Gravity

Bu ay içerisinde yer alan festivale bulaşmışken 2014 Oscar adayı filmlerin bir çoğunu izlemeye fırsat bulamamıştım. Sonuç olarak ödüller dağıtıldı, giden ödül yerine gitti bende ödül alan filmler başta olmak üzere adayları da yavaş yavaş izlemeye başladım. Gerçi izlediğim iki aday film için pek yanıldığımı söyleyemeyeceğim.

Gravity ise geçtiğimiz senenin en iddialı bilim kurgusu olmakla birlikte 10 dalda Oscar adayı gösterilmişti. Bunlar; En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kurgu, En İyi Müzik, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Görsel Efekt, En İyi Ses Kurgusu, En İyi Ses Miksajı dallarındaydı. Bunların En İyi Kadın Oyuncu adaylığı hariç tüm adaylıklarına sempati ile baktım. Öyle ki filmin baş rolü olan  tam anlamıyla film için fiyaskoydu. Kesinlikle botokslu yüzüyle bir astronotu canlandıramayacak kapasitedeydi. Bu bağlamda filmin castı baştan tökezliyordu. Zaten kendisini çoğunlukla mimiksiz ve astronot kıyafeti içerisinde sabit ve kısıtlı alanda gördüğümüzden neden aday olduğu konusunu tekrar tekrar soruyorum. Neyse ki jüri beni şaşırtmadı ve Sandra Bullock ödül alamadan döndü evine.

Ancak Gravity, En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Müzik, En İyi Görsel Efekt, En İyi Kurgu, En İyi Ses Miksajı, En İyi Ses Kurgusu olmak üzere aday olduğu 10 daldan 7’sini almayı başardı. Film ses konusunda gerçekten iyiydi. Ödül almasını çok yadırgamadım. Görsel efekt olarakta aslında adaylar arasından onu geçebilecek pek film göremedim. En İyi Kurgu ödülüne gelince aslıda aday olan diğer filmlerin çoğunu izlemedim ama sanki bu filmde kurgu ile ilgili sıkıntılar var gibi hissettim, zaten buna birazdan değineceğim. Filmin müzikleri güzeldi. Görsellikle birlikte sizi tam anlamıyla filmin içine çekiyordu. Ancak şu an müziklerden biri aklında mı diye sorarsanız melodisi dair hiç bir şey hatırlamadığımı söyleyebilirim size. Tabi diğer film müziklerini de dinlemek gerek.

En İyi Görsel Efekt en İyi Görüntü Yönetimi de adaylar arasında işlemediklerim olasa da tür olarak sanki Gravity içerinden daha sayılır geliyor bana. Ancak asıl bomba ‘nun en iyi yönetmen ödülünü alması. Tabi burada alamaz demiyorum. adaylar içerisinde en çok hak eden isimlerden biri ama benim genel olarak taktığım, en iyi yönetmeni başkasına verip hatta bir ton ödülü aynı filmde toplayıp en iyi film ödülünün başkasına gitmesi. Bir film nasıl en iyi film olur pek anlamış değilim. Şimdi dönelim filme.

Film görsel olarak mükemmel olmakla birlikte boş bir senaryoyla çıkıyor kaşımıza. Yani aday olduğu, aldığı ödüllerin hakkını verirken senaryonun bu kadar taban tutulup sallanmaması benim canımı çok fazla sıktı. Anlamsız olaylar üzerine anlamsız bir kurgu yapılmış. Bununla birlikte başarısız diyaloglar, zorlama hayat hikayeleri aslında Amerikan filmlerinden çok bildiğimiz artık olmazsa olmaz olan gereksiz dram filmin en sıkıldığım bölümlerindendi.

Hikaye bildiğiniz üzre uzayda geçiyor. Ryan Stone ve Matt Kowalski arızalanan bir parçanın onarımı için uzayda dolanmaktadırlar. Ryan cihazı tamir etmeye çalışırken Matt’da gevezelik yapar. Bir bir süre boyunca mekikte ikisinin olduğunu düşünürüz. Tam işlem sırasında yeryüzünden görev iptal emri gelir. Herkes toparlanmaya başlar. Ryan ise elindeki kartı yerine tutturmak için zaman harcar. Tam o sırada gemilerine bulundukları yere bir uydunun parçaları çarpar. Gemileri, cihazları ve arkadaşları ölür. Sağ kalan Ryan ve Matt’dır.

Tabi filmin daha ilk dakikasındaki açıklamalarda soru işaretleri yakamıza yapışır. Ruslar neden yörüngede işe yaramayan uyduyu patlatmışlardır. Sonuçta bunun etraftaki kendi uyduları da dahil tüm uydulara zarar vereceğini iletişimleri aksatacağını bilmeleri gerekti. Velhasıl Ruslar böyle bir eşeklik yapmış parçaladıkları uydunun hurdaları da diğer yörüngedeki uyduları biçerek devam etmektedir. Tabi bu durum yer yüzü ile iletişimi de engeller.

 Ryan ve Matt, Matt’ın önderliğinde Rus üssüne gitmeye karar verirler ve uzayda gezinmeye başlarlar. Tam Rus üssüne geldiklerinde enkazlar yine gelir ve onları zor duruma sokar. Burada Matt kendini feda ederek uzayın derinliklerinde kaybolur. Ryan tek başına kalmıştır. Matt ile yaptıkları planı uygulamaya koyar.  Çin istasyonuna gidecek oradan kapsüle atlayıp dünyaya geri dönecektir. Ancak Çin üssüne gittiğinde de kapsülün yakıtının olmadığını fark eder. Burada intihara teşebbüsler, halüsinasyonlar eşliğinde Ryan bir savaş verir ve sonunda kendine gelerek dünyaya geri döner.

Olay bu şekilde heyecanlı bir şekilde cereyan ederken, Ryan’ın daha hikayenin başında azalan ve biten oksijen tüpünün saatlerce dayanması çok ilginçti. Tabi bir de Matt’ın oksijen tüpüyle Ryan’ın oksijen tüpü aynı ebat değil mi merak ettim. Ryan eksilere vururken oksijen konusunda Matt lay lay lom yapıyordu. Şimdi bazı arkadaşlar Ryan’ın korkudan çok nefes alıp verdiğini ve oksijeni bitirdiğini söyleyecekler ama arkadaşım Matt’te susmadı be. Bir diğer hususta Ryan Rus kozmonot kıyafetlerini giydiğinde oksijen tüpünü neresine soktu anlamadım. Tamam yangın tüpü iyi fikir ama oksijen olayını nasıl hallettin bilemiyorum. Birde Ruslar’ın İngilizce kullanma kılavuzu koyup Çinlilerin koymaması da ilginç bir ayrıntıydı.

Gravity iyi bir filmdi. Kendine izleyiciyi çekiyor karakterlerle empati kurduruyor ses ve görsel olarak sanki size de uzaydaymışsınız hissini veriyordu. Görsel olarakta çok başarılıydı. Ancak hikayenin tabanının dolu olmasını isterdim. Mantık hatalarının daha aza indirilmesini. O zaman daha keyifli bir film çıkardı karşımıza. Yinede görsel olarak film tatmin edici. Ödülleri haklı olarak aldığını kanıtlıyor. Keyifle izlenecek bir film Gravity.

Yönetmen: 

Senaryo: 

Oyuncular:

Ryan Stone
Matt Kowalski
Mission Control (ses)
Aningaaq (ses)
Shariff (ses)
Explorer Captain (ses)

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1454468/


Yorumlar

“Gravity” için bir yanıt

  1. […] gemisinin etrafını gördük, ne uzay, ne gezegen ayrıntıları hiç bir şey yoktu. Bu konuda Gravity daha başarılıydı. tatmin ediciydi. Ancak onunda hikayesi boştu. Bir yerde NASA uzay […]

Siz ne düşünüyorsunuz?