusun, toz gelsin, sulansın silinsin, vantilatör kurutsun toz kapsın, sulansın silinsin… Aslında güzel bir devinimdi ta ki şu tozlar beni hapşırtana kadar.
Sanıyorum mandallarım ACME olmadığı için çektiğim bu acı. Acıyı da bir yana koydum, hapşırırken yaşadığım durum ise içler acısı. Hala yerine oturtamadım şu gözü…
Siz ne düşünüyorsunuz?