Gulyabani

Şu dünyada tırsarak izlediğim karakterlerden biridir Gulyabani. Her ne kadar yeni nesil için pek bir şey ifade etmese de bizim nesil için en büyük korku unsurlarındandır. Daha küçükken Türkiye’inin en iyi korku filmlerinden biri olan Süt Kardeşler’de komedinin tam da ortasında onu görüp nasıl korktuğumu hala hatırlarım. Açıkçası benim için Palyaço (S. King – O ‘IT’) nasıl beni korkutursa Süt Kardeşler içerisinde en fazla iki dakika görünen Gulyabani beni o kadar korkutmuştur. İkisini de pek sevmem. Sanırım şimdi de beni korkutacak iki karakterden biridir Gulyabani. Tabi Gulyabani temelini Süt Kardeşlerle atmış olsam da akabinde, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın orijinal Gulyabani’sini okuyup akabinde TRT’de radyodaki piyeslerini dinlemişliğim var. Biliyorum ki benim yaşıtlarımda da aynı yere sahiptir Gulyabani.

Filmin çekildiğini duyduğumda açıkçası çok meraklandım. Gulyabani’nin yeni bir çevriminin yapılması beni merak içinde bıraktı. Nasıl bir şey olacağını aslında düşünüp durdum. Gerçi oyuncu kadrosuna baktığımda umutlarım biraz olsun gitmişti. Kadroda iş yapacak kim vardı? Yada iyi bir performans gösterecek? Aslında kimse yoktu.. Bu sebepten dolayı filmi sinemada izlememeye karar verdim. Zaten kadroya baktığımızda filmin safi korku olmayacağı belliydi. Sitelerdeki tanıtımlar da korku-komedi olacağını yazıyordu. Zaten bizim toplum olarak korku filmi izleyememe gibi bir sorunumuz olduğundan filme başta korku-komedi demek ileride yapılacak eleştirilerin önüne geçmek anlamına geliyor. Bu konuda çok fazla eleştiri yapmıyorum. Korku komedi olsun elbet ama soruyorum korku bu filmin neresindeydi?

Şimdi filmdeki isimleri gördüğümde açıkçası “göt-göğüs” izleyeceğiz diye düşündüm. Filme birde tecavüz sahnesi koysalar iş tamamdı aslında. Ancak nispeten “göt-göğüs- görsekte filmde tecavüz sahnesi görmemek beni üzdü. Film klişeler üzerine giderken bu da klişe olsaydı fena olmazdı. Öncelikle hikaye olarak ele alalım filmi. Filmin hikayesi oldukça basitti. Tatil yerine çalışmaya giden bir grup var karşımızda. Kızlarımız senarist ve yeni bir korku filmi üzerinde çalışmaktadırlar. Bu sebepten dolayı yapımcının dağ evine giderler. Üç senarist bir de hikayeyi anlaması açısından filmin başrol oyuncusu bu eve yerleşirler.

Tabi bu dört kadının ikisi arasında yönetmenle sevgili olma muhabbeti geçer. Bir yeni bir eski sevgili bir araya gelmiştir. Kızsal didişmelerin arsından dağ evine ulaşma süresince komik köylü karakterlerle de karşılaşırız. Tabi dört kız olur da abaza köylüler olmaz mı? Filmin eğlence kısmı da burada karşımıza çıkıyor. Eve yerleşirler ve etrafı keşfe çıkarlar. Ormanda dolanırken üstü kapalı bir kuyu görürler. Merak edip onu açarlar. Tabi bilmeden Gulyabani’yi  uyandırmışlardır.

Akşam olduğunda dışarıda yemeğe otururlar. Derken oralardan geçen bir büyücü kadına denk gelirler. Kadına da yemek verirler ve kadın Gulyabani hikayesi ile onları korkutur. Ormanda buldukları kuyu hikayede de vardır. Bu şekilde kızlara kuyunun ağzının kapatılma hikayesini de anlatmış olur. Tabi kızlar biraz tırsar bu hikayeden. Ancak görürüz ki aslında bu bizim köylü gençler kızları korkutsun diye bu büyücüyü göndermişlerdir. Tabi bu kızlar için sadece hikayedir. Bu korkutma macerası esnasında büyücü kadın kızların falına bakmış ve Gulyabani’yi görmüştür. Gulyabani’nin canlandığına inanır bunu gençlere söyler ama onlarda inanmaz.

Kızlar çalışmaktan çok eğlenmeye odaklandıklarında bizim köylüler de onları dikizlemeye devam etmektedirler. Bu esnada film küçükte olsa kızların ikili ilişkilerine geçmiş hayatlarına odaklanır. Korkularına yer verir. Ama bence yetersiz ve başarısız. Ancak kaile alınacak bir şey yoktur. Derken ikinci akşam garip şeyler olmaya başlar. Gulyabani ortaya çıkmıştır ve herkesin peşine düşmüştür. Bu sırada olaylardan habersiz gençler kızlardan medet umar. Tabi Gulyabani onlar içinde gelmiştir.

Filmi götürenlerin aslında yan karakter olan ve komedi unsurlarını paylaşan genç köylü ekip olduğunu söylemeliyim. Filmi tek başına sırtlayan isim ise Mustafa Üstündağ hem oyunculuk açısından hemde karakter açısından filmdeki en başarılı isimdi. Filmde daha çok gözükse emininki daha iyi bir iş çıkabilirdi ortaya. Zaten Mustafa Üstündağ ile birlikte diğer erkek köylü tayfası filmin izlenimini arttıran ve filmin komedi kısmını arakta tutan bunun haricinde korku kısmını yüklenen diğer oyuncularda yani kızlarda çok iyi performans diyebileceğim bir oyunculuk yok.

Filmin müzikleri güzeldi. Komedi tarafının ağırlıklı olmasından mıdır nedir bir korku filmi olarak bakarsam sesleri en çok anlaşılabilir filmdi. Ses sorunu yaşamadım. Çok fazla gürültüyle korkutalım olayına da girmemişler. Filmin yönetiminde çok fazla bir şey görmedim. Sahneler oldukça klişe artık görmekten ezberlediğimiz sahnelerdi. Kötü hayaleti Gulyabani yapalım tarzındaydı.

Özetlemek gerekirse aslında çok şey beklemediğim film beni fazla hayal kırıklığına uğratmadı. Ama gidip hikayeyi kızların üzerine yürüyeceklerine bizim kötü karakterlerin üzerine yürüselermiş eminim komedi tadı daha yüksek bir film çıkarmış karşımıza. İzlenimi daha zevkli bir hal alırmış.

Filmin komedi karakterlerinden farklı olarak güldüğüm kısmı ise arabada Gulyabani FM’in çalması ve Gulyabani minyatürünün hareket etmesiydi.

Özetlemek gerekirse bir şey ile uğraşırken ses olsun diye izlenebilecek bir film Gulyabani. Aksi taktirde çok tatmin etmiyor. Gulyabani Süt Kardeşler’deki maskede daha bir korkunçtu. Burada değişik bir şey olmuş. Ne diyeceğimi bilemedim. Tabi afilin çalıntı olmasına da değinmek lazım. Bence özgün olmak o kadar zor olmamalı.

Yönetmen: Orçun Benli

Senaryo: Orçun Benli, Alptekin Öztürk

Oyuncular:

Cüneyt Arkın
Yalçın Bey
Ceyda Ateş
Duygu
Didem Balçin
Yasemin
Sarp Bozkurt
Samet
Kenan Ece
Murat
Hasan Küçükçetin
Gulyabani
Perihan Savaş
Falcı Kadın
Deniz Uğur
Güneş
Melike Öcalan
Asli
Mustafa Üstündağ
Kadir

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt4048674/

http://www.sinematurk.com/film/50162-gulyabani/

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?